"Makyaj yapabilecek olma ihtimalin aklımın ucundan geçmezdi," dedi ve hızlıca sokakta adımlarıma uyum sağlamaya çalıştı Jennie.
"Kötü görünüyordum."
Saçma bir şey söylemişim gibi göz devirdi.
"Her ne durumda olursan ol, dünyanın en güzel kızlarından birisin. O şişmiş gözler bile sende çekici duruyor."
Samimi bir gülüş sundum ona, ardından kolumu omzuna attım ve yanağına küçük bir öpücük koydum.
"Ne kadar kötü durumda olursam olayım yanımda olduğun için her şeyden daha çok minnettarım sana."
Omzundaki elimi tuttu.
"Her zaman yanındayım."
"Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum," dedim dürüstçe.
"Bence biliyorsun, bu yüzden makyaj yaptın ve evden çıktığımızdan beri duruşun kendinden emin hale geldi."
İçten içe gözükmek istediğim o karaktere dönüşmeye çalışıyordum. Hiçbirinin beni etkileyemeceğini, planlarının bende o kadar da yıkım yaratmadığını göstermek istiyordum.
Okula girdiğimizde Bambam bizi girişte karşıladı ve bize ayak uydurarak eski günlerdeki gibi gülüşmeye çalıştık.
Kahve almak için kantine girdik. Etrafa bakmamaya çalışıyordum. Gözlerim her zaman onu arar ve bulurdu ama bugün zihnim beni engelliyordu. Böylesi daha kolay olacaktı. Onu ve çevresindeki insanları ne kadar görmezden gelirsem günümün daha iyi geçeceğine emindim.
"Alt dönemde ki Mina'nın ne yaptığını duydunuz mu?"
Bambam sırıtarak sorduğu soruya karşı aynı heyecanı bizden bekledi ama ona istediğini veremedik.
"Jong-in ile berabermiş."
Bu sefer istemeden de olsa şaşırmıştım ve bu ifademi Bambam'e göstermekten çekinmedim.
"Dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır. İki aydır sevgililermiş ve en yakınlarından bile saklamışlar."
Kahveleri alıp masaya geçtiğimizde bu dedikoduya devam ettik ve nedense bu durum bana çokta eski olmayan o günleri hatırlatmıştı. Burada olduğunu hissediyordum. Muhtemelen ya arkamdaydı ya da bakış açıma girmeyen çapraz masadaydı. Etrafa bakış atmaktan kaçınıyordum.
"Çaprazdalar," diyerek içimi okuyan Bambam'e gülümsedim.
"Beni benden iyi tanıyorsunuz."
Dediğime güldüklerinde Jennie'nin gözü o masaya kaymıştı.
"Hepsi şaşkın gözlerle bize bakıyor."
"Hepsi mi?"
"Jungkook için bakıyor diyemem, pek iyi gözükmüyor senin aksine."
Bu cümle benim için kilit noktaydı. Muhtemelen içimde kopan fırtına onunkinden büyüktü ama rol yapma çok küçük yaşlarda edindiğim bir durum olduğu için ondan daha avantajlıydım.
"Daha beter hallerini göreceğiz," diyerek arkasına yaslandı Bambam.
"Benden uzak durmaları yeterli, ne durumda olduklarıyla ilgilenmiyorum."
Cümlemi bitirdiğim an kantinin içine heyecanla yürüyen Chaeyoung'tan bakışlarımı çekememiştim. Çok mutlu görünüyordu. Kardeşine kavuşmuştu, ondan mutlusu olamazdı tabii ki.
Sesli bir şekilde, "Selam millet," dedi ve çaprazdaki masaya yerleşti.
Diğerlerinden bu kadar ses gelmiyordu ve bu küçümseyici bir gülüş atmama sebep oldu. Beni sınamak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
constellation | liskook
Fanfiction"Kalbimdeki acının bir gün dinecek olması beni korkutuyor. O acı dindiğinde yanımda olacak mısın?" Lalisa Manoban x Jeon Jungkook