03. bir cüce, iki rakip, üç martell.

162 21 28
                                    

Eskiden yalnızca erkek öğrenci kabul eden ve dini eğitim veren Hisar Lisesi, belediye başkanı Lyonel Strong'un bir bir üstadların yüz kızartıcı suçlarının yazıldığı dosyaları yayınlamasından sonra köklü bir değişikliğe uğramıştı.

Suratsız üstadlar yerine modern bir öğretmen grubu görevlendirilmişti.

Okul binasının restorasyon görevini, Lannisport isimli ünlü inşaat şirketi sahibi Tywin Lannister üstlenmişti ve çaldığı vergiler sayesinde belediyeden hiçbir ücret talep etmeden okulu yeni modern haline kavuşturarak kasabayı kendisine hayran bırakmıştı. Altın ve sterlin sever Lannister ailesinin okul için yaptıkları bağışlar sonucunda ise Küçük Şeytan lakaplı Tyrion Lannister okula müdür olmayı başarmıştı. Onun 'küçüklüğü' ilk başlarda öğrencilerine karşı disiplin kurmasını engellemiş ve alkolik kız kardeşi Cersei'nin alayları ile boğuşmasına yol açmıştı ancak bir gün tüm saygınlığını kazanmıştı. Nasıl mı? Bütün çocuklara para ödeyerek.

Her ay sonunda, okula gittikleri ve kurallara uydukları için Westeros'lu liseliler ödeme alırdı. Bu yüzden dört dönemdir Tyrion Lannister'ın müdür olarak kalması için oy verirlerdi.

"Gençler beni seviyor işte, Bronn. Sen de görüyorsun." dedi Müdür Tyrion.

Pazartesi sabahı, okul bahçesi fazlaca gürültü ve ergenlik çağındaki gençleri barındırırdı. Dersliklere gitmeleri için son uyarı zili çalarken liseliler hızlıca koşuyor, okul kapısında bekleyen ve elini havaya kaldırmış olan Müdür'ün küçük eline bir beşlik çakarak içeriye giriyorlardı. Tyrion aslında orta okul öğrencileri ile daha iyi anlaşırdı ama liselilerin arasında olmayı daha çok seviyordu.

"Seni değil, paranı seviyorlar." diyen müdür yardımcısı Bronn, akşamdan kalma olduğu için güneş gözlüğü ve şapka takıyordu. Elindeki espresso'yu yudumlayarak ayılmayı hedeflemişti, ayrıca ergenlerden nefret ederdi. "Bir Lannister olmasaydın muhtemelen en sevilen sirk hayvanı olurdun."

Tyrion onunla neden sıkı fıkı arkadaş olduğunu bile bilmiyordu ama Bronn ile gençliğinden beri yakınlardı. Birisi zengin, diğeri de zengin severdi.

"Beni param için sevmeyen birileri de var elbette." Tyrion, elindeki telefona bakmaktan dolayı merdiveni yavaşça çıkan yeğenini görünce bağırdı. "Seni altın kafalı geyik! Hemen sınıfına!"

Joffrey Baratheon söylenerek okula girmişti. Peşinde yürüyen kız kardeşi Myrcella Baratheon nazikçe amcasına el salladı. Tyrion'un en sevdiği yeğeni olan güzel kız, aynı zamanda okuluna en moda ayakkabılar ile gelen ve bir nevi popüler kraliçe olan kişiydi. Ona eşlik eden iki yaş küçük kardeşi Tommen ile birlikte amcalarına günaydın diyerek sınıflarına gitmişlerdi.

"Kim?" diye sordu Bronn. Alay eder gibi gülmeye başladı. "Shae mi?"

"Niye gülüyorsun?"

"Güzellik merkezinde saçlarına fön çeken bir kadına aşıksın ve bence bu komik." Bronn kahkaha attığı için her geçen çocuk onlara bakıyordu. Tyrion onun yüzünden nefesini üflüyordu.

"Benimle daha çok ilgileniyor diye kıskanıyorsun."

"Çünkü ona bahşiş veriyorsun."

"Sen vermiyor musun?" diye sordu Tyrion. O kadar zengindi ki herkesin bahşiş bırakacak kadar bonkör olması gerekiyordu onun için. Özellikle de perma yapmasını bilen kadınlara.

"Tâbi ki vermiyorum."

"Senin neden sevmediği ortada."

Bronn kalbi kırılmış gibi bir elini göğsüne koydu. "Belki de küçücük şeylerden hoşlanıyordur?"

modern westeros story • hotd/gotHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin