8. Bölüm "His"

25 1 0
                                    

Berkay Altunyay~ Olmazlara İnat

Toprak'la babam daha sonra özel konuşulacak şeyleri olduğunu söylemişlerdi. Ne özeli bu? Kerim'in yanına gittim ama o pamuk şekerle meşguldü.

"Hemen onu bırakmazsan seni de ben yerim," dedim gülerek.
Bana baktığında gülümsedi sevinçle. Çok mutluy görünüyordu, daha ne isterim ki ben?

Geçip yanına oturdum bende. Bana da pamuk şeker uzattı. Gülümsedim. "Teşekkür ederim," dedim daha sonra gülümseyerek.

Elindeki pamuk şekeri yemeğe devam etti. "Pamuk şeker mi, ben mi," diye sordum gülümseyerek daha sonra.

Bana bakıp yutkundu. Daha sonra gülümsemeye devam etti. "Iıı... İkiniz de."

Kafamı salladım gülümseyerek. "Ye bakalım. Canım oğlum benim."

Daha sonra ayağa kalktım, kapıya ilerledim. Salona doğru ilerledim... Çıkalı pek olmamıştı ama kulak misafiri olsam birşey olmaz ya. Of Yağmur.

Kapının önüne geldiğimde ilk önce babamın sesi geldi. "Bilmiyorum Toprak. Ayrıca da sana hiç güvenmiyorum."

"Haklısınız Metin bey. Ama bu işte benim de çıkarım var, unutmayın."

Kaşlarımı çattım dinlerken. Şirketteki hisselerden bahsediyorlar galiba.

"Kızım evlense bile şu an değil Toprak. Herşeyden önce hisleri olması lazım. Senin benim gibi adamlarla evlenmesine izin vermem, zaten kızım da istemez!"

Babam beni herşeye rağmen unutmamıştı. Ama beni, bizi neden bırakıp gittiklerini bilmiyordum. Annemin hastalığı için miydi? Ama haber vermeden gitmezlerdi ki.

"Haklısınız. Yağmur gerçekten de öyle bir kadın. Ama Semih konusunda sizi yine de uyarayım. O durmayacak."

Babamın bir süre sesi gelmedi... "En yakın zamanda yurt dışına götüreceğim ikisini de..."

"Oraya gelemeyecek mi Metin bey?"

Nefesimi verdim. Buldukları fikir, daha doğrusu, Toprak'ın bulduğu fikir aşırı saçmaydı.  Evlenince Semih beni ve oğlumu rahat mı bırakacaktı? Semih çok kararlı duruyordu.

"Efendim ne oldu?"

Arkamdan gelen sesle kafamı çevirip baktım. Yutkundum. Hizmetçydi.
Kaşlarımı çattım. "İşine baksana sen," dedim daha sonra biraz sessiz bir şekilde.

Onaylar şekilde kafasını salladı, hızla uzaklaştı daha sonra.
Önüme döndüğümde Toprak karşımdaydı. Yutkunurken kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Boyu benden uzundu.

"Kadın," dedi sessizce. "Ne oldu? Kapı mı dinliyorsun?"

Kaşlarımı çattım. "Ne alakası var? Ben... Şey..."

"Ne," dedi gözlerimi incelerken. Kafamı salladım nefesimi verirken.

"İçeriye geliyordum."

"Öyle mi?"

Nefesimi verdim. Bazen sinir bozuyordu. Ama hoşuma da gitmiyor değil.
"Hislerin kuvvetli midir?" diye sordu beklemediğim anda.

Kaşlarımı çattım. "Nereden çıktı bu?"
Kafasını salladı hafifçe. "Kuvvetli mi değil mi?"

Kafamı salladım daha sonra hafifçe. Nefesimi verdim. "Evet. Hislerime güvenirim."

Dudaklarını birbirine bastırdı. "O zaman senin için hangisi doğruysa onu yap. Tamam mı?"

Kaşlarımı çattım. "Sen... Neden bunları bana söylüyorsun?"

Dudaklarını ıslattı. "Birde, nasıl hissediyorsan..."

Topraktan Yağmura Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin