Hayatımın dönüş noktasındaydım. U dönüşü gibi bir dönüştü ama bu.
Babamla annem 4 yıl önce boşanmıştı. Annemle yaşıyordum. Babamla ise çok arada bir görüşüyorduk. Babam rehberdi. Annem ise ev hanımıydı fakat babamdan boşandıktan sonra bir mağazada çalışmaya başlamıştı.
Ve ben Leyla. Tek kardeştim. Yani eskiden tek kardeştim. Yeni 17 yaşıma girmiştim. 17 yaşım süprizlere doluydu gerçekten. Annemin yeni bir adamla evlenmesi, şehir değiştirmemiz, babamla kavga etmemiz ve benim yeni okulum: Servet koleji.
Şunları düşünürken bile göz devirme istediği vardı içimde. Açıkçası annemin evlendiği adamı sevmiyordum. Ama Tabiki saygım sonsuzdu. Sonuçta bu annemin kararıydı. Benim ona saygılarım olduğu gibi, Onunda benim kararlarıma saygısı vardı. Mesela 18 yaşımdan sonra ayrı bir ev.
Aslında annem bu kararımı kesinlikle kabul etmemişti. Kendimi kandırıyordum. Neyse bu konuyu annemle konuşmak daha iyi olacaktır.
Suat amca annemin yeni kocasıydı iyi bir adamdı bir kötülüğünü görmemiştim hatta iyiliğini fazla fazla görmüştüm. Ama onu bir türlü sevmemiyordum. Sanki onu seversem babama ihanet edecek gibi hissediyordum. Belki bu bencillikti. Ama olmuyordu.
Babam ve annem şiddetli geçimsizlikten ayrılmışlardı. Babam biraz eski kafalı bir adamdı. Bize karşı katı kuralları vardı. Onun hayatında, ayıp vardı. Bizimkinde de vardı. Ama ona göre,
Bir erkekle arkadaş olmam bile ayıptı.
kısa kısa giyinip dışarı çıkamam
Gözüm dışarıda olmasın belirli yaşa gelince görücü üsülü bir adamla evlenmem lazımmış
Babama göre okumam bile saçmalıktı zaten.
Babamın elini ne olursa olsun öpmem lazımmış. Biz ona muhtacız o bize bakıyor ve bizde ona hürmet ediyoruz. Babama göre kurallar böyleydi. Aslında çok daha fazlası vardı ama artık düşünmek istemiyordum.
Babam yüzünden hayatım boyunca erkek arkadaşım olmamıştı. Babamın yanında bir erkek beni konuşturduğunda cevap vermeyip başımı önüme ediyordum. Ama o erkeğin benimle konuşması bile benim ayıbım oluyordu.
Babam buydu İşte üç kelime,
Elalem ne der?
"Leyla kızım hazır değilmisin daha?" Annemin aşağıdan bağıran sesiyle düşüncelerimi toparlayabilmiştim.
Okula kayıt için iki gün önce Suat amca ve oğlu Araf. Yani cici kardeşim ile gitmiştik.
Şunuda unutmayayım babama göre Araf'la aynı evde yaşamamız bile yanlıştı. Ve bu yüzden büyük olay çıkarmıştı. Neyseki Araf da benim gibi annesiyle yaşadığı için sorun büyümemişti.
Araf benden bir yaş büyüktü yani 12. Sınıftı. Onun gittiği özel Servet kolejine kayıt olmuştum. Ne kadar Anadolu lisesi istesemde Suat amca ve annem beni zorla özel koleje yazdırmışlardı.
Açıkçası daha önce koleje gitmediğim için o ortamı bilmiyordum. Dizilerde filmlerde gördüklerim gibiyse onlar fazla rahat insanlardı ve edebsiz.
Yani babamın değişiyle öyleymiş.
Kızlar okula mini mini etekler giyiyormuş. Makyaj yapıp süslü bebek gibi oluyorlarmış. Erkekler terbiyesizlerin önünde gideniymiş.
Babam öyle derdi hep. Ve lise dizileri izlememide yasaklardı. Onlara özenip yoldan çıkarım diye.
Aynada üstüme baktım son kez. Okul formasını almıştık. Kızlara siyah şortlu etek üstüne beyaz gömlek ve kısa kollu hırkaydı.
Erkeklerde aynıydı, onlar ise pantolon giyiyorlardı.