yeni kral

47 6 0
                                        

Sabahın ilk saatlerinde güneş yeni doğmuş pencereden içeri girerken huzurlu ifadesi iyi uyanmıştı Prem. Geçen gecenin ardından aynı hislerle dudaklarına dokundu. Fakat Mutluluğu çok sürmedi. Odasına adeta dalan askerler ile korkuyla içeri giren annesine baktı. Başını sallıyordu o dolu gözlerle.

Beyaz Diyarın gözde kralı gözlerini yummuştu. Beyaz diyardaki herkes adeta yıkılmıştı bu habere. Prens Prem bundan sonra başa geçecek diğer kişiydi. Kral olmanın daha büyük bir vazifesi vardı. Artık omuzları daha bir ağırdı. 

Cenaze boyunca Beyaz Diyar yas içindeydi. Kuşların mutlu şarkısı bile duyulmuyordu. Beyaz tabut görmek herkes için zordu. Haftalardır şelaleye bile gidememişti. Ama aklından asla çıkmamıştı.

Fırsatını bulduğu ilk zaman kendini şelalenin oraya attı Prem. Kayalıkların üzeri boştu. Gelmeyecek miydi bilmiyordu ama onu çok özlemişti.

"İyi misin Prem?"

Arkasından seslenen kişiye döndü. Yüzündeki endişe ile karışık hüzün ifadesi gözle görülürdü. Daha fazla dayanamadı ve kendini güvende hissettiği kollara bıraktı. Gözyaşları yanaklarını ıslatırken bile yanında olan kişi sırtını sıvazlıyor, ona destek oluyordu.

Başını bacaklarına yerleştirdiğinde elleri direk saçlarına yöneldi. Böyle yaparsa rahatlayacağını düşünüyordu. Haftalar sonra ilk defa kuşların sesini duyuyor olabilirdi.

"Yakında kral olacaksın." Prem onun durgunlaşan yüzünü gördüğünde bundan hoşlanmadı.

"Sorumlulukların artacak, insanların gözünde daha önemli hale geleceksin. O zaman ben yanında olamayacağım."

"Neden bahsediyorsun sen?"

Prem'in ani çıkışı şoka uğratsa da haklıydı. Kral olmak göz önünde olmaktı. İnsanlar kralın biriyle görüştüğünü öğrenirse hatta erkek olan biri ile görüştüğünü öğrenirse isyan çıkarabilirlerdi. Herkes tarafından linçlenip yuhlanabilirdi. 

"Eğer ben kral olduğumda halkım tarafından dışlanan biri olacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun Boun. Benim halkım asla öyle bir şey yapmaz."

Prem elindeki kılıca baktı. Babası bu kılıcı verirken en önemli şeyin halkı olduğunu vurgulamıştı. Halk size asla ihanet etmez.

Tören günü geldiğinde annesinin karşısında duruyordu. Başına takacağı tacı memnuniyetle kabul edecekti. Annesinin önünde tek dizi üzerine çöküp durdu. Başına değen taç ile alkışların geldiğini de duyuyordu. Ayaklanıp kraliçeye selam verdi. Sonra toplanan halkı da selamladı. Kalabalığa doğru seslendi.

"Bu diyarda babam olan kraldan daha iyi bir insan yoktu. Onun yokluğu hepimizi hüzne boğsa bile onun yokluğunu aratmayacak bir kral olacağıma yemin ederim. Bu tacın hakkını verecek ülkeme iyi bakacağım." 

Gözlerini alt tarafta kendisine gülümseyen kişiye çevirdi. Artık hislerinden kesin olarak emindi. Kalbinin sesi doğru söylüyordu.

White And Black SwanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin