12

908 106 55
                                    


Karanlıkta huzursuz ince bir ses yükseldi, acıklı ağlayış geniş odayı doldurup yatakta uyuyan bedeni yerinde sıçratarak uyandırdı. Gördüğü boğucu kâbustan kızının ağlayışıyla uyanan Chan panikle ayaklansa da baş dönmesiyle tökezledi, son anda yatak başlığına tutunmasıyla duvara yaslanıp gözlerini yumdu. Ağlama sesi tekrardan yükseldiğinde, "Bir tanem geliyorum korkma." deyip gözlerini birkaç kez kırpıştırdı, uykunun verdiği baş dönmesinden kurtulmaya çalıştı.

Kendini toparlayıp beşiğe ilerleyeceği sırada odanın kapısı hızla açıldı, ardından tık sesiyle ışığın da açılmasıyla göz gözü görmeye başladı. Jisung gözlerini kısıp ışığa alışmayı beklemeden yatağa doğru adımladı, öncelikle ayakta zar zor duran beti benzi atmış Chan'a yaklaştı.

"Hyung sen gel yat, ben ilgilenirim Mina'yla."

Duvardan destek aldığı koluna sarılıp kendisine direnemeyen adamı yatağa oturttu, iyi olduğuna kanaat getirdiğinde Chan'ın endişeyle bakındığı beşiğe gelip ağlayan bebeği kucağına aldı.

"Bir tanem, bal tanem," Mina'nın ağlamaktan kızarmış yüzüne bakıp alnına dudaklarını bastırdı, "ne oldu güzelime?" dedi ateşi olmamasına rahatlayarak.

Yatakta diken üstünde oturan beden gerginlikle sallandı, dudaklarını kemirirken ayağa bile kalkamıyor olmasına lanet etti. Şimdi hiç sırası değildi hasta olmanın. Mina yüksek desibelde ağlamasına devam ederken Jisung onu omzuna yaslayıp sırtını pışpışlamaya başladı, bir türlü sakinleşmemesiyle endişeyle Chan'a döndü.

"Yatmadan önce yedirmiştik aslında, tekrar mı acıktı acaba?"

Chan kendiyle olan iç çatışmasından sıyrılıp kafasını iki yana salladı, "Sanmıyorum geceleri yemek için uyanmazdı hiç." deyip kızını almak için kollarını Jisung'a doğru uzattı.

"Denedin mi yakın zamanda?" Kollarında tepinen bebeği Chan'a verip endişeyle konuşmaya devam etti. "Belki şimdi yer?"

Gözlerini açık tutmak için var gücüyle çabalayan Chan, ellerine aldığı Mina'yı sol koluna yatırdı ve avuçlarına sıkı sıkı bastırdığı parmaklarını açıp kendi parmaklarına dolamasını sağladı. Zihni tamamen Mina'yı rahatlatmaya odaklıyken, "Bu hafta denedim birkaç sefer, ağzına bile sürmedi verdiklerimi." dedi fark etmeden.

Jisung şaşkın bakışlarını Chan'a çıkardı, o tüm ilgisini kızına vermişken kendi kafasında şimşekler çaktı. Evet Mina'nın bu hafta uyandığını laf arasında söylemişti onlara, ama hiçbir zaman bu kadar şiddetli ve acıklı ağladığını anlatmamıştı. Her şeye yetmeye çalışması hakkında bu adamı gerçekten hafife alıyorlardı, hastalanmasının nedeni belli olmuştu.

"Yani birkaç sefer deneyeceğin kadar yaşandı bu olay?"

Chan işittiği iğneleyici sözlerle beraber omuzlarını düşürdü, başını yatak başlığına yaslayıp Mina'yı göğsüne bastırarak ufaldı. Yorgunlukla yerinde çöktü. "Lütfen..." Dedi, ardından bir kelime daha getirmedi, zaten dili de dönmüyordu artık. Ne birilerine hesap verecek mecali vardı ne de konuşacak gücü. Bu yorgunlukta kızını sakinleştirememekten bile korkuyordu.

"Özür dilerim," Jisung yersiz lafından pişmanlık duyarak gözlerini kaçırdı, "neyse bunu geçelim." deyip yanlarındaki boşluğa oturdu. "Ninni falan açsak belki dikkati dağılır ne dersin?"

"Kısa süreliğine sakinleştiği olmuştu," Komodinin üstünden telefonunu alıp kırık ekranına sıkkınca baktı. "doğru ya benimki açılmıyor."

Jisung ağlayan Mina'ya son bir bakış atıp ayaklandı, kendi telefonunu getireceğini söyleyerek odadan ayrıldı. Kaldığı misafir odasına doğru hızla adımlarken bunun işe yaramasını diliyordu.

İf You Forget Me | ChanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin