◇part three◇ kitap

201 13 2
                                    

Aradan biraz süre geçtikten sonra ancient one Stephen'ı içeri almamızı söyledi. Kapıyı açtığımda hâla oradaydı. İçeri gelmesini söyledim."teşekkür ederim" dedi. İçeri aldık, ona odasını gösterdik sonra mordo söze başladı.

"Yıkan, dinlen mümkünse meditasyon yap. Ancient one seni çağıracaktır." Sonra ona bir kağıt uzattım "peki bu nedir? Benim matram mı" dedi Stephen "internet şifresi" Diye yanıtladım. "Biz yabani degiliz" dedi mordo. Sonra biz odadan çıktık

...

Sabah olmuştu wongu biraz sıkıştırıp izin alarak ustalara özel kısımda kitap okuyordum. Tam kitabın diğer sayfasına geçecektim ki wong içeri girdi. Arkasından da Stephen. Beni fark ettiği zaman "merhaba" dedi. Sıcak bir gülümseme ile bende "merhaba" dedim. Sonra wong Stephen için bir kaç kitap seçti.

Stephen yasaklı kitaplara bakıp " bunlar peki" dedi. Wong " onlar ancient one'ın özel koleksiyonu" Diye yanıtladı. " o zaman yasaklı" dedi Stephen.

Wong "Kamar taj da hiç bir bilgi yasak değildir sadece bazı uygulamalar var." Dedi. Bende okuduğum kitabı elimden bırakıp yanlarına gittim "o kitaplar ancient one dışındakiler için aşırı ileri düzey"

sonra Stephen bir kitabı zincirinden çıkarıp incelemeye başladı "bu kitabın sayfası eksik" dedi. Wong "o cagliostro'nun kitabı, ayinlerden biri, eski bir usta tarafından çalındı. Bağnaz kaecilius tarafından" dedi. "eski kütüphaneciyi asıp basini bedeninden ayırdıktan hemen sonra" Diye devam ettim.

"Bu kitapların muhafızı artık benim. Biri çalınırsa haberim olur. Ve sonuç olarak daha yerleşkeden ayrılmadan ölü bulunursun" dedi wong. sonra kitabı Stephen'ın elinden alıp kapattı.

Stephen "peki sadece günü geçerse, bir bedeli varmı yaralama gibi."dedi. Wong hiçbir şey demeyince "eskiden insanlar komik olduğumu düşünürdü" dedi. Sonra wong "para mı veriyordun?" Dedi. Az bir şekilde kıkırdadım.

Stephen masaya yönelip wong'un ona verdiği kitapları toplayıp " teşekkür ederim kitaplar için, dehşet verici hikaye için ve bir de ölüm tehdidi için" diyip gitti. Ve kitabıma kaldığım yerden devam ettim wong da az önceki kitabı yerine koydu.

...

Evet yine eğitimdeydik bu sefer portal açacaktık çember yüzüklerimizi alıp yerlerimize geçtik. Mordo söze başladı "tek yapmanız gereken odaklanmak varış noktasını zihninizde canlandırın öteki dünyanın ilerisini görün"

Ben de her zaman ki gibi bir elimi kaldırıp diğeri ile küçük daireler çizmeye başladım ama bu portal açılmaya başladı yavaş yavaş içerisi göründü ve sonunda tamamen açıldı. Sevinçten havalara uçuyorum ama sesim bile çıkmıyordu çünkü burada herkesin içinde bağıramazdım.

Stephen'ın ne durumda olduğunu öğrenmek için yanıma baktım. O pek bir şey yapamıyordu. Sonra ancient one geldi. " Bay strange ile biraz yanliz kalmak istiyorum" Diye seslendi herkese. Ben de tam çıkacaktım ki " sen kal reyna " dedi. Bende mordo'nun yanında beklemeye başladım.

"Ellerim" dedi Stephen "sorun ellerin değil" Diye yanıtladı ancient one. Stephen " sorun nasıl ellerim olmaz" dedi. ancient one tam gitmek üzere olan adama seslendi. "Usta hamir" adam geri gelip kolunu açtı sol eli yoktu sonra büyü yapmaya başladı. Ancient one ona teşekkür edip Stephen'a döndü

"nehre boyun eğmeyi öğretemezsin. Akıntısına teslim olup gücünü kendininmiş gibi kullanmalısın." Stephen "ne yani kontrolü bırakarak mı kontrol etmeyi öğreneceğim. Bu bana hiç mantıklı gelmiyor."dedi.

