Etrafta kimsecikler yoktu. Bu soğukta herkes evde olmalıydı. Kenan cebimden çıkardığı telefonuyla kardeşini aradı. Uzun bir çalıştan sonra karşı taraf telefonu açtı.
"Biz kasabanın girişindeyiz, sen neredesin?" diye sorduğunda karşıdan kardeşinin el salladığını gördü. Fırat bey kaymamak için yavaş adımlar atarak kardeşinin yanına geldi ve birbirlerine sarıldılar. Fırat Bey, Selma Hanımla da görüştükten sonra kızlara baktı.
Ve o klasik soruyu sordu: "Ne kadar büyümüş bunlar böyle genç kız olmuşlar.""10 yıl geçti aynı kalacak değildik ya" dedi Ceren ardından babasının kızgın bakışlarıyla karşılaştı. Amcası da güldü.
"Doğru söylüyor kız."
"Tekrar hoş geldiniz, Gaye yemekleri hazırladı sizi bekliyorduk. Hadi gidelim."
O sıra da yoldan geçen bir kaç kişinin fısıldaştığını gören Fırat Bey, "Hadi binin arabaya" diyerek apar topar kaçmaya çalışıyordu. Karşı dükkandan birinin "Fırat Bey" diye seslendigini duyunca mecbur arabadan inmek zorunda kaldı.
"Buyur Kemal Amca?"
"Bu senin kardeşin Kenan değil mi?"
"Evet, o."
Adam tüm aileyi göz hapsine tutmuştu.
"Ne diye gelmişler?"
"Artık burada yaşayacaklar" dediğinde orada ki herkes dönüp onlara bakmıştı. Bu bakışlarda o kadar çok anlam vardı ki, şimdiden tüm aileyi rahatsız etmeye başlamıştı bile.Fırat Beyin evine gelmişlerdi. Evde onları Fırat Beyin karısı Gaye Hanım ve kızı Bilge karşılamıştı Gaye hanım kuru bir "Hoş geldiniz" dedikten sonra koltuğuna oturmuştu. Bilge de uzun zamandır kuzenlerini görmediği için heyecanlanmış ve onlara sarılmıştı. Gaye Hanım o an kızına kötü bir bakış atmıştı
Herkes masaya oturmuştu. Gaye Hanım, kocasının ısrarı üzerine bu yemekleri hazırlamıştı. Masada; mercimek çorbası,karnıyarık, pirinç pilavı,mevsim salatası ve revani vardı. Yemek masa şöminenin tam yanıdaydı.
"Evinizde çok güzelmiş" dedi Kenan Bey sohbeti açmak için.
"Kasabanın en güzel evidir"dedi Gaye Hanım böbürlenerek.
Evin bu kadar guzel olması Kenan Beyi düşündürmüştü.
"Nasıl aldınız bu evi?" diye sordu.
"Kredi çektik, bizim ihtiyarın mirasını bölüşeceğiz ya o zaman ödeyeceğim."
Kenan Bey bundan 5 ay önce kardeşiyle olan konuşmasını hatırladı.
"Fırat kardeşim, babam çok hasta belki de son günleri gel bir gör. Son kez seni görmek istiyor."
"Şeytan görsün onun yüzünü. Hem ölse de bir işe yarasa bari, borçlar aldı başını gidiyor."Babasından bu kadar nefret eden birinin onun parasını da istemeyecegini sanmıştı Kenan Bey.
"Sizin için bir kaç tane ev buldum, hem bize de çok yakın." dediğinde, gelir gelmez ev muhabbetinin açilmasi Kenan beyi rahatsız etmişti. Anlaşılan bu evde fazla kalmamızı istemiyor diye düşündü.
"Yarın bakarız" dedi.
"İkizleri de bizim kızın okuluna yazdırırsın, tabi Müdür bey kabul ederse."
Bu habere tek sevinen Bilge olmuştu."Hatta aynı sınıfta okuruz." diyerek olduğu yerde güldü.
Gaye Hanım yine kötü kötü kızına bakmıştı.Fırat Bey bir türlü aklındaki o soruyu açamıyordu: Kenan sen niye geldin?
Yemekleri bitirip, salona geçtiler. Bilge de Ecem ve Cereni kendi odasına çagırdı.Biraz daha havadan sudan konuştuktan sonra, Fırat Bey daha fazla dayanamayarak o soruyu sordu.
"Kenan yanlış anlama da hangi rüzgar attı seni buralara."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasabaya Dönüş
Ficción GeneralKenan Bey son kez babasının gözlerinin içine baktı. Bakışlarındaki masumiyeti görebiliyordu. "Tamam baba sen huzur içinde uyu verdiğim sözü tutacağım." dedi. Kovuldukları o kasabaya geri dönüyordu, Kenan Bey karısı ve ikiz kızlarıyla. Kasaba halkı...