♤part five♤ ameliyathane

178 10 2
                                    

"Bunu durduramazsınız bay doktor" dedi kaecilius. Stephen " 'bu'nun ne olduğunu bile bilmiyorum."Diye yanıtladı. Kaecilius "Bu son ve başlangıç "Diye cevap verdi. Stephen elindeki ağızlığı göstererek "mantıklı davranmaya başlamazsan bunu tekrar takacağım" dedi.

Kaecilius dediklerini umursamayıp devam etti. "söyleyin bay doktor " Stephen sözünü böldü "benim adım doktor Stephen strange." Dedi. Kaecilius anlamışcasına "sen doktorsun?"dedi. Stephen "evet" Diye yanıtladı. Sonra kaecilius devam etti "Doğa kanunlarını biliyorsun. güneşimiz soluyor dünya ölüyor ama karanlık boyut zamanın ötesinde bir yer "

Stephen kaecilius'a yaklaşıp "tamam bunu geri takıyorum" dedi. Kaecilius "bu dünya ölmek zorunda değil bay doktor. Bu dünya diğer dünyalara beraber hakkettiği yeri alabilir."Dedi. Stephen elindeki ağızlığı yandaki masaya bıraktı. Ne yapıyordu bu, ona inanmış olamaz değil mi?

Kaecilius devam etti "zaman hepimizin düşmanıdır, zaman herseyi öldürür." Ben hemen araya girip "ya senin öldürdüğün insanlar" dedim. Kaecilius " minik, Kayıtsız evrendeki anlık zerreler." Diye cevap verdi.

Stephen ona inanmak konusunda kararsız kalmış gibiydi. Kaecilius " evet, anlıyorsun. Ne yaptığımızı görüyorsun. İnsanlık sonsuzluğu özlüyor, çünkü bizi köleleştiren zamandır. Ölüm bir hakarettir. Doktor, biz dünyayı yönetmeye çalışmıyoruz onu kurtarmaya, Dormammu'ya teslim etmeye çalışıyoruz." Dedi.

Stephen'ı kandırmaya çalışıyordu."Stephen seni kandırmaya çalışıyor ona inanma" dedim sakin bir şekilde. Stephen "büyücü varoluşu savunur "dedi. Kaecilius "siz kamar taj'a iyileşmek için gezdiniz, hepimiz gibi. Hepimiz iyileşmek için geldik. Ama ancient one bize salon oyunları veriyor. Bu kadar uzun yaşamayı nasıl başardığını hiç düşündün mü?"Diye cevap verdi.

Stephen iyice inanmaya başlıyordu. Sonra Stephen "cagliostro'nun kitabındaki ritüelleri gördüm." Dedi. Kaecilius "sen bilirsin. Dormammu, ancient one'ın dediğini karşılıksız verir. O dünyaların yok edicisi değil kurtarıcısıdır." Diye cevapladı.

"Hayır, yüzüne bak seni bir katil yaptı. Krallığı ne kadar iyi olabilir ki?" Dedim. Kaecilius birden gülmeye başladı. Delirdi mi bu? Stephen "sence bu komik mi?" Diye sordu.
Kaecilius "hayır bu değil. Komik olan, çember yüzüğünü kaybetmiş olman."

Stephen hemen yüzüğünü kontrol etmek için elini kemerine attı ama yüzüğü yoktu. O sırada arkamızdan bir öğrenci çıktı. Elindeki kılıcı Stephen'a sapladı, Sonra onu merdivenlerinden aşağı itti. Her şey çok ani olmuştu hiç bir şey yapamadım. Öğrenci Stephen'ın peşinden aşağı inerken bende hemen peşinden koştum.

Ona yetiştiğimde, elindeki kılıcı bir kez daha Stephen'a saplamak üzereydi. Hemen bir halat oluşturup kolunu tutum, Sonra bana saldırmaya başladı kendimi savunurken, fırsat bulup elimdeki yüzüğü Stephen'a fırlattım.

Stephen yüzüğü aldı, zorlada olsa bir portal açıp buradan ayrıldı. Bende öğrenciyle tek başıma kalmıştım. Dövüşürken bunun daha ne kadar devam edeceğini düşünüyordum. Sonra, Stephen'ın taktığı kırmızı pelerin uçup adamı boğmaya başladı. bende fırsattan yararlanarak portaldan atladım. Portalı bir hastaneye açmıştı. Koridora çıktığımda, bir kadın Stephen'la beraber ameliyathane girdi. Bende hemen peşlerinden gittim.

"Stephen" Diye bağırdım. Ortadaki sedyede yatıyordu. Bana bakıp "reyna" dedi ve bayıldı. Hemen koşarak Stephen ın yanına gittim. Az önce Stephen'ın yanında gördüğüm kadın "sende kimsin?" Diye şaşkınlıkla sordu. Bende "asıl sen kimsin?" Diye cevap verdim. Kadın "Ben-" sözünü bölen Stephen'ın ruhu oldu "bunun için zaman yok" kadın tiz bir çığlık kopardı, bense sadece irkildim.

𝘍𝘌𝘋𝘈𝘒𝘈𝘙 ♤𝘚𝘵𝘦𝘱𝘩𝘦𝘯 𝘚𝘵𝘳𝘢𝘯𝘨𝘦♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin