medicine

398 55 7
                                    

Dört gün.

Jungkook'suz geçen, onu deli gibi özlememe ve merak etmeme neden olan dört gün.

Telefon elimde, odamda saatlerce çaresiz bir şekilde beklediğim dört gün.

Her yeri arayıp taramama neden olan, geceleri gözüme uyku girmeyen dört gün.

Neredesin?

"Artık bir şeyler yemelisin," diyerek tabağı önüme koydu Eunwoo.

Bambam, Jennie ve Eunwoo dört gündür bizde kalıyordu. Hepimiz meraktan ölüyorduk ama ellerimiz kollarımız bağlı bir şekilde Jungkook'tan haber beklemeye devam ediyorduk.

İştahım olmasa da açlıktan bayılmamak için birkaç çatal aldım önümde ki yemekten. Sessizliğimi koruyordum. Konuşursam ağlayacağıma emindim. Kimseye kötü görünmek istemiyordum ama sabrımın taşmasına çok az kalmıştı.

Ona zarar verdikleri düşüncesi beynimin içinde dönüyordu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Çatalı bir anda tabağın içine bıraktığımda üçü de bana dönmüştü.

"Delireceğim artık."

Gözyaşlarımı tutamadım ve ağlamaya başladım. Bana endişeli gözlerle bakan arkadaşlarım, acımı yaşamama izin vermiş yanıma yaklaşmamışlardı.

"Hava alacağım," diyerek dışarı çıktım. Bahar geldiği için havalar ısınıyordu ve ben tişörtümle üşümek yerine ılık rüzgarı vücudumda hissediyordum. Gökyüzüne bakan gözlerimdeki yaşlar durmak bilmiyordu. Kim bilir neredeydi ve nasıldı. Hissettiğim çaresizlik çok büyüktü ve artık bana zarar vermeye başlamıştı.

Dışarıda ne kadar süre kaldığımı bilmiyordum. Sakinleştiğimde arkamı döndüm ve eve girmek için adımımı attım.

"Sevgilim."

Duyduğum ses bir anda donup kalmama sebep oldu. İnanmak istemedim. Arkama döndüğümde Jungkook'u göremeyeceğimden korktuğum için olduğum yerde dikilmeye devam ettim.

Adım sesleri yaklaştığında bir anda bana sarılan kollar ve ardından gelen koku gözlerimi kapatmama yardımcı oldu. Buradaydı.

Beni yavaşça kendine çevirdiğinde ilk gördüğüm mor olan sağ gözüydü. Endişe ile yüzünü taradığımda, dudağının patlak, sol yanağınında çizik olduğunu gördüm. Bu ağlamamı şiddetlendirirken, Jungkook yüzümü avuçlarının içine aldı.

"İyiyim, Lalisa gözlerime bak. İyiyim bir şeyim yok," derken bile gözlerimi dudağındaki yarada tutuyordum.

"Değilsin, iyi değilsin."

Yanaklarıma öpücük kondurdu ve yüzümü omzuna kapatarak beni sakinleştirmeye çalıştı.

"İyiyim, seni görmek için geldim. Daha uzun süre senden uzak kalacaktım, yaralarımı görmeni istemedim. Ama uzak duramadım Lalisa. Olmadı, yapamadım."

Ellerim sırtına uzandığında tişörtünü parmaklarımın arasında buruşacak kadar sıktım.

"Çok korktum. Neden uzak kaldın benden? Sarardım yaralarını, iyileştirirdim seni."

Geri çekildiğimde ellerim yanağındaki morluğa gitti ama temas etmemeye çalıştım.

"Benim yüzümden oldu," dediğim an parmakları dudağıma kapandı.

"Yediğim dayakların içinde, en pişman olmadığım dayaktı."

"Bana yalan söyledin. Hiç şiddet görmediğini söyledin," diyerek gözlerine sert bir bakış attım.

constellation | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin