Bölüm adı: Dönüş
Kaya'dan
Çakır omzumda uyuduğunda içimde bir huzursuzluk vardı. Bunun sebebi yaşadıklarıydı.
Çakır koğuşa ilk geldiğinde yüzü yara bere içindeydi aynı şu an omzumda yattığı gibi. Neden içeri girdiğini az çok tahmin ediyordum ama böyle ağır şeyler beklemiyordum. Bu en güçlü psikolojiyi bile yıkardı.
Hala bir şeyler anlatamadığını biliyordum. Mesela Mamut ile aralarında ne vardı? Mamut neden Çakır ile bu kadar uğraşıyordu?
Çakır'ı ilk gördüğümde acı çekse de hala dik duruşundan ödün vermiyordu. Yardım istemiyordu ama yardıma ihtiyacı vardı, birinin ona destek vermesini içten içtende olsa istiyordu. Kucağımda baygın bir halde revire taşıdığımda hala sayıklıyordu, bana bile ağır gelmişti. Ya da avluda maç yaptıklarında Ufuk denilen çocukla sarıldığında nasıl kıskandığımı. Ya da yine avluda kavga ettiğinde nasıl korktuğumu.
Çakır'dan önce hiçbir şekilde bir erkeğe bu gözle bakmamıştım. Homofobik hiçbir zaman olmamıştım. Kimin kimi sevdiği umurumda değildi ama ne zaman Çakır'ı gördüm işte o zaman içimde bir şeyler yandı.
Şimdi omzumda huzurla nefes alan çocukla birkaç saate koğuşa geri döneceğiz. Mustafa'ya neler yapabileceğimi ben bile kestiremiyordum ve Çakır'ın bundan tırstığını hissedebiliyordum.
Çakır omzumda kıpırdanırken gözlerimi kapadım ve saçını okşadığım elimi durdurdum.
Çakır'dan
Yavaş yavaş gözlerimi açtığımda nerede olduğumu bir sorguladım. Sonra dün gece aklıma gelince üzerinde uyuduğum Kaya'nın sert göğsüne yanağımı sürdüm. Karnının üstünde ki elini tuttum.
Umarım ben bir rüyada değilim. Eğer öyleyse bile sonsuza kadar burda kalayım.
Birkaç saate koğuşa gideceğimizi biliyordum ve bu içimde derin bir huzursuzluk yaratıyordu. Korkuyordum ama Kaya'nın başının belaya girmesinden.
Kaya mırıldanarak uyandığımda kafamı ona doğru kaldırdım. Önce uzun kirpikleri aralandı sonra gözleri yavaş yavaş bana döndü. Gülümseyip ellerimize baktı.
"Günaydın." dedim hala sırıtırken. Elimi daha sıkı tutup "Günaydın." dedi henüz yeni uyandığından dolayı daha kalın çıkan sesiyle. Bir iki dakika öyle sessizce uzanmaya devam ettik.
"Kalkmalıyız. Birazdan gelirler." dedi Kaya. Tam doğrulacaktı ki sırtını yatağa ittim. "Önce bana söz vericeksin." dedim. "Ne sözü?" dedi anlamayarak. Parmaklarımız hala birbirine geçik durumdaydı.
"Koğuşa dönünce kendine zarar gelecek bir şey yapmayacaksın." dedim. Sert bir nefes verdi. "Söz ver bana Kaya. Ne yaparsın bilemem ama kendine ceza aldıracak bir şey yapmayacaksın." dedim ve ekledim "Lütfen.."
İstemeye istemeye de olsa kafasını salladı. "Söz." dedi.
Kendimi bile şaşırtarak bir anda Kaya'nın yanağından öptüm. Önce kaşları gevşedi sonra şaşkın şaşkın suratıma baktı. "Teşekkür ederim." diyip yataktan kalkıp banyoya koştum. Zor olmuştu ama kaçmalıydım. Kesin domates olmuştum.
Önce hacet giderip sonra yüzümdeki yaralara dikkat ederek yüzümü yıkadım. Odaya girdiğimde yüzümü yerden kaldırmadan yürüdüm. Fayansları çok güzel seçmişlerdi. Çok şık duruyorlardı.
Duvarın yanında dün gelirken Süleyman Abi'nin getirdiği eşofman ve tişörte yöneldim. Tam duvarın yanına eğilcektim ki Kaya benden önce davranıp kıyafetleri aldı. Şaşkın şaşkın ona bakarken beni duvarla arasına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çakır - GAY
Teen Fiction"Ben sanırım senden hoşlanıyorum." "Ne?" Hapishaneye giren eşcinsel Çakır ve koğuşundaki ülkücü Kaya.