5

1K 65 22
                                    

Bölüm adı: Hücre

İnsan yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vakti bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, her birinin gönlümüzden kopup ayrılması, bir ayrı sızı uyandrırmış. Bunu yazan şair ne kadar da haklıymış!

Ne güzel bir sözdü. Bende artık koğuşta ki kişilere bağlanıyordum. Herkes elbet bir gün gerçeği öğrenecekti ama işte o zaman en çok bana arkalarını dönerseler üzülecektim.

Sabah kalktığımda kahvaltı hazırdı. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra herkes gibi masaya oturdum bende.

Dün olan olaylar; mamutun iğrençliği, Kaya'nın tıpkı bir çocuk gibi kollarımda ağlaması...
Çok yorucu bir gündü ve ben hala enerjimi tam olarak alamamıştım.

Herkes kahvaltısını yapıp yataklarına geçince bende yatağıma geçmiştim. Kaya'nın çaprazında kalan yatağıma uzanıp kitabımı okumaya başladım.

Bir süre sonra dışardan sesler duyduğumda hızla kitabı sakladım. Büyük ihtimalle Süleyman Abi'ydi, havalandırmaya çıkarıyordu diğer koğuşları ve sıra bize gelmek üzereydi.

Süleyman abi rutin işleri yapıp dışarı çıktığımızda karşıda oturan Ufuğu görünce onun yanına adımladım. Çok durgun duruyordu. Elimi omzuna koyduğumda irkildi.

"Neyin var, iyi misin Ufuk Kardeş?" Ufuk gözlerime baktı. Kafasını iki yana salladı. Ne derdi ola ki?

"Anlat." Tam itiraz edecekti ki hızla "Sakın." diye yalandan kızdım.

"Nişanlım... beni en yakın arkadaşımla aldatmış. Evleniyorlarmış." Yüreğim öyle bir burkuldu ki o an hızla kollarımı onun boynuna sardım.

Onun kolları belimi sararken önümüzde bir gölge düştü. Kafamı kaldırdığımda Mamutun iğrenç yüzünü gördüm. İti an çomağı hazırla derlerdi.

"Kendin gibi bir arkadaş mı buldun yoksa Çakır'cığım?" ağzında o iğrenç sırıtışı ve yalan samimiyetiyle sorduğu soruya dişlerimi sıktım. Ufuk kafasını kaldırıp önce Mamut'a sonra bana baktı.

"Ne diyor bu?" kafasıyla Mamut'u gösterirken sordu. Önce yutkundum sonra gözlerimi Mamut'a diktim.

"Önemli bir şey değil." Mamut histerik bir kahkaha attı. "Hii.. arkadaşına ibne olduğunu söylemedin mi yoksa, tüh tüm süprizi bozdum."

Hızla yerimden kalkıp yakalarına yapıştım. Yiyeceğim tüm cezalara rağmen şimdi dişlerini eline verecektim. Bizde ki de sabırdı değil mi? Tam yumruğumu kaldırmıştım ki Mamut'u arkadan bir kol çekti.

Ellerimden kayıp giden yakasıyla gözlerimi arkaya çevirdim. Kaya, Mamutun çenesine öyle sert bir yumruk atmıştı ki kemik sesini duymuştum resmen.

Ben şok içinde bir Kaya'ya bir de yerde çenesi tutmuş Mamut'a bakarken gardiyanlar direkt olaya müdahele etmeye gelmişlerdi. Ben hala ne yapacağımı bilemezken sanki yerimde çivilenmiş gibiydim.

Gardiyanlardan biri elinde jopla Kaya'yı içeri götürdü. Mamut sinirle kalkıp üzerime yürüdüğünde kendime gelmiş gibi bir tane de ben geçirdim çenesine. Kaya'nın yumruğuyla sarsılmış olan bedeni benim yumruğumla tekrar yeri boylamıştı.

Üzerine tükürdüğümde Süleyman Abi kolumdan tutup beni de içeri götürdü. Merdivenlerden inerken hücreye götüreleceğimi anlamak zor olmamıştı. Beni içeri fırlatıp kapıyı kilitledi. Ayak sesinden gittiğini anladığımda yere çöktüm.

Çakır - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin