Yıldırım: eyşanın yüzünü avuçlarımın arasına aldım göz yaşlarını sildim ağlama ''Ateş senin Su benim olucak...''.
Ateş yol boyunca hiç konuşmamıştı dayanamayıp söze ben girdim. ''Neden gittin Ateş?''. Dedim tüm cesaretimi toplayıp, bu soruyu beklemiyordu, ani bir fren yaptı biraz korkmuştum.
''öyle olması gerekiyordu su''.
''neden döndün peki?''.
''dönmem gerekiyordu''.
''keşke hiç dönmeseydin dönmeseydin ateş hep orda kalsaydın, hani gözden uzak olan gönülden de ırak olur diyorlar ya haklılar...''
Evet doğru demişler haklısın su, keşke dönmeseydim sevdiğim kızın nişanına davet edilmezdim en azından dimi?''.
''gelmek zorunda değilsin ateş eminim yokluğun fark edilmez'' varlığın neydi ki yokluğun anlaşılsın.
''söz ağızdan bir kere çıkar gelicem dedim bitti''.
''sanki verdiğin her sözünü tutan birisin ya güldürme beni ateş ya''.
''Sana verdiğim hangi sözümü tutmadım ki'' Diye sordum imalı bir ses tonuyla.
''saymaya başlıyım seni yanlız bırakmıycam su. Bu bebeği beraber büyütücez Su. Seni seviyorum Su sana aşığım Su...''
''mecbur olmasam senden bizden vazgeçip gitmezdim Su. Bize sevgine ihanet eden başka bir adamla evlenen sensin ben en azından gitmeye mecburdum. Ama sen ben bıraktım sen devam Ettin, hiç bişey yaşamamışız gibi... 30'unda bi adamla hemde, yaşıyor musun onunla bizim kurduğumuz hayalleri? Biliyor mu kelebeklerden korktuğunu? Saçlarının güneş ışığında açılan rengini sevdiğin için başına kaç kere güneş geçtiğini biliyor mu? Dondurma yiyemediğini, anne olmaktan korktuğunu... niye sustun konuşsana demin esip gürlüyordun ha prenses''.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
geçmeyen geçmişim
Romancesu 8 yaşından beri beraber büyüdüğü aşık olduğu ateşin 16 yaşında hiç bir şey söylemeden ortadan kaybolması ve o dönem yaşadığı zorluklar sayesinde tanıdığı Yıldırım ın çeşitli psikopatlıkları şiddeti tecavüzü işkencesi ve ateşin dönüşüyle devranın...