"Yardım edeyim ben sana." Altay'a yardım etmek için oturduğum yerden kalktığımda Mert Hakan'ın keyifli sesini duydum. "Yardım et bakalım sen."
Arda'nın arkasındaki yastığı Mert'e fırlattığımda kocaman bir kahkaha patlatmıştı ve ben de arkamı dönüp Altay'ı takip etmiştim.
"Çok düzenlisin." dediğim şeyle gülümseyerek bana baktı. "Hoşuma gidiyor." Anladım der gibi sallamıştım kafamı.
"Sana yemek sözü verdim ancak bunu tamamen unutmuşum, kusura bakmıyorsun değil mi?" Kafamı olumsuzca salladım. Ben de unutmuştum bastıra bastıra sakın unutmayın dememe rağmen.
"Sahi Kutay'ın burada ne işi var?" Kutay aniden Fenerbahçe ailesinin bir üyesi oluvermişti.
"Kutay çok sağlam biri, sohbet etme imkanı buldum. Artık onu da sık sık çağırıyorum, sadece senin arkadaşın değil." Şakayla söylediği şeye güldüm. Kutay, insanlarla çabuk anlaşabilirdi. Tabii ilk görüşte kanının ısındığı insanları. Bazılarından o kadar hazzetmezdi ki, iki cihan bir araya gelse ona karşı kurduğu duvarlar yıkılmazdı.
"Peki yarın her şeye rağmen gidiyor muyuz?" Sorduğu soruyla beraber bakışlarımı ona çevirdim.
"Bu yemeğin teması ne Altay?" Merakıma yenik düşmüş ve sormuştum. "Yani..." Ne cevap vereceğini bilemez hâldeydi o da.
"Özel bir yemek desem?" Karnımda hissettiğim bu şeyler neydi ve neden vardı?
Bakışlarımı önüme döndürdüm kafamı sallarken. "Bir bardak eksik." dediğim şeyle bardakları aldığı yere doğru ilerlediğimde onun da ilerlediğini görememiştim. Boynumda hissettiğim nefesle tüylerim diken diken oluvermişti.
Kendimi ona doğru döndürdüğümde tezgah ve Altay arasında kalıvermiştim.
Ne o geri çekiliyordu ne de ben kaçmaya çalışıyordum. Birbirimizin nefesleri birleşiyordu. Yutkunduğumda kalp atışlarımın daha da hızlandığını fark ettim.
"Beni etkin altına alıyorsun, hiç hoş değil." Altay'ın dediği şeyle kaşlarımı çattım.
"Yok artık! İçeride misafir varken mi!" Kutay'ın ani tepkisiyle Mert Hakan'ın kahkahası birleşmişti. Aniden Altay'ı ittiğimde onun da yüzünde hafif bir tebessüm olduğunu gördüm.
"Çocuklar, yani biz rahatsız ettiysek..." Mert Hakan'ın dediği şeyle derin bir nefes alıp onları arkamda bıraktım. Arda'nın yanındaki yerimi bulduğumda içeride ne olduğunu soruyordu onu bir şey olmadığına dair kısa cevaplarla geçiştirmiştim.
Kutay'ın imalı bakışları Sera ile buluştuğunda, Sera hemen durumu kavramış aynı bakışlarla bana bakıyordu.
-
"Yurda gitmek istiyorum." Kutay'a dediğim şeyle oturduğu sandalyemde dönmeye başlamıştı. Sanki dışarıda sürekli dırdır etmiyormuş gibi tesise gelip benimle konuşuyordu.
"Gidelim bu akşam?" dudak büzdüm. "İşim var, bugün olmaz." Kutay'ın kaşları çatılmıştı.
"Ne işin var?" sorduğu soruya cevap vermemiştim. Dosyaları yerlerine yerleştiriyordum.
"Benden gizleyemezsin ben senin en yakın arkadaşınım." dediği şeyle gözlerimi devirdim.
"Altayla yemeğe gideceğiz." Ellerini çırpmıştı çocuksu bir heyecanla.
"İtiraf et, hoşlanıyorsun." Bilmiyorum ki.
"Bak... Biliyorum Ateş'ten sonra kimseye güvenemedin. Altay kötü biri değil ki bunu sen de biliyorsun. Ona bir şans vermek ikiniz için de iyi olmaz mı?" Dediği şeyle belki der gibi kafamı salladım.
"İçimde bir şeyler geziniyor. Karnımda, tam burada. Yanımdayken oluyor, sadece o yanımdayken. Ellerim ayağıma dolaşıyor. Anlamıyorum bi' anda ne olduğunu. Onunla olmak istemek bencillik mi? Onun ciddi bir kariyeri var ve böyle bir şeyle magazine düşmek isteyeceğini zannetmiyorum." dediğim şeyle Kutay, beni haklı bulmuştu ve bana şefkatle bakıyordu.
İşlerim bittikten sonra eve gidip hazırlanmıştım. Altay'ın çağrısıyla aşağı indiğimde beni tepeden tırnağa süzüyordu.
"Çok güzel olmuşsun, kimin için bu hazırlık?" Sırıtarak söylediği şeyle gülümsedim. Korku evine gideceğimiz gün paylaştığım fotoğrafın altındaki yorumlara vurgu yapmış gibiydi.
Onun götürdüğü mekanda güzel bir yere oturmuştuk.
Yemekleri söyledikten sonra aramızda bir sessizlik vardı.
İlk konuşan kaybedecek miydi yoksa?
"Bir kız var." dediği şeye şaşkınlıkla baktım.
"Böyle daha önce bu kadar yoğun hissetmediğim duygular hissettiriyor bana." Sessizliğimi koruyordum ve de o benim tepkilerimi izliyordu.
"Sanki sürekli yanında olmam gerekiyormuş gibi hissediyorum onunlayken. Onun da bana karşı güzel duygular beslediğinden eminim." Neden üçüncü kişiyi anlatıyor gibi davranıyordu?
Ben değil miyim?
Kuzeni yalan söylemiş.
"Sen ne düşünüyorsun? Sence ne yapmalıyım?" Sorduğu soruya şaşkınlıkla bakıyordum. Cidden ben değildim ve benden yardım istemek için çağırmıştı yemeğe. İster istemez bozulduğumu hissettim.
"Çok mu seviyorsun?" Belki çıkar yol vardır der gibi baktığımda o kafasını sallamıştı.
"O zaman ona git ve onu çok sevdiğini söyle." Titreyen sesimle Altay kaşlarını çatmıştı.
"Çok seviyorum, seni." Anlamadığımı anlamış olacak ki sonuna eklemişti kimi olduğunu.
Şaka yapmıyorum, kalbim felfena çarpıyor.
"Beni mi?" Gülümsemişti. "Evet seni, sen benim yanımda başka birini gördün de benim mi haberim yok?"
"Gerçekten mi?"
"Asena... Neden birisinin seni sevebileceğine inanmıyorsun?" Başımı öne eğmiştim, öyle alıştırdılar be Altay.
Eli ellerimi kavradığında bakışlarım ona dönmüştü. "Bana karşı bir şeyler hissediyorsun, biliyorum. Ben seni beklerim, sen hazır olana kadar buradayım tamam mı?" Gülümsemiştim. Bana ya bunu yapacaksın ya da bunu der gibi seçenek sunmamıştı.
Bana direkt ben beklerim sen hazır ol yeter ki demişti.
Kalbim o kadar hızlanmıştı ki. Çalan güzel müzikle diğer masalardan ayaklanan çiftlere baktım. Altay, elini uzatıp dans yerini gösterdiğinde gülümseyip elini tutmuştum.
Dans ederken, giydiğim topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı kapanmasa da azalmıştı. Bakışlarını yüzümde gezdiriyordu. "Neden öyle bakıyorsun?" Gülerek sorduğu soruya ben de gülümsemiştim.
"Nasıl bakıyorum kaptan?"
"Sanki yüzümü ezberlemeye çalışıyor gibi." Gülümsemiştim bu söylediği şeye.
"Çok güzelsin." dediği şeyle vücuduma gelen socak hava dalgası kızarmama sebep olmuştu, eminim.
"Senin karizma halis mi?" dediğim şeye görmekten en çok keyif aldığım o gülümsemesiyle cevap vermişti.
Altay gerçekten çok karizmatik bir adamdı.
Altay harbi çok karizmatik bir adam yahu. Asena bazı yerlerde çok iç sesim oluyor benim. Canım Altay, canım Asena.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul Beyefendisi || Altay Bayındır
Fanfic"Bir istanbul beyefendisi?" dediğim şeyle o bakmaya doyamadığım gülümsemesini kondurmuştu yüzüne. Altay'ı gülümserken görmek o kadar güzeldi ki. "Bu aşkın hanımefendisi?" dediği şeyle bu sefer de gülümseme sırası bendeydi. Şarkının melodisi kulakla...