Bölüm 25

248 12 9
                                        

Selam ben geldim. Heheheh tamam tamam özür dilerim kizginsiniz o yüzden hemen bölüme geçiyoruz. Sizi seviyorum bol bol yorum bekliyorum optumm simdidenn
Yazım hatalri fazla olabilir lütfen görmezden gelin elimden anca bu kadari geliyor...

Batının yanından ayrılalı saatler olmuştu. Eve beni Oğuz bırakmıştı. Araba da ikimizde sessizdik. Oğuz da, Demir de en az benim kadar arkadaşları için endişeleniyordu.

Uykusuzluktan mos mor olan göz altları, çan kanağına dönüşmüş mavi gözleri, düşmüş omuzlar ve en kötüsü ise o bakışlarıydı. O hali aklıma geldikçe boğazımda bir düğüm oluşuyordu.

Batın her şeyi kendi içine atıp kendi içinde kendini yiyordu. Kendini güçsüz bir çocuk gibi hissediyordu. Annesinin katilini bilmesine rağmen bir şey yapamaması onu suçlu hissettiriyordu. Belki onu anlayamazdım ama bu dönemde her zaman yanında olacaktım.

Eve geldiğimde saat oldukça geçti. Annemler geldiğimi bile hissetmemişlerdi. Kısa bir duş aldıktan sonra bütün gece bu olayları düşünmüştüm.

Bir yandan aklım hala yarın gideceğim yerdeydi. Arafın annesi.

O kadına karşı içimde öyle karamsar bir düşünce vardı ki bunu anlatmazdım. Belki öyle bir şey yoktu belki yanlış anlamaydı. Ama hiç bir şey içimdeki karamsar ifadeyi silemezdi.

Sabah erkenden annem odama gelmiş dün hakkında bana kırgın olduğunu belirtmişti. Açıkçası pekte umursamamıştım. Çünkü benimde anneme kırıldığım çok zaman olmuştu.

Annemi Suat amcanın önünde utandırmışım gibi davranıyordu.
Annem hep böyleydi ki, zaten bende böyle alıştırılmıştım. Ayıplara, elaleme. Babamdan sonra değişir sanmıştım ama annem bu değişimi bu özgürlüğü sadece kendi için yapıyordu. Ona ayıp yoktu. Ama bana vardı.

sınavlar bir yandan yaklaşırken ne yapacağımı bilmiyordum.
Araf'la aram hala tam olarak düzelmemişti. annesine yemeğe gidecektim ama bu onu abi diye kabul ettiğim anlamına gelmiyordu. Özellikle son öğrendiklerimden sonra kabul etmek imkansız gibi geliyordu.

bir yandan da doruk meselesi vardı tabi.

iki gündür sürekli mesaj atıp duruyordu. Rahatsız olmuyordum ama bu ilgisinin bir anda değişmesini de anlamlanıyordum. Pekala güzel vakit geçirmiş olabiliriz veya bana karşı ilgisi olabilirdi. Fakat en başından Batına olan duygularımı ona belli etmiştim.

Yatağımın yanına jarza takılı olan telefonumu elime aldığımda peş peşe gelen mesajlara göz devridim. Sabah sabah.

doruk: günaydın! Dün attığım mesajları görmemişsin sanırım.

Leyla: günaydın. Kusura bakma dün batınla beraberdim ve telefonum kapalıydı.

Doruk: anlıyorum...o zaman iyi ki cevap vermemişsin.

Attığı mesaja istemsiz kaşlarım çatıldı.

Leyla: neden?

Doruk: bana zaten uyuz saldırmak için sebep olurdu .D

Gülümsedim.

Leyla: aaa asla yapmaz öyle şeyler

Kendim bile inanmıyordum. Batının çatık kaşları aklıma geldiğinde yine gülümsedim. Biraz özlemiş olabilirdim.

Doruk: umarım yapmaz.

Leyla: sebepsiz kimse bir şey yapmaz.

Doruk: belki de sebepler olacaktır...

Leyla: ne?

Doruk: şaka.

Attığı mesajla beraber sohbetten çıkarken Oğuz'un numarasına tıkladım.

BatınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin