18 | Gamzesiz gülümsüyor

1.6K 95 14
                                    

Altay'ın üzerimde gezdirdiği kaçamak bakışlarını hissediyordum. İşine odaklanabilmesi için sahadan uzaklaşıp odamdaki yerimi bulmuştum.

Dosyalarla uğraşırken çalan telefonumla dikkatim masanın üzerindeki telefona gidivermişti. Kutay'ın çağrısını cevaplandırmıştım.

"Efendim canım?" Keyifle cevap verdiğimde şaşkınlıkla konuştu. "Canım mı? Kıyamet alameti." dediği şeye göz devirmiştim.

Bugün mutluydum ve mutluluğumu bozamazdı. "Hayırdır n'oldu ne bu keyif?" söylediği şeyle gülümsedim.

"Öyle diyelim." Tahmin ederdi zaten.

"Bu keyfinin sebebi dün akşam yediğiniz yemek olabilir mi acaba?" Dediğim gibi, Kutay zeki çocuktu anlardı hemen.

"Evet canım, olabilir."

"Detaylar lütfen."

"Sevgiliyiz."

"Tamam yeterli." gözlerimi devirdim. "Kızım daha açık anlatsana işte." kendini tutamayıp sormuştu.

"Kanka neyi anlatacağım, işte bize bir şans vermek istediğimi söyledim ve o da kararımı destekledi."

"Sera olacaktı şimdi, döndürecektik muhabbeti." dediği şeyle ufak bir kahkaha attım. "Siz de yakın arkadaş oldunuz iyice, beni unutursanız gebertirim sizi." dediğim şeyle Kutay kahkaha atmıştı bu sefer.

"Asena, benim için en özel arkadaş sensin biliyorsun." Biliyordum, herkesi karşısına alabilirdi benim için, zamanında almıştı da. Bu yüzden, sadece şaka yapıyordum.

Tıklanan kapıma gel komutu verdiğimde içeriye Arda girmişti. Yanına gidip yanaklarını sıktığımda, merakla bana bakıyordu. "Dökül ablacığım." Gözlerimi kısarak ona baktım.

Dün gece Arda gelmeden yattığım için, dün olanları Arda'ya anlatma imkanı bulamamıştım.

"Neyi anlatayım." Gülerek söylediğim şeyle bu sefer o beni taklit edip gözlerini kısmıştı.

"Dün, yemek?"

"Hayırlı olsun nur topu gibi bi' enişten var." Şaşkınlıkla bakıyordu yüzüme. Heyecanla bana sarılmıştı ama sonra biraz buruk bir şekilde bakmıştı bana. Bunun sebebi, her ne kadar Altay olursa olsun ondan uzaklaşacağım düşüncesiydi.

"Bebeğim, neden böyle yapıyorsun?" Sorgularcasına bakıyordum yüzüne. Omuz silkip dışarıya çıktığında sadece arkasından bakakalmıştım. Kabullenmiş olsa dahi, yine de beni kendisine saklamak istiyordu.

-

"Biraz bozuldu." dediğim şeyle Altay kafasını sallamıştı. Üzülmemem için saçlarıma öpücük kondurup halledeceğini söylemişti.

"Bu akşam ablamlar gelecek." dediği şeyle gülümsedim. Aybars'tan çok bahsederdi, ablasının oğlu olmasına rağmen kendi oğlu gibi benimsemiş olduğunu anlatırdı.

"Kavuşuyorsun küçük beye." dediğim şeye karşılık olarak heyecanla kafasını sallamıştı onun bu hâli gerçekten görülmeye değerdi.

Yazar'ın anlatımıyla

"Abiciğim?" Altay, tereddütle yaklaşmıştı Arda'nın yanına. Arda, her ne kadar ablasından dolayı biraz bozulmuş olsa da ne diyebilirdi ki.

Arda sessizliğini korurken Altay derin nefes aldı. "Bak, seni kardeşim gibi severim biliyorsun. Ablana karşı olan sıkı bağını da anlayabiliyorum ancak ben ablanı senden uzaklaştıracak biri değilim ki sen bunu bilmiyor musun?" Arda'nın bakışları Altay'ı bulduğunda ne diyeceğini bilemez gibiydi.

"Tamam, belki artık normalden fazla görüşeceğiz olabilir. Ancak bu asla seninle ablanın arasını açmayacak, açamaz ki. Buna önce ablan izin vermez ve ben asla böyle bir şey istemem. Ablanla olduğun kadar yakın olmasak da dediğim gibi, sen benim kardeşimsin. Senin üzülmeni istemem ve seni üzenleri de ben üzerim." Arda gülümsemişti Altay'ın bu açıklamasına.

O da biliyordu ablasını belki de en çok mutlu edebilecek kişinin Altay olduğunu ama ne olursa olsun korkuyordu işte. Annesi hep ablan evlensin de sen gör dediği için biraz tereddütlüydü ablasının ilişkilerine.

"Ya ablam üzülürse?" Söylediği şeyle Altay, şefkatle gülümsedi. "Üzülmemesi için elimden geleni yapacağıma emin ol." Destek vermek için Arda'nın sırtını sıvazladığında Arda, Altay'a sıkı sıkı sarılmıştı.

"Söz mü?"

"Söz."

Arda'm beniimm. Çok seviyorum ya, yemin ederim. Bol sevgi, bol öpücük.

İstanbul Beyefendisi || Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin