Hastalık ve Çaresizlik.

75 3 0
                                    

Yere oturmuş, bir yandan sigarasını içiyor bir yandan da manzarayı izliyordu. Sanırım kafası dağınıktı çünkü benim geldiğimin bile farkına varmamıştı.

Onu bu halde gördüğümde aklıma annem geldi. O da babasının yükünü kaldıramadığı gecelerde sigaraya, alkole sarılırdı bana sarılmak yerine. Uzak tutmaya çalışırdı beni ama çocuklar anlar. Annesinin üzgünlüğünü, babasının sinirini, evdeki gerginliği sezer çocuklar. Bende çocuktum, salak bir çocuk da değildim elbet. Biliyordum bir şeyler döndüğünü, kafam dönene ermiyordu sadece.

Annemin sigara paketlerini saklardım, atardım, gömerdim. Belki bazen bana sinirlenirdi ama bunu onun iyiliği için yaptığımı düşünürdüm. Ağzıma hiç sürmedim sigarayı ve kendime ne yaşarsam yaşayayım sigara içmeyeceğime dair söz verdim.

Yavaş yavaş Draco'nun yanına ilerledim ve oturdum, önce yüzüme baktı. O kadar soğuk ifadeleri vardı ki üzülmesinin sebebinin ben olduğumu bile düşündüm ilk başta. Derken aklıma yüzüğüm geldi ve hemen yüzüğüme baktım. Maviydi. Demek oluyor ki gerçekten çok üzgündü..

Draco birden kafasını omzuma koydu ve derin bir nefes alıp verdi. Saçlarını okşuyordum hafifçe. Yumuşacık saçları vardı, çok da güzel kokuyordu. Draco'nun yavaştan gözleri kapanıyordu. Bense çok üşüyordum ama o kadar huzurluydum ki umrumda bile değildi.

Draco aniden omzumdan kalktı,
-"Bir problem mi var Draco? Yatmaya devam edebilirsin."

"Git." Neden böyle demişti ki şimdi?

-"Ne? Neden?"

"Üşüyorsun. Hastalanacaksın, git." Bu haliyle bile beni düşünmesi çok garip geliyordu bana, kendini hiç mi önemsemiyordu bu çocuk?

-"Hastalanırsam iyileşirim Draco lakin ben şu an burdan gidersem sen iyileşemezsin. Ama senin sahip olduğun hastalık değil: Acı. İlaçla veya bir sıcak çorba iki tane bitki çayıyla geçmez Draco." Elimle çenesini kavradım ve kafasını omzuma tekrar yatırdım. Geri kalkmadığına göre halinden memnundu.

"Hiç iyi hissetmiyorum Adel. Yalnız hissediyorum. Normal bir aileye ihtiyacım var, normal bir babaya, normal yaşam koşullarına ihtiyacım var. Eskiden paramızın bu kadar çok olması beni çok mutlu ederdi biliyor musun çünkü küçük bir çocuktum ve her istediğim alınır, yapılırdı. Ama şu an ailenin elçisi hatta daha doğrusu kölesi olarak kullanılan kişi benim. Neden böyle oluyor Adel? Çok mu kötü bir insanım? Bu yüzden mi aile sevgisini hiç haketmiyorum? İnsanlar onlara kaba davranmamın sebebinin yetiştirilme tarzım olduğunu bile anlamıyor. Emir veren-yapan ilişkisine dayalı dostluklar da istemiyorum, sizinkiler gibi gerçek dostluklar istiyorum. Kim görmüş mesela benim Pansy'nin omzuna kafamı koyup dertleştiğimi. Göremezler. Çünkü onlarla yaptığımız aktivite zorbalık, tehlikeli şeyler veya herhangi boktan başka bir
şey. Ama bana destek olmasını istediğim, her zaman yanı başımda olsun istediğim biri de var. Sensin."

