"Hadi oğlum girsenize içeri." Kutay, yanıma geldiğinde o da elindeki bardağı düşürmüştü.
"Onu bulacağımı söylemiştim güzelim." Altay'ın söylediği şeyle diyecek bir şey bulamıyordum.
Ateş Fırat Kırca.
Ben sessizliğimi korurken Kutay benim kadar sakin kalamamıştı. Yumruğu Ateş'i bulduğunda Ateş hafif sendelemişti. Onun bu davranışına sadece gülmüştü.
"Geç içeri." Altay sürüklüyordu onu.
"Neden böyle bi' şey yaptın? Seninle aramızdaki şey biteli çok oluyor Ateş. Seni istemediğimi çok açık bi' şekilde dile getirmiştim."
"Çocuğuma senin adını verdim Asena." Gözlerimi devirdim.
"Sahra asla istemese de senin ismini verdim ve onu gördükçe seni unutamadım yıllarca."
"Seni istemiyorum."
"Eskileri özlemedin mi bebeğim?" Bana yaklaşmaya çalıştığında Altay'ın kolunu sıkması onu yerine geri otutturmuştu.
-
"İyi misin?" Altay sessizliğini korurken bu soru Kutay'dan gelivermişti.
"Kötü olmamı gerektirecek bir şey yok. Benim ona karşı olan duygularım çok önceden bitti. Şu an sadece kariyerime ve sevgilime odaklanıyorum." dediğim şeyle Altay'ın somurtkan yüzü gülümsemeye bırakmıştı kendini.
"Çok kıl oldum." dediği şeyle gülümsedim. Haklıydı düşünsenize, sevgilinizin eski sevgilisi geliyor, eskileri özlemedin mi diyerek zarf atıyor sevgilinize.
"Asla sen etmez." dediğim şeyle sırıtmıştı. Bana doğru geldiğinde koltukta Kutay'ın öksürmesiyle ona döndük.
"Noluyor be?" dediğim şeyle gözleriyle Arda'yı gösterdi.
"Aile var kardeş." Kutay'ın dediği şeye göz devirdim. Ayaklanıp hayatımın erkeği olan erkek kardeşimin yanaklarını sıktım.
"Ben çok seviyorum Arda'yı biliyor musunuz?" söylediğim şeyin saçmalığını çok geç fark etmiştim. Arda'nın yanağını ısırdığımda bana bağırmıştı.
Gözlerimi devirerek kendimi sevgilimin adeta üzerine bırakmıştım. Demek istediğim şu, kafamı dizlerine yaslayıp yatar pozisyona gelmiştim.
"Peki ya şimdi n'olacak? Bitti mi yani?" Pek sanmıyordum. Ateş'i azıcık tanıdıysam denemekten sıkılmadan devam edecekti uğraşmaya.
"Sen rahat ol, ben varken o senin canını sıkamaz." Altay'ın dediği şeye güldüm.
Altay olmasa da sıkamazdı zaten.
-
Aniden bilincim kapandığında kendimi kurtarmak için çaba gösterememiştim bile.
Altay'ın anlatımıyla
"Arıyorum açmıyor." endişe dolu sesim, Arda ve Kutay'ın kulaklarını doldurduğunda onların da benden pek bi' farkı yoktu.
"Ben geriliyorum." Kutay'ın dediği şeyle ben daha da çok gerilmiştim.
Telefonuma gelen mesajla gözlerim kısıldı.
Videoyu indirdiğimde şaşkınlıkla bakıyordum telefona.
O lavuk, ellerini gezdiriyordu bedeninde. Asena ne kadar debelense de, bunun pek faydası oluyor gibi gözükmüyordu.
Siniri kirpik uçlarıma kadar hissetmiştim.
"Abi ne yapacağız?" Arda'nın sorusuyla telefonuma bir bildirim daha düşmüştü.
0536 *** ** **: Atacağım konuma gel.
0536 *** ** **: Yalnız gel, yoksa Asena'ya olacakları bilmek istemezsin :)
Adi herif.
-
"Ne istiyorsun ve Asena nerede?" Ses tonum çok sert çıkmıştı.
"Sakin ol koca adam." Dalga geçer gibi konuştuğunda ağzının ortasına yapıştırmamak için neden durduğumu sorguluyordum.
"Şimdi sana biraz eskilerden bahsedeceğim." Ses tonu kulaklarımı tırmalarken o kadar rahatsız oluyordum ki.
"Biz henüz 16-17 yaşlarındaydık. O zamanlar aklım biraz havadaydı ve bu yüzden bir hata yapıp Asena gibi mükemmel bir kızı yarı yolda bıraktım." dediği şeyle yumruklarım kendiliğinden sıkılıvermişti.
"Yaptığım hatanın bedelini ufak bir çocuğun canını alarak ödedim." Kanım donmuştu. Adını Asena koyduğu o kız çocuğunun canına kast mı etmişti? Bu kadar şerefsiz nasıl olabilirdi?
Şaşkınlığım hoşuna gitmiş olacak ki güldü.
"Şimdi hatalarımın bedellerini ödediğime göre, en baştan başlayabilirim." dediği şeyle derin bir nefes aldım.
"Asena, bu hayatta en çok beni sevdi. Seninle sevgili olsa da ben onun ilk aşkıyım ve ilk aşklar asla unutulmaz." dediği şeyle ona inanmak istemedim. Asena, birini unutmak için başka birini kullanmazdı. Aklında başka biri varken diğer bir kişiyle konuşmazdı.
"Hep kız çocuğumuz olsun isterdi." Hayır.
Asena hep bir kız çocuğu olsun isterdi, spesifik olarak onunla ortak bir çocuk değil.
Herkese anne baba olma imkanı tanınmamalı. Bunun gibi ruh hastalarına hiçbir şekilde.
"Seni sevmiyor." dediğim şeyle kahkaha attı.
"Bana köpek gibi aşık." Beni kışkırtmaya mı çalışıyordu?
Bakışlarım benimle buluşmak istediği deponun bir köşesine takılmıştı. Yanıp sönen kırmızı ışık orada bir kamera olduğunu belli ediyordu.
Eğer ona saldırırsam, bununla delil oluşturacaktı.
Aptal.
"Asena'nın kılına zarar gelirse sana bu dünyayı dar ederim." O histerik kahkahası kulaklarımı doldurduğunda hayatım boyunca bir şeyden bu kadar iğrenmediğimi fark ettim.
Eliyle gösterdiği yolu takip ettiğimde önüme çıkan, sandalyede bağlı Asena'yı görmüştüm. Hızlı adımlarla yanına gitmek isterken beni durduran Ateş'in cebinden çıkardığı silah olmuştu.
Beni ondan uzaklaştırmış ve silahı Asena'nın kafasına tutmuştu. Asena ağlamıyordu, burada bir sorun yok muydu?
Asena'nın ağzını açtığında derin bir nefes almıştı.
"Sevgilim, sana ne dedi bilmiyorum ama şunu unutma. Benim hayatımın aşkı sensin." dediği şeyle gülümsedim, biliyordum.
Ben Asena'ya güveniyordum. Çünkü bir ilişkinin temelinde güven ve sadakat olduğu müddetçe o ilişki sağlamdır.
Silahtan gelen tak sesiyle silahı açtığını anlamıştım. Sıkacaktı.
En sevdiğinizle sınanmak böyle bir şeydi. "Ne istiyorsun?" Sorduğum soruyla yüzünde iğrenç bir sırıtma belirdi.
"Aramızdan çekilmeni." dediği şeyle yumruklarımı sıktım.
"Senin zihinsel problemlerin var, şaka yapmıyorum. Bir doktora görün." Asena, nefretle söyleyivermişti bunu.
"Çok konuşma, eğer benimle birlikte olmayacaksan kimseyle mutlu olamazsın." dediği şeyle gözlerini sıkı sıkı yummuştu.
Bir silah sesi vardı ve de kanlı bir beden.
Düşüncelerinizi alayım. Ateş, hakkında ne düşünüyorsunuz?
Altayım ve Asenam mutlu olabilecek mi?
Beni bilen bilir benim finallerim belli olmaz, iyi bir son beklerken aniden yazarken benim bile ağladığım bir bölüm geliverir...
Çok sevgi bol öpücük.
![](https://img.wattpad.com/cover/338843881-288-k866369.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi || Altay Bayındır
Fanfiction"Bir istanbul beyefendisi?" dediğim şeyle o bakmaya doyamadığım gülümsemesini kondurmuştu yüzüne. Altay'ı gülümserken görmek o kadar güzeldi ki. "Bu aşkın hanımefendisi?" dediği şeyle bu sefer de gülümseme sırası bendeydi. Şarkının melodisi kulakla...