✔️ minsung • daddy's boy (texting)

33.

tw // ayak, alkol etkisinde cinsellik, biraz somno
———

Minho ve Jisung sevgili olduklarından beridir hayatlarında çok şey değişmişti.

Minho uzun zamandır ciddi ilişki yapmadığı için Jisung gibi deneyimsiz ve saf biriyle nasıl bir ilişkisi olacağıyla ilgili başta endişeler duysa da, Jisung onun bütün endişelerini silip yok etmişti. Hayatı boyunca başka kimseyi böyle sevmemişti.

Minho'yu en çok korkutan şeylerden biri ailelerinin tepkisiydi. Neyseki Jisung'un ailesi onların değişen ilişkisini çabuk kabullenmiş, çabuk adapte olmuştu. Arada sırada Minho'yu akşam yemeğe davet ediyorlar, Jisung onun boynuna sarılıp yüzünü şapur şupur öptüğünde oğullarının mutluluğu karşısında yalnızca keyifle gülüyorlardı.

Birkaç gün önce Jisung'un üniversiteye kabulunun ödülleri dahilinde, abisinin önerisiyle, dolabını yenileme kararı almışlar ve topluca alışverişe çıkmışlardı. Jisung bir sürü cici bici kıyafet denemiş, etrafında dönüp ailesine ve Minho'ya şirinlikler yapmıştı. Minho bir ara kendini daha fazla tutamayıp ufaklığın tombul yanaklarını mıncırmış ve saçlarını koklaya koklaya öpmüştü.

Alışverişten sonra eve dönmüşler, Jisung aldıklarıyla beraber onlara bir moda defilesi yapmış, sonunda da herkes tarafından öpücüklere boğulmuştu. Kıyafetlerini yerleştirmek için odasına döndüğünde Minho da peşinden gelmiş, dolabındaki kıyafetleri ayıklayıp artık giymeyeceği birkaç parça kıyafeti bağışlamak, bazı kıyafetlerini de Minho'nun evine bırakmak üzere ayırmışlardı. Nasılsa Minho'nun dolabında artık Jisung'a ait kocaman bir bölme vardı.

Ertesi gün ise Minho ve Jisung baş başa çıkmıştı alışverişe. Minho ona ojeler, makyaj malzemeleri, etekler, çamaşır, tokalar gibi ailesiyle birlikteyken alamayacağı şeylerden almıştı. Onu en çok heycanlandıran şey ise Jisung'un uzun uzun düşündükten sonra almaya karar verdiği kısa topuklu siyah lolita ayakkabılardı, bebeğine çok yakışmışlardı.

Dışarıda yemek yedikten sonra Minho onu son bir yere daha götürmüştü, Jisung'un ailesiyle kesinlikle gelemeyecekleri bir yere. Jisung kendisine bir kedicik seti beğenmişti; saç rengiyle aynı tonda kulaklar ve kuyruklu bir plug, dirseklerinin üzerine kadar gelen patili eldivenler, altı patili siyah çoraplar ve yümüşak, tüylü ve rahat bir çamaşır takımı. Bir de üzerinde metal harflerle KITTEN yazan bir deri tasma.

Tasma'nın içine Minho'nun adının baş harflerini yazdırmışlardı, böylelikle Jisung tasmayı her kullandığında, çıkardıktan sonra boynunda babacığının adının harflerinin iziyle gezecekti.

Jisung'u kendi ailesiyle de tanıştırmıştı o hafta. Görüntülü konuşurlarken, sevgilisi babasıyla beraber üniversitede evrak işlerini halletmiş, bir sürü kırtasiye malzemesi aldıktan sonra da stikırlarını ve süslü kalemlerini göstermek üzere Minho'ya gelmişti. Kendi anahtarı vardı artık, bir de kedili anahtarlığı.

"Hyung!!!"

Diye cıvıldayan neşeli sesi evinde yankılandığında Minho'nun yüzüne kocaman bir tebessüm yayılmıştı. Annesinin 'yoksa bu gelen meşhur sevgilin mi?' sorusu daha bitemeden Jisung üzerine atlamıştı bile, hemencecik boynuna sarılıp kucağına yerleşmişti. Minho'nun ailesiyle görüntülü konuştuğunu görünce de utancından domatese dönmüştü tabii ki.

Minho'nun ailesi de oğullarının mutlu olmasına sevinmiş, yaş farkına da pek takılmamış gibilerdi. Jisung'a bir sürü sorular sormuş, oğlanı bıcır bıcır konuşturmuşlardı. Jisung tek başına konuşabilecek kadar rahatladığında Minho mutfağı toparlamaya kalkmış, gelip geçerken de Jisung'un yüzünü gözünü şapur şupur öpmüştü.