-"Sen en fazla sevgiyi hak ediyorsun Draco, ben bunu bugün derste böcürtünden anladım zaten. İstediğin çok bir şey değil, huzurlu bir aile. Bilemiyorum senin öz ailendekilerin sana karşı davranışlarını değiştirebilir miyim? Değiştiremesem bile ben senin ailen olurum Draco. İstediğin zaman her şeyini anlatabileceğin dert ortağın da olurum. Her ne olursa olsun, bana kızsan da, beni sinirlendirsen de bundan vazgeçmem. Küs de olsak yanıma gelip dertlerini anlat, sonraki gün tekrardan küsmüş gibi davranırız. Yükün hafiflesin yeter." Birden omzumdan başını kaldırdı ve yanağımdan öptü, derin derin baktı gözlerimin içine her anlamlı konuşma yaptığımızda yaptığı gibi.

Biraz öylece durduk, sonraysa başımı tuttu ve dizlerine yatırdı. Çok huzurlu hissediyordum. Ona aşıktım evet ama o beni ne olarak görüyor bunu bir türlü anlayamıyordum çünkü benimle dertlerini paylaşması için illa aşık olması gerekmez, kimse ona benim davrandığım gibi davranmamış ki. Ya birden ben böyle davrandığım için samimiyet kurduysak. Umarım böyle değildir.

Draco saçlarım ile uğraşırken bir yandan da dertleşmeye devam ediyorduk. Ben bir şeyler anlatıyordum sonraysa o bir şeyler anlatıyordu. Eskileri anlatmak canımı çok yakmıştı ama birine anlatmak beni rahatlatmıştı. Gözlerim dolduğunda ise anlatmayı bırakıp sadece Draco'yu dinlemeye başladım.

"Ben kusurlu muyum Adel?"

-"Tanrı suretine dikiş izi işlemiş, saklamış güzelliğini.. Ama sen yara kabuğunu tekrardan kopartmış kanatmışsın kendini. Herkes seni yaralı ve kusurlu olarak tanımış ama ben görüyorum: Açık yaranın her zerresinden kudret sızıyor Draco. İçindeki gerçeği görüyorum."

"İyi ki seninle tanışmışız Adel. Bu cümleleri en şaşaalı kitaplarda bile göremezdim ama şimdi biri bunları bana söyledi. Bende senin yaralarını sarmak istiyorum, nasıl yapacağımı bilmesem de."

-"Ben, benim gözyaşlarım artık tükendi. Gözyaşlarımı içeri doğru akıtmaktan kalbimin etrafında oluştu yosundan bir kafes, debeleniyor içeride kalbim. Ama ben eminim ki açık yaralarından sızan kudret bu zincirleri kıracak kadar keskindir."

"İçine bugün bir şair kaçmış gibi. :) Ama biliyor musun süslenmiş cümlelerin çok hoşuma gidiyor Adel." Gülümsedim.

Draco saçlarımla oynamaya devam ederken yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu, çok uykum gelmişti. Tam gözlerimi kapatmış uykuya dalacakken Draco'nun sigara kutusundan bir dal daha çıkardığını gördüm. Sinirlenmiştim ve sanırım onu kandırmam gerekiyordu.

-"Draco, sigara paketini verir misin? Bende denemek istiyorum."

"Olmaz Adel, ben bu boktan kurtulamıyorken seni kendi ellerimle bağımlı yapamam."

-"Söz veriyorum sadece bir kerelik."

"Sadece bir kerelik."

Paketi bana uzattı ve içinden bir dal almak yerine paketi bütünüyle elime alıp incelemeye başladım, ellerim iğrenç kokmuştu! Hemen paketi hızlıca fırlattım astronomi kulesinden aşağıya.

-"Kurtulamıyorum demiştin. Şimdi kurtuldun."

":)" Normal Malfoy olsa, karşısında başkası olsa şu an karşısındakini öldürürdü, bana ayrı bir hassasiyetle yaklaşması kendimi özel hissettiriyordu.

Tekrardan üşümeye başlamıştım. Draco ceketini çıkarttı ve bacaklarıma örttü.

-"Bu sefer sen üşüyeceksin, hasta olursun."

"İyileştirirsin."

-"Doğru, iyileştiririm. :)"

Mahperi / Draco Malfoy ✮ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin