sixteen

59 22 4
                                    


Eşyalarımı yerleşirken adamın verdiği kağıtta kapının şifresi yazıyordu üzerime baktım.

Eşyalarımı yerleştiren bir adam önümde durdu. "5.000 won tuttu."

Başımla onaylayıp cüzdanımı cebimden çıkartıp adamın eline sayarak bıraktım parayı.

Gülümseyerek başlarını eğip evden çıktılar. "Evi temizlemeden yerleştim ama neyse."

Bileğimdeki saatime bakıp iç çektim aslında hiç gidesim yoktu uyumak istiyordum.

Siz: Yola çıkacağım radyo programının olduğu yere mi geleyim?

Hemen görüldü olmuştu yazıyor olmasını gördüm.

Minho: Ajansımın önüne geldiğinde bana mesaj at ineyim aşağıya.

Minho: Benim arabamla gidelim, yani daha doğrusu şirketin arabasıyla.

Siz: Niye?

Minho: Sebebini biliyorsun söylemiştim.

Minho: 3 ay boyunca onların himayesi altındayım.

Minho: Zorluk çıkartma.

Siz: Soru sordum zorluk çıkartmadım.

Siz: Neyse evden çıktım arabama biniyorum.

Siz: Görüşürüz.

Minho: Görüşelim.

Telefonumu cebime atıp siyah hırkamı geçirdim üzerime.

En ideali üzerime ceket olarak hırkamdı zaten diğer eşyalarımı bulabilmek için valizimi açmak zorunda kalacaktım.

Beni zorlardı aceleyle evden çıkıp kağıdı cebime koydum, şifreyi unutursam hayatta gelemezdim bu eve.

Arabayı çalıştırıp Minho'nun ajansına sürdüm. 5-10 dakika sonra binanın önünde durup mesaj attım.

Siz: Geldim otoparka mı geleyim yoksa anayolda mı durayım?

Minho: Otoparka gel.

Telefonumu yan tarafımdaki koltuğa koyup otoparka sürdüm arabayı.

Boş bir yer bulup koydum karşımda koyu gri kabanı ile ağır adımlarla bana doğru gelmişti.

Telefonumu alıp arabadan indim arabayı kilitleyip. "Hızlı adımlarla benimle beraber yürü. Burada bizi takip eden magazinci var."

"Tamam." Denileni yaptım elini sırtıma koyup beni ve kendisini hızlandırmış adımlarla arabaya doğru götürdü.

Yüzüm açıktı beni görüp bol bol çekmişti muhabir, gözlerimi devirmemek için kendimi çok zor tuttum.

Bu alışkanlık beni mahvediyordu. "Güzel şimdi gidebiliriz, HGB radyo istasyonuna gidelim."

Menajerine söyleyip sürmeye başlamıştı bana bindiğimizden beri bakmıyordu ve zaten konuşmamıştı.

Gözlerimi cama diktim dışarıyı seyrettim, zaten benimle konuşmak istemeyenle ben hiç konuşmak istemiyordum.

2 dakika sessizliğinin ardından kendisi konuşmuştu benimle. "Neden seni evden attı?"

Gülümseyerek kafamı onun olduğu yere döndürdüm. "Koreden ayrılıyor."

Başını anladım dermiş gibi salladı. "Evin yarısı senin değil miydi?"

Başımla reddetmek zorunda kaldım. "Haberin yoktu anlaşılan." Suratımdan anlamıştı.

"Evet yoktu ani oldu bütün bugün olanlar." Minho bir şey demedi.

"Senin teklifin de ani olmuştu." Dediğimde gözlerini gözlerime dikti.

"Bu benim kararım değildi biliyorsun." Başımla onayladım.

"Olan oldu 3 ay boyunca sana katlanacağım." Gülümsemeden konuşmuştum.

"Evet 3 ay boyunca bana katlanacaksın." Suratı sinirliydi ve kırgınlık vardı.

-Devam Edecektir.



the police and the pop cycle. ✭ (hyunho)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin