Ertesi sabah Jisung ilk iş karnındaki kurumuş dölü tiksinerek temizlemiş, ardından uykulu uykulu mutfağa ilerlemişti büyüğün uyanıp uyanmadığına bakmak üzere. Lino mutfaktaydı, kendine bir kahve yapmıştı ve tabletinden makale okuyordu. Jisung'u görünce başını kaldırdı, bir süre onu süzmüş ve sonrasında sırıtmıştı.
"Günaydın Jisungie."
"Hnngnmng.. hyung..."
Lino'nun gözleri onun üzerinde gezinmeye devam ederken, aniden geçen haftadan hatırladıklarıyla boğazını temizleyerek başını makalesine çevirdi hızlıca.
"Sungie,"
Dedi kahvesinden bir yudum alarak,
"Pantolon giymiyorsun."
Jisung duyduğuyla tamamen ayılmış, özürler dileyerek panikle misafir odasına fırlamıştı gerisin geri. Yanakları cayır cayır yanarken, Lino da derin bir nefes aldı mutfakta.
—
Kahvaltıdan sonra Jisung arkadaşlarıyla lunaparkta buluşacağını söyleyerek evine banyo yapıp hazırlanmaya çıkmış, Lino da o sırada biraz dersine çalışmıştı. Jisung bir saat kadar sonra yeniden kapısını tıklattığında Lino o günün üçüncü kahvesini yudumlayarak açtı ona kapıyı.
"Çok tatlı görünüyorsun."
Dedi küçüğe gülümseyerek, Jisung'un yüzü anında çiçekler açarken Lino da kapıdan çekilip onu içeri buyur etmişti yeniden.
"Lunaparka gidiyoruz hyung. Sen de gelmek ister misin?"
"Kendi arkadaşlarımı sizden daha az görüyorum Jisung, ben almayayım sağ ol. Ama seni bırakır, işin bitince de gelir alırım."
"Kendi arkadaşlarını da çağır o zaman? Bizimle takılmak zorunda değilsin ki. Eğlenceli olmaz mı?"
Lino bunu birkaç saniye düşünmüş, ardından mırıldanıp telefonunu çıkarmıştı.
—
Jisung'u kendi arkadaşlarının yanına bırakırken Mingi'yle aralarında hala bir gerginlik vardı, yine de söz verdiği gibi ona da sıcak yaklaşmıştı sanki bir şey olmamış gibi. Lino onlarla kısaca muhabbet etmiş, ardından kendi arkadaşlarını bulmaya gitmişti.
Lunapark kocaman bir yer olsa da arada sırada yolları kesişmiş, Lino'nun arkadaşları onlarla bazı oyunlarda kapışmış ve kaybedince küçüklere dondurma ısmarlamışlardı. Lino nedense o gün gözlerini Jisung'dan bir türlü alamıyordu ve bu durum yine aklını kurcalamaya başlamıştı.
Kendi arkadaşları buradan sonra yemek yemeye puba gideceklerini söyleyince Lino istemese de onları reddetmek zorunda kalmıştı, arabayla gelmişti ve komşusunun çocuğunu eve bırakmalıydı, içki içemezdi. Arkadaşları yine onunla uğraşsalar da anlayışla karşılayarak Lino'ya veda ettiler ve topluca oradan ayrıldılar.
Hava kararırken Lino Jisung'u ve arkadaşlarını aramaya koyulmuştu böylelikle. Çocukların bovlingde olduğunu gördüğünde gülümsemiş, onlara el salladıktan sonra bovling alanının ordaki büfeye oturup kendine bir maden suyu almıştı.
"Kardeşin ve arkadaşları mı?"
Dedi tezgahtar çocuk, Lino gözlerini ne ara daldığını fark etmediği Jisung'dan çekip ona kaldırdı. Yakışıklı biriydi ve açıkça Lino'yla ilgileniyordu.
"Öyle bir şey, evet."
Dedi ona çekici bir tebessüm atarak. Oğlanın gözleri bir süre yüzünde gezindikten sonra biraz daha ona sokuldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✔️ minsung • daddy's boy (texting)
Fanfictionhan jisung'un anonim olarak müstehcen fotoğraflarını paylaştığı bir hesabı vardı. [sexting🔞] --- leemeow: uyluklarında ellerim çok güzel duracak hanie tenini avuçlarımla ezerken çıkaracağın iniltileri hayal ediyorum sweetlikeHANie: tanrım... leemeo...