Şelalenin başında gözyaşları eşliğinde bekliyordu. Akıttığı kaçıncı damlaydı yanaklarından hatırlamıyordu ama sürekli yenileri ekleniyordu. Boun onu öylece orada bıraktığında hiçbir şey yapamamıştı. Gelebileceğini düşündüğü içinde buradan ayrılamıyordu da. Fluke yanına geldiğinde hala ağlıyordu.
"Prem artık gidelim. Günlerdir buradasın."
O her şeyi kenara bırakmıştı. Beyaz Diyarın kralı bile olsa aşkı için yapmayacağı şey yoktu. Boun korkaktı. Zararın kendisine geleceğinden değil de Prem den olsa gerek tartışmalarında sonra arkasına bile bakmamıştı.
Kuğular ölene kadar eşlerine sadıktırlar. Hayatları boyunca tek eşli bir hayat sürer onlar. Şimdi onu bırakıp nasıl giderdi. Aşkından yanarken nasıl tekrar doğardı. Anka değildi ki o. Eşine karşı ömrünü bağlamış beyaz bir kuğuydu.
"Karanlık Ülkenin kralı ölmüş. Ona taziyeye gideceğiz. Kraliçe'nin emri."
Karanlık Diyarı duyduğunda Prem ayaklandı. Oraya gidecekse bir ümit Boun'u görebilirdi. Sokakta belki rastgele bir yerde... Sadece bir ümit orada görmek istiyordu.
Karanlık Diyara giriş yaptıklarında Prem karanlığın içinde boğuluyor gibi hissetti. Zıt iki ülke olmalarının sebebi de bu olmalıydı.
Siyah saraya giriş yaptıklarında kralın tabutunun önünde durdular. Selam verip arkasını dönecekken içeri giren kişi ile dona kaldı. Boun üzerindeki kraliyet kıyafetleri ile oldukça farklı gözüküyordu. Herkes onun önünde eğildiğinde Prem sadece onu izliyordu. Özlediği kişiyi burada görmeyi hiç beklemiyordu. Tam önünde durduğunda birkaç saniye gözleri birleşti. Kalbinin sızısı daha çok artmıştı.
"Geldiğiniz için teşekkürler. Babamın böyle erken yaşta aramızdan ayrılacağını düşünmemiştim."
Karşısında eğilen kişiye karşılık verdiklerinde Prem gözlerini ondan ayıramıyordu. Gittiği günden beri çok değişmişti. Daha sert bakıyor, konuşuyor... Asla gülümsemiyordu. Şimdi gerçekten Karanlık Ülke insanları gibiydi. Bu değişiklikleri ondan hoşlanmadığını göstermiyordu ama. İstemsizce gözünden bir damla yaş yere düştü. O gece ettikleri dans gözlerinin önünde gelmişti. Saçları arasındaki parmakları, gülüşlerini, öpücüklerini hatırlamıştı. Kendi dünyasında sadece ikisi vardı ne de olsa.
"Bu da kim?"
"Kralın gayrimeşru çocuğuymuş. Yıllarca saklanmış, karalın öldüğünü öğrendiğinde ortaya çıkmış."
"Yazık gerçekten."
"Prem hadi gitmeliyiz artık."
Annesinin dokunuşunu hissettiğinde yanındakileri dinlemeyi bırakmıştı. Onun hakkında söylentiler, edilen küfürleri duydukça sinirleniyordu ama yapacak bir şey yoktu. Kendinden uzaklaşmayı isteyen kişiye nasıl destek olabilirdi ki. Diğerleri ile konuşan kişiye baktı bir kez daha. Arkasından konuşanları umursamıyor gibi gözüküyordu.
Yemek masasına oturduklarında Prem olabildiğince diğer krallıklar ile konuşmaya çalışıyordu. Fakat bakışlarını ne zaman onunla birleşse anında başını çeviriyordu. Prem ise sadece ona bakıyor olurdu.
"Kral Prem sizin de tahta geçmenizi kutlarım. Babanız gibi çok iyi bir kral olacağınıza eminim." Prem teşekkür edip gülümsedi.
"Karanlık Ülkenin de yeni bir kralı olacağı için artık aranızdaki anlaşmazlıkları çözersiniz umarım."
"Babamın izinden gitmeye devam edeceğim. Beyaz Diyar dostumuz değildir."
Boun sert ifadelerini vurgularken Prem sadece yüzüne bakakaldı. Acımasız söylemleri kalbine ok misali saplanırken Prem yüzündeki yalancı gülümsemeyi sabit tutmaya çalışıyordu. Canı yanarken nasıl gülebiliyordu ki.
"Neyse o sizin aranızda olan bir şey. Bu arada Kral Prem. Gece balosunda dans ettiğiniz kişi kimdi? Bir erkekti sanırım."
Karşısındaki kraliçenin dedikleri ile masada bir sessizlik oluştu. Derin bir sessizlik.
Prem soruyla kaslarının gerildiğini hissetti. Masanın altındaki eli titremeye başlamıştı. Gözlerini Boun'a çevirdi. O da kendisine bakıyordu. Kraliçe Prem'in gerildiğini fark ettiğinde elini tuttu. Oğlunun saçma bir şey yapmasından korktuğu için gülümseyerek söze atladı.
"Sadece bir arkadaşıydı. Şaka olarak..."
"Sevdiğim kişi olduğunu söylersem ne olacak?"
![](https://img.wattpad.com/cover/339157419-288-k129660.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White And Black Swan
FanfictionPrem başını sallarken yanındaki siyah atın yelelerini okşayıp şelalenin kenarına ilerledi. Boun bir süre onu izledi. Giydiği beyaz forma vücudunu sarıyordu. Açık kahve saçları rüzgâr ile savaşırken tel tel alnına düşüyordu. Prens Prem... Gördüğü en...