Gelecekten alıntı

622 41 32
                                    


✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

Mirza bulunduğu koridorda durmuş, elini kapının koluna katmıştı.

Açmaya ne gücü ne de yüzü vardı.

Odanın içinden gelen, sevdiği kadının çığlıklarına sağır olmak istedi.

Ayliz bu yerden çıkmak için bağırıp çağırıyordu. Burda kalmak istemiyordu. Şuan gündüzdü ama geceleri kâbusu oluyordu.

Kimse çıkaramıyordu onu burdan. Babası bile gelmiş gücünün yetmediğini söylemişti. Oysa Ayliz burda kalamazdı, dayanamıyordu kafayı yiyordu.

Mirza'da daha fazla çığlıklarına dayanamamış terk etmişti bulunduğu yeri.

Binadan çıkıp biraz ilerledi ve arkasına döndü. Hastanenin büyük tabelasına baktı. Özel ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'ydi.

Onu buraya tıkan bizzat sevdiği adamdı. Mirza içinden kendini avutmak için bir kaç cümle kurdu ve Hastanenin bahçesinden çıktı.

Yere bakarak dalgın dalgın kendini yatıştırmaya çalışırken kafasını kaldırdı.

Karşısında babasını görmeyi beklemiyordu. Ardından gelen tokadıda beklemiyordu.

Etem Bey ilk defa oğluna vurmuştu.

Yaptığı her şeyin arkasında duran Etem bey şuan oğlunun ne yaptığını anlayamıyordu.

Mirza tokata rağmen kafası eğilmemişti. Sadece gözlerini yummuştu. Tokadın hesabını sormayacaktı çünkü hakkettiğini biliyordu. Fakat yaptığından zerre pişmanlık duymuyordu.

Sadece üzülüyordu Kraliçesi için ama mecburdu. Onu kaybetmemek için mecburdu.

"Eserini görmeye mi geldin?"

Mirza babasının öğrendiğini anlamıştı. Zaten bir şey de kaçmıyordu babasından.

Babasının dediklerini es geçip konuştu.

"Sen dışında kim biliyor benim yaptığımı?"

Etem bey sinirle güldü.

"Sorun insanların bilmesi mi?"

Mirza hiç kendinden ödün vermeden "evet" dedi.

Ardından devam etti. "Kraliçemin kulağına gitmesini istemiyorum."

"Kraliçen duysa ne olur? Kendinde mi şuan. Onun Çığlıklarına rağmen yüzünde nasıl gram pişmanlık olmaz."

Mirza başını eğdi. "Mecburum."

Etem bey, Mirza lafını bitirir bitirmez bağırdı. "Neye mecbursun lan? Neye? Kızı zehirledin ilaçlarınla kafayı yedirttin kıza. Sebep? Ne için? Sevdiğim kadın diyorsun! Kraliçem diyorsun! Bir insan sevdiği kadına bunu nasıl yapar? Bu nasıl bir mecburiyet?"

Mirza bu sözlere dayanamıyordu. Babasının konuşması ile gözlerini yummuştu. Ardından açıp kafasını kaldırdı. Etem bey oğluna baktı, gözleri dolmuştu.

Mirza dişlerini sıkarak konuştu. "Onu kaybedemem!"

"Bu yaptığın ile onu kaybetmedin mi?"

"Hayır! Şuan bir umudum var ama önceden yoktu!"

"Asıl önceden vardı şuan yok!"

Mirza bağırarak konuştu, "yoktu! Yoktuu! Beni önceden affetmezdi! Şuan da affetmez ama yanımda olur en azından. İlk güvenini sarstım onun. Bana artık güvenmez! Çocuğumuz, benim yüzünden öldü! Evet  çoğu kişi düşük yapar bu normal ama Athenam için değil! Çocuklara olan zaafı beni affetmesini engeller! Kendi canından olmayan bir çocuğun ölümüne günlerce ağlayan kadın kendi çocuğunu kaybetmesine nasıl dayansın! Buna ben sebep oldum. Sırf bu yüzden bile benden kaçtığı için kendini suçladı. 'Belki bebeğim ölmez' diye. başta bunu anlayamadım onda nasıl etki bıraktığını anlayamadım. Ama ilaç vermeye başladığım delirmeye ilk başladığında bebeği'nin onda nasıl bir travma yarattığını o zaman gördüm! Yıllarca çocuk sahibi olmak istedi. Sonunda oldu ve ben onu onun elinden aldım! Yetmedi arkadaşlarını öldürdüm! Yetmedi kuzenini öldürdüm! Anneannesini öldürdüm! Beni nasıl affedecekti. Ha? Söylesene baba beni nasıl affedecekti?"

Etem bey bu dediklerine rağmen yine de soğuk kanlılığını korudu.

"Kuzenini ve anneannesini bilerek öldürmedin!"

"Bilerek ya da istemeyerek! Sonuç olarak öldürdüm!"

Etem bey başını salladı. "Peki, kendin söylüyorsun ona onca şey yaşattım diye yetmemiş bir de ilaçlarla delirttin mi oğlum?"

"Mecburdum!"

Etem bey sabır çekti. "Ya sabır! Hâlâ mecburdum diyor ya! Neye mecburdun lan! az şey mi yaşattın? Bunu da yaşatayım tam mı olsun dedin?"

"Şuan burdan onu kimse çıkaramıyor. Babası kızının iyiliği için burda kalmasına göz yumuyor! Athenam ise babasının onu burada terk ettiğini sanıyor sadece babasının değil, annesinin, abisinin, Melinda'nın herkesin! Onu ben kurtaracağım! İlaçlarının dozunu arttırdım kafayı daha da yiyecek! En ufak sese tahammülü yok geceleri hastaların çığlıklarına daha da deliriyor! Ona bunu yaşatmak istemezdim ama mecburum. Herkes onu burda terk etti. Bir tek ben kalacağım yanında benden isteyecek burdan onu çıkarmamı. Onu çıkaracağım yanımda kalacak!"

Etem bey oğluna ne diyeceğini artık bilemiyordu.

Mirza devam etti."onsuz yaşayamam baba! Bu şekilde de olsa en azından yanımda olur. Olanları unutturamam ama yaralarını sarabilirim. Önceden diyordun ama önceden bana yaralarını sarmam için şans vermezdi. Şimdi en yalnız ve çaresiz olduğu anda onun elinden ben tutacağım. Bana şans vermek zorunda kalacak. Bir Marcel olarak onu eve getireceğim. Her şeye rağmen.
Şuan acı çekmesine dayanamıyorum ama mecburum baba. Biraz daha sabredeceğim ve kraliçem bana geri dönecek! Tüm yaralarını, acılarını saracağım! Onu kendime mecbur kılmak zorundaydım!"

Mirza'nın yüzü bir an ciddileşti sesi soğuk oldu "şimdi söyle baba benim yaptığımdan kimlerin haberi var?"

"Söylersem ne yapacaksın! Onlarıda mı ortadan kaldıracaksın tıpkı diğer öğrenen kişilere yaptığın gibi."

Mirza dişlerini sıkarak tekrar sordu "babaa! Kimlerin haberi var!"

"Babaannen ve annen, bir de ben. Bir kaç koruma da öğrendi güvenilir değillerdi tesadüfen duydular. Senden önce ben ortadan kaldırdım onları."

Mirza rahat bir nefes alıp konuştu.
"Ulu orta hiçbir yerde konuşmayacaksınız hatta hiç konuşmayacaksınız! sizden başka kimse bilmecek. Başkası öğrenir ve ben kraliçemi iyileştirdikten sonra onun kulağına giderse herkesi yakarım baba! Ailem demem yakarım!"

✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨

kralın kraliçesi 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin