2 | Yoktur öyle şey.

3K 143 8
                                    

Çalan zille okuduğum kitabı bir kenara bıraktım. "Hoşgeldiniz." Şaşkınlıkla bakıyordum Altay ve Ferdi'ye. Onların geleceğini bilmediğimden dolayı tabii.

"Ablacığım, biz oyun oynasak? Televizyonda işin var mı?" Kafamı olumsuzca sallayıp içeriyi gösterdiğimde ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiler.

Her ikisi de etrafı inceliyordu. Onlar salona geçerken ben Arda'ya seslendim. "Arda ben mutfaktayım bebeğim, bir şey olursa seslenirsin."

"Tamam abla." Onları orada bırakıp mutfağa ilerlediğimde biraz telefonda gezinme kararı almıştım.

Sera instagramdan istek göndermiş ve mesaj atmıştı.

seravrij: Acaba diyorum, yarın idmana mı gelsen?

asenaguler: Bilemedim

seravrij: Bence kahve teklifini geri çevirmezsin.

seravrij: Hadi ama!

asenaguler: Pekii seni kırmayayım o zaman.

seravrij: Yarın görüşürüz!

asenaguler: Görüşürüzz

Kitabımı içeride unuttuğumu fark etmiştim. Ayaklanıp içeri girdiğimde Arda söylenmeye başlamıştı bile.

"Ohoo oğlum, sen her yenildiğinde böyle söyleneceksen." Arda'nın bakışları beni bulduğunda aniden ortaya atmıştı beni.

"Ablam seni yener!" Yapma ablacığım, hiç girme o toplara. İnsanlara çirkef yüzümüzü göstermeyelim değil mi?

Altay küçümseyerek baktığında kaşlarım havalandı.

"Bakalım normalde olduğun kadar iyi kaleci misin?" Arda'dan konsolu aldığımda Altay'ın yüzünde hadi ama sen mi yeneceksin beni diye haykıran bir sırıtma vardı.

Evet, ben yeneceğim.

Maçın ilerleyen dakikalarında, Altay şaşkın şekilde bakıyordu ekrana.

"Nasıl mümkün olabilir bu?" Sorduğu soruyla gülümsedim. "Karşındakini küçümsersen böyle olur. Ben küçümsenecek bir insan değilim, öğrenmiş oldun." 6-3 ilerlerken durum Altay, hâlâ şaşkınlığını koruyordu.

Çalan telefonumu bana getirirken cevaplamıştı Arda. Ya annemdi ya babam.

"İyiyiz anneciğim, ablam mı? Oyun oynuyor şu an." Öpücük gönderdiğimde Arda gülümsedi.

"İş mi?" Arda'nın dediği şeyle gözlerim ekrandan ayrılmıştı. Altay, gol attığını belli eden şeyler söylediğinde dikkatimi toparlayamadım.

"Ablamla konuşursunuz anne iş konusunu. Biz şu an pek müsait değiliz, o seni arar sonra olur mu?"

Söylediği şeyle derin bir nefes aldım.

O kadar oku sen psikoloji, saçma sapan bir şirkette hakkını yesinler.

"Söyle istifa ettim ben." dediğim şeyle Arda şaşkınlıkla bakıyordu bana. Annemle konuşmak için odadan ayrılmıştı. Bakışlar biraz benim üzerimdeydi.

"Ne iş yapıyorsun?" Sorduğu soruya karşılık olarak Altay'a baktım.

"Psikoloğum ben." Şaşırmıştı ancak neye bilmiyordum. "Neden bu kadar şaşırdın?"

"Bilmem, pek psikolog gibi gözükmüyorsun. Evde hukuka dair çok fazla şey var. Avukat olduğunu sandım." Nefes verdim.

"Keşke avukat olsaydım." Dediğim şeyle kaşları çatılmıştı.

"Neden?"

"En azından o zaman, hak savundum diye saçma sapan imalara maruz kalmazdım." Maç bitmişti. İçeriye giren Arda'ya uzattım konsolu. Sehpanın üzerinde duran kitabımı alıp onlara iyi eğlenceler dileyip mutfağa ilerlemiştim.

-

Yazar'ın anlatımıyla

"Ablan... Neden işten ayrıldı?" Altay'ın sorduğu soruya Arda derin bir nefes vererek cevap verdi.

"Hak ettiği parayı vermediler. Sonrasındaysa ablama iğrenç imalarda bulunmuşlar. Ağza alınmayacak laflar ettiklerinde ablam sakinliğini koruyamamış." Altay, düşünmeye başlamıştı.

"Ferdi bizim psikoloğumuz Derya Abla, gebelik iznine çıkmayacak mı?" Sorduğu şeyle Arda'nın bakışları değişmişti.

"Nasıl yani? Bizim kulüpte psikolog olabilir mi?

"Yani tabii önce bir Derya ablayla görüşme sağlaması gerekiyor. Eğer, Derya abla onun bu işi halledebileceğini düşünürse işi alabilir." Altay'ın söylediği şeyle Arda kocaman gülümsemişti.

"Benim ablam alır."

İstanbul Beyefendisi || Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin