Sıcak Savaş (+18)

736 11 0
                                    

Multimedya: Clara yemek odasındayken

Eve geldiğimizde hızlıca bana verilen odaya çıkıp kendimi yatağa bıraktım.Ondan kaçmak imkansızdı.Benden ne istediğini anlayamıyordum ama inkar etsemse bu hoşuma gidiyordu.

Bir dakika ben ne dedim?Hoşuma mı gidiyordu?Onu çekici bulduğum inkar edilemez bir gerçekti ama sadece o kadar.Ben kimseden hoşlanamazdım.Bu bana göre fazlasıyla bağlılık demekti.

Acaba Leo beni aramış mıydı.Tek arkadaşım oydu ve en son cidden kötü ayrılmıştık.Telefonum babamın evinde kaldığı için istesemde arayamazdım zaten.Hem aramak isteyen kim o arkadaşlığımızın içine etmişti ve kesinlikle gönlü alınması gereken kişi bendim.

Karnım guruldamaya başlamıştı hemde ciddi anlamda.Sabah kahvaltı bile etmemiştim ve şu an neredeyse akşam oluyordu.

O sırada içeri bir hizmetli girdi yanımdaki komidine bir siyah zarf bırakıp hızlıca gitti.

Zarfa uzanıp onu merakla açmaya başladım.İçinden çıkan kağıtta sabahki el yazısıyla karşılaştım.

"Yarım saat içinde yemek odasına gel.Konuşacaklarımız var."

Nedensizce heyecanlanmıştım.Sabahki kaçma planlarımı bir süre ertelemeyi düşünerek hazırlanmaya başladım.

Bordo, askılı ve derin gögüs dekolteli elbiseyi seçip giydim.Makyajımı da tazeleyip siyah topuklularımı ayağıma geçirdim.

Odadan çıkarken yemek salonu neredeydi diye düşünüyordum.Ama karşıdan gelen Faruk'u görünce rahatladım.Onu takip etmemi söyledi.

Asansörden inip karşımızdaki boydan boya cam olan kapıya doğru yürüdük.İçeri girdiğimizde büyülenmiştim.Modern döşenen odada bordo tonları hakimdi.O an ne kadarda uyumlu giyindim diye düşünmeden edemedim.

Yemek masasında oturmuş viskisini yudumluyordu.Bir an olsun gözleri bana dönüp beni süzdüğünde gözlerinden tutkuyla karışık bir ateşin çıktığını hissettim.Bir anda o ateşte yanma isteğiyle doldum.

Faruk odadan çıktığında bende onun yavaşça karşısına oturdum.Masa büyük olduğu için biz sadece bir köşesini kullanıyorduk.Tabağım özenle hazırlanmıştı.Tekrar ne kadar acıktığımı farkettim.

"Yemeği ağzınla yiyeceksin Mavi, gözünle değil."dedi hafif sırıtarak.

"Ha ha ha çok komik." dedim ve yemeğimi yavaşca yemeye başladım.Çok lezzetliydi yapan gerçekten işinde uzman olmalıydı.

Yemeklerimizi sessizce yedik.Ben tam bu sessizlikten bunalmaya başlamıştım ki konuştu.

"Bugün yaptığın aptalca hareketi görmezden gelecegim Mavi.Seninle son kere bir anlaşma yapacağım ve eğer bu seferde beni hayal kırığına uğratırsan inan bana bu sefer bedelini canınla ödersin." sesi o kadar sakindi ki sanki tehdit etmiyor hava durumundan bahsesiyordu.

Birazcık ürkesemde kendimi toparlayarak sordum.

"Anlaşmayı kabul edeceğimi nereden çıkardın?"

"Çünkü sana duyduktan sonra buna mecbur kalacağın bir gerçek söyleyeceğim."

"Senin zırvalarını duymak istemiyorum zaten babam beni çoktan aramaya başlamıştır.Burada çok kalmayacağım merak etme." dedim sırıtarak.

"Ah lafı ağzımdan aldın.Diyeceklerimde tam o konuyla ilgiliydi."

"Ne demeye çalışıyorsan söyle artık uzatma."

"Günaydın diyorum Üsküdar'da sabah oldu diyorum."

Gerçekten sinirlenmeye başlamıştım.Hızla ayağa kalkıp masadaki tabakları elimin tersiyle yere savurdum.

O'NUN MAVİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin