Sabah herkesten erken uyandım. Sıcacık bir duş aldım. Dün o kadar üşüdükten sonra bu duş o kadar iyi gelmişti ki.. Cilt bakımımı aksatmak istemedim ve önce yüzüme kil maskesi yapıp arındırdım. Daha sonra yüzümü yıkama jeliyle temizleyip tonik sürdüm ve güneş kremini eksik etmedim. Bugün cildimin dinlenmesini istediğimden makyaj yapmadım. Kaşlarımı sabitleyip banyodan çıktım.
Nedense birden kendime özenesim tutmuştu. En sevdiğim vanilyalı parfümümden sıktım, eteğimi ve gömleğimi giyip en üstüne de cübbemi giydim ve Herm'in yatağının başında dikilmeye başladım.
- "HERMIONE! GELDILER, ÇABUK UYAN HOGWARTS'I KORUMAMIZ GEREKİYOR!" Diye bağırdım. Yataktan aniden fırladı ve resmen afalladı! O kadar komik görünüyordu ki.
"HARRY'E BAKMAMIZ GEREKLI ADEL NEYI BEKLIYORSUN GELSENE!" Diye bağırdı, bu haline üzülmüştüm ama yüzündeki ifadeye kahkaha patlattım.
"Bu hiç komik değildi Adel.." Dedi, kırgın görünüyordu.
-"Ya, tamam tamam. Özür dilerim güzelim bunu yapmamalıydım." Diye af diledim ve Herm'e kocaman sarıldım. Daha sonra o da hazırlandı ve kahvaltıya indik. Karnımızı güzelce doyurduk derken aklıma Pansyler gelmişti, tabii ya! Onlara söz vermiştim bu akşam geleceğime dair. Hatırlar hatırlamaz söze başladım.
-"Umm, bugün Slytherinliler kaynaşmam için beni ortak salona davet etti.. Gitmemin sakıncası yoktur umarım."
"Gidebilirsin Adel, alkolü fazla kaçırma, orada uyuya kalma, erkeklere dikkat et. Sakın ama sakın kendini aptal bir Slytherinliye ezdirme!" Dedi Harry.
-"Tamam annecim." Diye yanıtlamakla yetindim. Hemen hazırlanmak için odaya gittim. Parti falan değildi, büyük bir hazırlığa veya abartıya gerek yoktu sonuçta.. Altıma bej rengi, dökümlü bir kargo pantolon, üstümeyse siyah V yaka bir bluz geçirdim. Zarif gümüşten bir kolye taktım ve parfümünü sıktım. Saçlarıma ufak bukleler yapıp ortak salonun yolunu aldım.
-"Safkan." İhtişamlı kapı açılmıştı sonunda ve işte! Sonunda tanıdık yüzler.
İçimden bunları geçirirken Mattheo beni karşılamak için geldi, arkadaşça sarıldık ve koltuklardan birine oturduk. Malfoy, Pansy, Astoria, Mattheo, adını bilmediğim bir kız ve adını bilmediğim siyahi bir çocuk vardı.
"Hoşgeldin Adel." Dedi Astoria içten bir gülümsemeyle. Ve siyahi çocuk elini uzattı:
"Blaise, tanıştığıma memnun oldum Adel." Söze direkt böyle atlaması garibime gelmişti ama elini tutup "Bende Blaise." Diye cevap vermekle yetindim. Yanındaki kız ise "Ben de Lorry Alistratov, bu kadarı yeterli." Diye ekledi kibirle. Sinirlenmiştim ama bu güzel anın içine edemezdim. Bir süre sessizce birbirimize baktık ama bu sessizliği Mattheo bozdu.
"Adel'i buraya boş boş oturalım diye çağırmadık herhalde?" Dedi oflayarak.
Draco ise "O zaman aktivite öner Theo." Diye yanıtladı soğuk bir sesle.
"Öp öldür evlen oynayalım, cevaplamak istemeyen shot atsın!" Dedi Mattheo. İyi bir fikire benziyordu aslında..
Hepimiz onayladıktan sonra alkolü halletme işi Blaise'deydi. Ağır kokteyller yapmayı severmiş.. Sonunda geldi ve herkese 3 shot hakkı tanındı. Lorry söze atladı.
"Ben başlayacağım, umm. Draco sana sorarak başlıyorum: Lavender, ben ve Hermione." Draco düşünmeden shot attı bense Lorry'nin verdiği seçeneklere gülüyordum. Ama yine de Hermione'yi bu işe alet edip şaka malzemeleri yapmaları hoş değildi.
Mattheo: "O zaman ben soruyorum, Adel sorum sana gelsin bakalım." Dedi, gerilmiştim.
"Oliver Wood, Ron Weasley ve Profesör Snape!"
Kahkahalarla gülmüştüm.
-"Bunlar nasıl seçenek lan böyle! Neyse. Ummm.. Profesör Snape'yi öldürüyorum. Ron kardeşim sayılır o yüzden onu da öpeyim, Oliver evliliğe kalıyor.. Ama zorunda olmasam hiçbirini asla yapmam!" Bunları söylerken bana dikkatle bakan Draco'yu fark ettim.
-"Bir problem mi var Malfoy?" Dememle herkesin gözü Draco'ya döndü. Draco ise soğukkanlılıkla "Bir sorun yok Adel. Bu arada tekrar şarkı söylemeni istiyorum senden bi ara." Diye yanıtladı beni, bunu duyan Lorry asabi bir şekilde bana baktı, anlam verememiştim.
-"Bakarız." Dedim ve sırıttım. Şimdiyse Pansy Mattheo'ya soruyordu. "Theo, seni fazla zorlamak istemiyorum. Cho, Adel ve Lorry."
Mattheo utanmış bir ifadeyle sırıttı. "Cho'yu öldürürdüm, hmm sanırım Lorry'i öperdim, Adel de evlilik." Diye yanıtladı. Oyun olduğu için fazla ciddiye almadım ama bana bakan Astoria gözleriyle bi beni bi Mattheo'yu gösterip eliyle kalp yapınca kaşlarımı çattım, sonra dayanamayıp gülmeye başladım."Adel manyak mısın kızım? Ne gülüyorsun boş boş?" Dedi Draco.
-"Hiç, bir şey aklıma geldi de ona güldüm ya.." Diye cevaplamakla yetindim ve oyuna devam ettik. Ben Mattheo'ya sordum, Astoria Blaise'ye sordu, Lorry Pansy'e sordu derken en son Draco tekrar söze atladı. "Adel sana soruyorum." Dedi, başımla onayladım.
-"Sor bakalım." Dedim.
"Hmm, Blaise, Mattheo ve ben." Salak mıydı bu çocuk.. Elim shot bardağına gitti ama çoktan hepsi boşalmıştı. Köşeye sıkışmıştım.
-"Hey! Bu adil değildi.." Dedim ve ekledim. "Her neyse, oyunbozanlıktan nefret ederim.. Yeni tanıştığımız ve çok ağır kokteyller yaptığı için Blaise'yi öldürüyorum.. Umm Draco'yu öpüyorum Mattheo ile evleniyorum." Diye yanıtladım, Draconun kaşları çatılmıştı. Fakat sonradan tatlı tatlı sırıttı
"Sormadan edemeyeceğim, sizin Theo ile aranızda bir şey mi var Adel?" Diye atladı Lorry.
-"Hayır yok, yeni tanıştık ve arkadaşız." Diye yanıtladım, Mattheo ise kafasını salladı.
Lorry devam etti: "Senin yerinde olsam yeni tanıştığım insanlara bu kadar yakın davranmam Adelciğim, şimdi biz arkadaşız amacını anlıyoruz da dışarıdan bakanlar yanlış anlayabilirler." Bu kız beni sınıyordu, Merlin..
-"Ne kadar da düşüncelisin Lorryciğim." Diye yanıtladım onu, son kelimemi üstüne basa basa söylemiştim.
Gerginlik çok sürmedi Lorry, Pansy ve Astoria herkesle vedalaşıp yatakhanelerine gitmişlerdi, Blaise de odasına çekilmişti. Draco ben ve Mattheo kalmıştı. Şöminenin karşısındaki koltuğa oturdum ve iyice yayıldım. Draco "Yoruldun galiba." Diyerek güldü. "Sanırım biraz." Diye cevap verdim. O sırada büyük ve kemikli ellerindeki yüzükleri dikkatimi çekmişti.
-"Hey Malfoy."
"Efendim Black."
-"Yüzüklerini beğendim!" Dedim neşeyle, yüzükleri gerçekten çok güzeldi.
"En kaliteli malzemelerden yapıldı, sadece bana özel. Malfoy olmanın ayrıcalıkları işte." Dedi.
-"Malzemesi umrumda değil, desenlerini beğendim. Ayrıca her cümlende Malfoy olduğunu belli etmene gerek yok Draco."
"Öyle olsun bakalım. Çok beğendiysen bir tanesini alabilirsin."
-"Neden olmasın."
Draco'nun oturduğu koltuğu yanlarından kendime doğru çektim ve elini tuttum.
En beğendiğimi aldım fakat parmağıma olmuyordu bir türlü. Moralim bozulmuştu."Neden yüzünü astın?"
-"Draco bu yüzük olmuyor parmağıma.."
"Serçe parmağıma taktıklarımdan seçebilirsin."
-"Ama ben bunu istiyorum, bu çok güzel." Cidden üzülmüştüm çünkü bu yüzük çok güzeldi ve benim olmalıydı. Boynumdaki kolyeyi çıkarttım ve incecik zinciri yüzüğün boşluğundan geçirip boynuma geri taktım.
-"İşte şimdi oldu!"
"Yakışmış beğendim."
-"Teşekkürler Draco."
"Rica ederim Adel, hadi sen de git artık geç oldu, iyi geceler."
-"İyi geceler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahperi / Draco Malfoy ✮
FanficDüşmanlar birden etraflarını sardığında kim çaresizlik hissine hançer vurabilecek? Kim ağlamadan dimdik durabilecek? Kim Hogwarts uğruna canını feda edebilecek? Kim en büyük fedakarlığı yapacak? Ben yaparım, Hogwarts hayalleriyle büyümüş, şimdiden d...