Lust & Resit Kemal ~ Aslında
Dudaklarımı öperken çok yavaştı. Daha çok alt dudağımı öpüyordu. Öylece duruyordum. Şaşkınlıkla, robot gibi dikiliyordum. Yavaşça dudaklarını geriye çektiğinde gözlerimi açtım. Gözlerimiz birleştiğinde yutkundu.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Seni hala, hiç olmadığım kadar seviyorum," dedi sessizce. Kafamı salladım. Ellerimi omuzlarından çektim. Belimdeki elini tutup ittirdim, geriye çekildim daha sonra. "Bir daha bunu asla yapma," dedim sinirle.
Tekrardan bana yaklaşıp dudaklarıma yapıştığında gözlerim kapandı tekrardan. Ellerini yanaklarıma yerleştirdi sıkıca. Öpmeye devam etti. Geriye çıkmaya çalışıyordum, izin vermiyordu. Arkamdaki masaya iyice kalçamı yasladı.
Ellerimle göğüslerine vurdum ama daha da çok öpüyordu. En sonunda dudaklarını geriye çektiğinde sertçe vurdum göğüslerine. Geriye çekildi, nefesini verdi. Kaşlarımı çattım sinirle. "Ne yapıyorsun sen?!"
"Karımı öpüyorum," dedi gözlerime bakarken. Nefesimi verdim. "Ben senin karın değilim Semih!"Tekrardan nefesini verdi. "Ol o zaman," dedi daha sonra. "Karım ol o zaman Yağmur."
Kafamı salladım sinirle. "Sen iyi değilsin. Git dinlen."
Yanından geçip gideceğim sırada kolumu tuttu hemen. Göz göze geldiğimizde kolumu çekmeye çalıştım, daha da sıkı tutmaya başladı. "Ne bu halin Yağmur," dedi sessizce. "Bana kıyamayan Yağmur nerede?"
"Öldü," dedim sinirle. "Sen beni bırakıp gittikten sonra geri geleceksin, bende seni affedeceğim, öyle mi?! Çok beklersin!"Gözlerini kapatıp açtı. Sol gözünden bir damla yaş süzüldü. "Çok pişmanım. Yanlış anlaşılmalar yüzünden sana çok kızmıştım, ama yalanmış."
Kaşlarımı havaya kaldırdım. "Ne- ne yalanmış Semih?""Beni aldattın sandım, ama aldatmamışsın. Daha bugün öğrendim."
Nefesimi verdim sinirle. "Bir de bugün öğrendin?!"
Kafasını salladı hafifçe. Gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Kaşlarımı çattım. "Sana hiç inanmıyorum. İnanmayacağım!"Hızla içeriye geçtim. Ellerimi saçlarıma yerleştirdim. Bir süre öylece beklendikten sonra nefesimi verdim. Beni bu kadar da gerizekalı yerine koyamazdı.
İçeriye girdiğinde göz göze geldik. Nefesimi verdim tekrardan. "Ben Kerim'in yanında uyuyacağım," dedim hemen sonra. Arkamı dönüp hızla kapıya ilerledim. Olabildiğince hızla.
Dışarıya çıktığımda kapıyı sertçe kapattım. Affetmem. İkinci defa yanlışa düşmem.
Kerim'in odasına girdiğimde geçip sandalyeye oturdum. Bir süre Kerim'i izledim, ne güzel uyuyordu. Melekler gibi.
Toprak'ın bana verdiği telefonu cebimden çıkarıp açtım daha sonra. Şifresi, 993555' du. Normal mesajlardan mesaj atmamı söylemişti. Telefonda WhatsApp yoktu.
Girip yazdığım mesajı gönderdim daha sonra.Toprak(22.07)
Semih'in evindeyim. (22.08)Cevap vermesini beklerken üzerimdeki ceketi çıkardım bir kenara koydum. Mesajı beklerken bile değişik hissediyordum. Ne değişik adamdı bu Toprak.
Bildirim sesiyle ekrana odakladım. Sessize alsam iyi olacaktı bu arada.Toprak: Biliyorum (22.10)
Toprak: Ne yaptın, eve baktın mı?Tam olarak değil.
Ev üç katlı, en üst kata çıkamadım.Toprak: Zaten bugün çıkamazsın.
Toprak: Sen yarın yemekten sonra Semih'i oyala. Ben bulmaya çalışacağım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Topraktan Yağmura
Teen FictionYağmur: Sözünü tutacaksın değil mi Toprak? Toprak: Sen tutarsan bende tutarım kadın. Yağmur: Kadın? Yağmur: Düzgün konuş benimle Toprak: Kötü birşey mi söyledim ki Toprak: Kadınsın Toprak: Hemde ne kadın Toprak: Woman