Ancient one "bazi şeyler mantıklı gelmez mantıklı olmak zorunda'da değildir. Zekan sayesinde çok ilerlemişsin ama bu seni daha ileriye götürmez. Teslim ol. Egonu susturursan gücün şahlanıcak" Diye yanıtladı. Sonra portal açıp gittiler.

Bi süre sonra ancient one geri döndü ama Stephen yoktu mordo "bizim acemi nasıl" Diye sordu yanımıza gelirken. " göreceğiz, eli kulağımda" Diye yanıtladı ancient one 'ah' diye bir ses çıkardı mordo biraz bekledikten sonra.

"Belkide ona yardım etme-" ancient one sözümü böldü biraz daha bekledik küçük kıvılcımlar çıkmaya başladı sonra yavaş yavaş portala dönüştü Stephen içinden çıktı ister istemez çok sevinmiştim geldiğine. onun için kokmaya başlamıştım.

...

Aradan uzun süre geçmişti bende Stephen da büyüde gittikçe ilerleme kaydediyorduk. Artık büyü yapabiliyordum ama güçlerimden hala eser yoktu. Varlığından şüphe etmeye başlamıştım. Stephenla baya samimileşmiştik ona herkesten daha yakın hissediyordum nedense.

Yine her zamanki gibi eğitimdeydik Stephen mordo ile dövüşe hazırlanıyordu bende kenarda onları izliyordum

"ancient one o kaç yaşında" Diye sordu Stephen. Bende "yaşını kimse bilmiyor. Sadece celtic olduğu ve geçmişinden kimseye bahsetmediği bilinir.

Mordo devam etti "kararlı olduğunu biliyorum öngörülemez , acımasız ama nazik beni olduğum şey yaptı" sonra pozisyon aldılar. Mordo
"öğretmenine güven ve yolunu kaybetme" dedi.
Stephen "kaecilius gibi mi?" Diye sordu "bu doğru" dedim sonra dönüşmeye başladılar.

Mordo bir tekme savurdu Stephen geri çekilerek kurtuldu ve "onu tanıyordun" dedi pozisyonunu bozmadan. Morda anı bir hamle ile Stephen'ı boyun kilidine aldı.

"Bize ilk geldiğinde herseyini kaybetmişti. Mistik sanatlarda cevap arayan kederli, kırık bir adamdı parlak bir öğrenci, ama gururluydu, inatçıydi ancient one'ı sorguladı öğrenisini reddetti." Dedi mordo.

Stephen ondan kurtuldu boynunu ovalamaya başladı tanrım ne yakışıklı görünüyordu neyse sonra mordo devam etti " kamar taj'dan ayrıldı öğrencileri de onu takip etti. Sahte doktrin tarafından baştan çıkarıldı." Stephen " ve ritüeli çaldı değil mi?" Dedi. mordo "evet" Diye yanıtladı
Stephen "ne yaptı" Diye sordu.

Araya girip "daha fazla soru yok" dedim. Elime bir sopa aldım. Stephen sordu "bu da ne?" "Bu bir soru" Diye yanıtladım. Sonra devam ettim. "Bu bir kalıntı, Bazı sihirler sürdürülemeyecek kadar güçlüdür. Bu yüzden onları nesnelere aşılarız. Onların bizim alamadığımız yükü almalarına izin veririz. Bu yaşayan mahkemenin personeli."

Dedim ve sopayı tutup açtım sonra yere bir kez vurdum ve devam ettim "bir çok kalıntı var, watoomb'un asası, valtorr'un zıplayan botları." Stephen " söylemeleri ne kolay değil mi?" Diye dalga geçti. Güldüm.

Sonra "emanetimi ne zaman alacağım?" Dedi bende " hazır olduğunda" Diye yanıtladım. "Sanırım hazırım" dedi. Bende "kalıntı hazır olduğuna karar verdiğinde hazırsındir. Şimdilik bir silah yarat " Dedim ve ellerini iki yana doğru açıp halat gibi bir şey oluşturdu.

Sonra anı bir hareketle ona saldırmaya başladım "dövüş hayatın buna bağlıymış gibi" dedim kendini oluşturduğu silahla savunuyordu. Silahı kırılınca omu yere serdim.

"Çünkü bir gün olabilir"

𝘍𝘌𝘋𝘈𝘒𝘈𝘙 ♤𝘚𝘵𝘦𝘱𝘩𝘦𝘯 𝘚𝘵𝘳𝘢𝘯𝘨𝘦♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin