14|Korku ve Yetersizlik hissi

14.2K 1.2K 594
                                    

-11 Ay Önce-

"Sadece barışmaya çalışıyorum? Saçmalama istersen."

"Bir bok bilmeden konuşuyorsun. Bu yüzden sinirleniyorum işte. Hepiniz aynısınız. Beni anlamıyorsunuz bile."

Neredeyse bağırarak ağlamaya çalışan bedenin hıçkırıkları bir anlığına aklımı karıştırdığında gözlerimi ona çevirme isteğimi bastıramadım.

Kaşlarımı çatarak ne olduğunu anlamaya çalıştığım esnada yanlış yola sapan bir arabanın bize doğru geldiğini görememiş, hıçkırıkları arasından gözleri dehşetle irileşen kız kardeşimin "Abi!" diye bağırmasıyla önüme dönmüştüm.

Gözümü alan far ışığının etkisiyle gözlerimi kısmak zorunda hissederken ani bir şekilde frene basmış, direksiyon refleks olarak sol tarafa kırmıştım. Eş zamanlı olarak işittiğim gürültüler ve Nur'un çığlık sesleri, zihnimde yankılanırken kafamın sert bir şekilde direksiyonun üzerine düştüğünü hissettim.

Sıçrayarak doğruldum.

Tamamen bilinçsiz bir haldeyken bile kalbimi sıkıştıran acının yoğunluğu gördüğüm kabusla birleşip nefesimi kesti. Sırılsıklam olan saçlarım alnıma yapışmış, gözlerim anın şokuyla irice açılmıştı.

Nefes alışverişimi düzene sokabilmek için zaman tanıdım kendime. Elimle alnımı ovuşturup güçlükle yutkundum ve yatakta kalamayacağımı bildiğimden kalktım yerimden.

Aylardır böyleydi.

Ben her gece o anı rüyamda görüyor, sıçrayarak uyanıyor ve bir daha uyuyamıyordum.

Sigara paketimle beraber balkona çıktım. Sandalyeye oturup zaman kaybetmeden bir dal yaktığımda görüş açımı bulanıklaştıran gözyaşlarımı geri göndermeye çalışıyordum.

En azından bir gece olsun rahatça uyumak istiyor, sonrasında da kardeşinin ölümüne sebep olmuş biri olarak bu rahatlığı istediğim için kendimden nefret ediyordum.

Hem unutmak istiyordum, hem de sonsuza kadar hatırlamak.

Balkonun kapısı yavaşça açıldı ve karışmış sarı saçları, henüz doğru düzgün açamadığı uykulu gözleriyle güzeller güzeli eşim çıktı balkona. Bacaklarımın üzerine yan bir şekilde oturup kollarını boynuma sıkıca sardığında sigara olmayan elimle belini kavradım.

Uyuyamadığımı biliyordu. Bu yüzden her gece diken üstündeydi. Ne zaman sigara içmek için kalsam peşimden gelir, kucağımdaki yerini alırdı.

"Uyanmasaydın." ağlamamak için tekdüze bir tonda çıkarmaya çalıştığım sesim pürüzlüydü. "Üşüyeceksin."

Bembeyaz geceliğinin bacağını açıkta bırakan kısımlarına baktım. Umursamazca omuz silkip dudaklarını boynuma değdirdi.

"Üşümem, sen ısıtıyorsun."

"Yavrum, hastalanırsın."

Zaten hiçbir boka yaramadığım günlerden geçiyordum. Bir de hastalanırsa sik gibi hissedecektim.

"Yatağımıza gidersek hastalanmam."

Sigaramdan son bir nefes çekip masanın üzerindeki küllüğe bastırarak söndürdüm. Yatağa dönmem demek, bir anlığına uykuya dalıp aynı kabusla nefesimin kesilmesi demekti. Korkuyordum.

"Sen geç. Bir sigara daha içip geleyim."

"Seninle beklerim."

Yanağımı sıcacık avucu arasına alıp gözlerime tüm şefkatiyle baktı. Dudaklarında buruk bir gülümseme oluşmuştu yine. Ne zaman üzgün olduğumu hissetse, böyle bakıyordu bana.

Sadece Sen • [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin