TANIŞMA

92 27 0
                                    

Titreyen ellerim , yerinden çıkacak gibi atan kalbim ve kulaklarımda çınlayan sesi ile öylece koltuktan oturuyordum.

Endişe bütün vücudumu sarmış ne yapacağımı düşünüyordum. Eliz ise Ferhat Yılmaz'ın sesini duyması ile bana sinsi bakışlarını atıp duruyordu.

Bir anda salonun girişinde gözüken Ferhat Yılmaz ile gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Gözlerini bana çevirdi ve hiçte samimi olmayan ama samimi zannettiği gülümsemesini sundu.

Bana doğru yaklaştı. Odadaki herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Sinirle ayağa kalktım.

"Kızım , çok şükür iyisin."

Bana sarılmak için yaklaştığında iğrentiyle geri çekildim. Bu kurduğu cümleler ,bakışları hepsi bir oyundu.

"Ne işin var senin burada ?"

"Kızım , seni öyle merak et-"

"Ne işin var burada dedim."

" Önce seni evinde misafir eden kişiler ile tanışmak isterim Eftelya."

Dedikleri ile sinirle yumruklarımı sıktım. Hareketleri midemi bulandırıyordu. Diğerlerine dönerek konuştu.

"Merhaba ben Eftelya'nın babasıyım. "

Diğerleri şaşkın şaşkın bakarken kapı pervazında duran ve benim yeni fark ettiğim Batu'ya döndü bakışlarım. Kaşları çatık ,ne olacağına beklercesine bize bakıyordu.
"Eftelya , ailenin öldüğünü söylemiştin ?"

Açığımı ortaya çıkarmaya çalışan Eliz'e baktım sinirle. Halinden o kadar memnundu ki . Diğerleri de suratıma bakıyor ,benden bir cevap bekliyorlardı. Ben ne diyeceğimi düşünürken Ferhat Yılmaz konuştu.

" Eftelya ile büyük bir kavga etmiştik en son. Bana çok kırıldı. Bunun için böyle demiştir eminim ki . Öyle değil mi kızım ?"

Bana yönelttiği soruyla tekrar yüzümü buruşturdum. Daha sonra gözlerim Batu'ya gitti. Bütün odağı bende ,gözlerimin içine bakıyordu. Kafasını onaylarcasına salladı. Gözlerimi ondan çekip cevap verdim.

"Evet. " dedim sertçe.

"Müsaadenizle kızım ile aramızdaki mesafeyi halletmek isterim."

Ferhat Yılmaz'ın diğerlerine yönelik sorduğu soruyla gözlerimi devirdim. Diğerleri bana bakıp odadan çıktılar. Odada en son kalan Batu son kez bana bakarak kapıyı kapattı ve gitti.

Odada sadece Ferhat Yılmaz ve ben kalmıştık. İğrenen bakışlarım ile ona bakmayı sürdürürken bir adım geriye gittim.

"Eftelya" dedi her zamanki otoriter sesiyle.

"Benden kaçamazsın. Nerede olursan ol seni bulacağım. "

Üzerime doğru bir adım attı.

"Benden kaçıp öz babana gittiğin güne lanet edeceksin Eftelya. Nereye gidersen git bundan sonra benden kaçamazsın."

Bir adım daha attı ve kolumu tuttu.

"Şimdi oradaki insanlara hiçbir şey belli etmeden bir sorun olmadığını söyleyeceğiz ve bu evden çıkacağız. "

İğrendiğim gözlerine baktım uzunca. Kehribar gözlerine yerleştirdiği öfke ve hırs kendini o kadar belli ediyordu ki. Çatık kaşları altındaki kehribar gözleri , yüzündeki kirli sakalları , ağırlamaya başlayan kumral saçları ... hepsi birer taşı andırıyordu benim gözümde. Taştan bir adamdı sanki. Hiçbir duygusunu belli etmeyen , acımasız ,vicdansız bir adam...

Onu incelemeyi kesip alaylı bir gülümseme sundum.

"Bu kadar basit mi ? Senin dediklerini yapıp evden çıkacağız ve ben seninle geleceğim öyle mi ? "

DİPTEKİ IŞIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin