Kapıya vuruş sesleri kulaklarımda çınlarken Jennie beni kapıdan uzaklaştırdı.
"Açmayacağız, Lisa bana bak! Açmayacağız duydun mu?"
"Biz açmazsak yine de girer, kaçmamız lazım."
Etrafıma baktığımda bunu nasıl yapmam gerektiğini bilmiyordum. Evimiz tek katlıydı, kardeşimin odasındaki pencere bahçeye dönüktü ama koşsak bile babam bizi görürdü. Bu riski almalı mıydık?
Jennie benimle aynı şeyi düşünmüş olacak ki hızlıca odaya yöneldi. Telefonumu elime aldım ve Bambam'i aradım. Ellerim titriyordu, telefonu doğru düzgün tutamıyordum bile. Bambam telefonumu açmayınca Jennie'nin peşine düştüm. O da birini aramıştı.
"Tek yapmamız gereken bu pencereden dışarı çıkmak. Daha sonrasında evin arkasından dolanacağız. Beni dinle!"
Onu zaten dinliyordum. Algılarım açıktı ama tepki veremiyordum.
"Bizi alacak, duyuyor musun beni? Karşı sokaktan alacak."
Kimden bahsediyordu?
Sessiz olmaya çalışarak pencereyi kaldırdı ve ayağını dışarı sarkıttı. Babam hala daha kapıya vurmaya devam ediyordu.
Jennie atladıktan sonra bende onun yaptıklarını tekrarladım. Çalılardan gelen ses duvara yapışmamıza ve nefesimizi tutmamıza sebep oldu. Adım sesleri de kulaklarımıza dolduğunda nedense bu çabamızın yeterli olmadığını şu anda anlamıştım. Yüksek ihtimal atladığımız an sesimizi duymuştu.
"Kaçaklar sizi." Babam iğrenç bir gülme sesi ile karşımıza doğru ilerlerken Jennie önüme geçti ve kendini siper etti.
"Arkadaşını kendini feda edecek kadar mı seviyorsun Jennie? Baban bu hareketini görse ne derdi?"
İçmiş miydi? Sersem bir şekilde konuşmaya çalışıyordu.
"Lütfen gidin. Lisa'yı rahat bırakın."
"Çok tatlısın Jennie ama Lisa ile konuşmam gereken birtakım şeyler var. Aile arasında. Özel."
Yüzümü buruşturdum ve Jennie'yi kenara çektim.
"Benim seninle konuşacak hiçbir şeyim yok. Gecenin bir yarısı ne yaptığını sanıyorsun sen?"
"Evime ne zaman geleceğimi sana mı soracağım?"
"Burası senin evin değil!"
Bağırışım ıssız sokakta yankılandığında kaşları havaya kalktı. Duyduğu şeyden memnun olmamıştı.
"Ne zaman eve gelmişsin de şimdi girmek istiyorsun? Defol git buradan."
"Benimle düzgün konuş, ben senin babanım."
"Babam mısın?"
Güler gibi bir ses çıkardığımda bana biraz daha yaklaştı.
"İster kabullen ister kabullenme. Damarlarında benim kanım akıyor."
Midem bulanmaya başlamıştı.
"Bu seni baba olarak kabul etmem için bir sebep değil."
Onunla şu durumda zıtlaşmak istemiyordum. Bana istediği her şeyi yapabilirdi. Neyime güveniyordum?
Sokakta yankılanan fren sesi bu adamdan kurtulacağıma dair olan inancımı arttırmıştı.
Jennie babamın arka tarafına doğru bakarken bende kendimi geriye çektim. Ama babam inatla bana yaklaşmaya devam etti.
"Lalisa, konuşacağız. Zorluk çıkartma. Çok sevgili arkadaşını da korkutuyorsun güzel kızım."
Boğazıma gelen acı tat gerçekten kusacağıma olan bir işaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
constellation | liskook
Fanfiction"Kalbimdeki acının bir gün dinecek olması beni korkutuyor. O acı dindiğinde yanımda olacak mısın?" Lalisa Manoban x Jeon Jungkook