10 | Bir İstanbul Beyefendisi gibi

1.9K 99 21
                                    

Kadronun belli bir kısmı toplanmıştı. Fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Arada gelen kahkaha sesleri beni meraka sokmuştu. Ben içeriye gittiğimde kesilen seslerle ne olduğunu anlayamamıştım. Sera, gülerek bana bakıyordu.

"Rahatsız ettiysem çıkayım?" Ben gelince hepsinin susması beni biraz rahatsız etmişti. "Yok canım, gel otur şöyle." Oturmamak benim için daha iyi olacaktı.

"Yok ben bölmeyeyim, Arda'ya bakmaya gelmiştim. İşlerim var zaten." kısaca açıklama yapıp oradan uzaklaşmıştım.

Arkamdan gelen adım seslerine kulak asmayıp odama girdim. Tesiste işler biraz yoğundu teknik kadro açısından. Tercümanların çevirmesi gereken dosyalar olduğu gibi benim de halletmem gereken işler vardı. Futbolcularımız, idman arası mola vermişlerdi.

Kapı tıklandığında gel komutu verdiğimde içeriye Altay girmişti.

"Kaptanım?" Sorgularcasına baktığımda gülümsedi. "Sanki biraz bozuldun." dediği şeyle omuz silktim.

"Hayır, her şeyi herkesle paylaşmak zorunda değilsiniz." bunu söylerken bile sesimde biraz burukluk vardı. Aile, birbirinden bir şeyler saklamazdı. Sera da oradaydı, o da gülüyordu. Benim bilmediğim ne vardı da herkes biliyor, gülüp eğleniyordu?

"Akşam, futbolcular için bir gece var." Anlayışla kafamı sallamıştım. "Sen benimle gelir misin?" Şaşkınlıkla ona döndüm.

İsterse gidebileceği bir sürü kişi varken beni neden davet ediyordu?

"Birçok takımdan birçok futbolcunun katılacağı şık bir gece bu ve yani seninle gitmek güzel olabilir." açıklama yapıyordu ama ben hâlâ benle gitmek istemesinde takılı kalmıştım.

"Eğer demin aniden yanınızdan ayrıldığım için çağırıyorsan gerek yok, gerçekten sorun etmiyorum." dediğim şeyle kaşları çatılmıştı.

"Hayır Asena. Güzel bir geceye güzel bir kadınla gitmek istediğim için seni çağırıyorum. Seni çağırmak istediğim için seni çağırıyorum. Seninle gitmek istiyorum." Salağa anlatır gibi tane tane anlattığında kafamı salladım.

"Olur, gidelim."

-

Sera'yla kısaca ne giyeceğimizi konuştuğumuzda şık bir elbise giyip hafif bir makyaj yapmıştım. Normalde çok fazla tercih etmesem de bu sefer saçlarımı düzleştirmiştim.

Kaptan: Hazır mısın?

Asena: Sayılır, beş dakikaya tam olarak hazırım.

Kaptan: Kaç beş dakika :)

Asena: Geldin mi?

Kaptan: Hazır olunca inersin.

Asena: Tamam.

Gerçekten de beş dakika sonra aşağıdaydım. "Sen beş dakika diyince herhalde, bir yarım saat bekleyeceğiz sanmıştım." dediği şeye göz devirdim.

"Ayakkabı seçmek kalmıştı, yoksa hazırdım." dediğim şeyle beni tepeden tırnağa süzmüştü.

Yüzünde oluşan ifade görülmeye değerdi. Beğenmiş miydi bilmiyorum ama bence beğenmiş gibiydi.

"Bekletseydin de beklediğime değermiş." dediği şeyle gülümsedim.

"Hadi ya, o kadar mı iyi cidden?" Sırıtması büyümüştü. "O kadar iyi."

Arda, benden yaklaşık yarım saat önce çıkmıştı. Dolayısıyla varmış olduğunu kabul ediyordum.

Kapımı açan Altay'a güldüm. Ön koltuktaki yerimi bulduğumda o da sürücü koltuğuna oturuvermişti.

-

Mekandan içeriye girdiğimizde tanıdık yüz aradım. Bizimkileri görmemle gülümserken Arda'nın yanındaki sarışın kızla kaşlarım çatılmıştı.

"Altay, Arda'nın yanındaki kim?" Sorduğum soruyla Altay biraz duraksadı. "Bunu bence Arda'dan öğrenmelisin ancak şimdi değil." dediği şeyle kafam karışmıştı.

Mert Hakanlarla selamlaşıp onların yanındaki sandalyelere oturmuştuk. Göz ucuyla Arda'ya ve yanındaki kıza bakıyordum.

Kız yaklaşık olarak Arda'nın yaşlarında gibiydi. Güzel bir kızdı ama bu kız kimdi?

"Onları dikizlemekten vazgeç ve ortamın keyfini çıkar." Altay'ın dediği şeyle dudak büzmüştüm. Galatasaray da oynadığını bildiğim birkaç tanıdık sima masamıza gelip diğerleriyle selamlaşmışlardı.

Birkaçı Sera'yı bir önceki etkinliklerden tanırken beni tanımadıklarını belli eden mırıltılar duymuştum.

"Bizi tanıştırmayacak mısın kardeşim?" Yunus Akgün? Altay'a doğru konuştuğunda gülümseyerek ben konuştum.

"Asena." Uzattığım elimi sıkmıştı. "Yunus ben de memnun oldum." dediği şeyden sonra Altay ve benim aramda gidip gelen parmağıyla sevgili olup olmadığımızı sorguluyor gibiydi.

"Yok hayır." dediğim şeyle birkaç göz bize dönmüştü. Altay'ın bir şeyler mırıldandığını duysam da ne dediği tam olarak anlaşılmıyordu.

Çalan şarkıyla birkaç çift ortaya ilerlerken Altay'ın uzattığı ele baktım şaşkınlıkla. Dans da mı edecektik?

Arda ve sarışın kız da dans etmeye başladığında içim içimi kemiriyordu.

"Ne söyledin?" sorduğum soruya şaşkınlıkla baktı. "Ne zaman?"

"Ben yok hayır dedikten sonra bir şeyler mırıldandın. Ne dedin?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

"Unuttum."

Yalancı.

"Altay, bence bana Arda'nın yanındaki kızın kim olduğunu söylemelisin." dediğim şeyle şirin bir gülümseme göndermişti.

"Bence sen eve gittiğinde ona sormalısın." Gözlerimi devirmiştim.

"Saçlarını düzleştirmişsin." Kulağıma fısıldadığında bakışlarım onun gözlerine döndü. "Güzel olmuş mu?" Sorduğum soruyla gülümsedi.

"Sana her şey yakışır ama..." Ama?

"Ama ne?" merakla sorduğum soruyla cevaplamıştı hemen beni.

"Saçlarına zarar verme, doğal hâli çok daha güzel." Bu dediği şeye gülümsemiştim.

Aniden değişen şarkıyla gülümsedim. "İstanbul beyefendisi?" dediğim şeyle güldü.

"Bugün tam olarak busun Altay Bayındır. Tam bir İstanbul Beyefendisisin." Gülümsemesi daha da çok büyürken beni cevapladı. "Sen nesin?"

Nasıl yani?

"Zamanı gelince öğrenirsin." Altay'ın bu dedikleri benim çok kafamı karıştırıyordu.

-

"Ardacığım?" Arda sessizce eve girmeye çalışırken pek başarılı olamamış ve bana yakalanmıştı.

"Abla?"

"Neredeydin? Benden bir buçuk saat sonra geldin." İster istemez merak ediyordu insan.

"İşim vardı." Kafamı salladım anlayışla.

"Bu kadar mı?" dediğim şeyle kafasını sallamıştı.

"Pekâlâ artık birbirimizden bir şeyler de saklar olduğumuza göre iyi geceler." Sesim çok kırgın çıkmıştı. Onu arkamda bırakıp odama ilerlediğimde onun orada durduğunu hissettim.

Biz birbirimizden bir şey saklamazdık ki? Neden aniden bizim aramıza bu kadar soğukluk girmişti. Hayır yani? Altay abisinin bilip benim bilmediğim ne olabilirdi.

Sevgilim de kurtul işte ne uzatıyorsun? Sorun Arda'nın sevgilisinin olması değildi ki. Sorun Arda'nın artık hayatıyla ilgili şeyleri benimle paylaşmamasıydı.

Ben onun hakkındaki bir şeyleri birçok futbolcuyla beraber öğreniyorsam, ablası olmamın ne anlamı vardı? Buna aile denir miydi? Aileler birbirine yardımcı olabilmek için birbirlerinden bir şeyler saklamazdı.

Aynı şeyi ben yaptığımda günlerce benimle konuşmazdı ama.

Çok kırılmıştım.

İstanbul Beyefendisi || Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin