14.Bölüm Nerdeyim?

77 9 0
                                    

Başımın zonklaması ile gözlerimi açtım. Nerdeydim ben? En son o çocuk. Evet evet o çocuk gözlerime bakmıştı. Bir dakika çocuğun gözleri renk değiştirmişti? Allah'ım cin mi musallat oldu bana. Evet ama cinler görünmezdi. Cin olamazdı. Kapı çalıyordu. Gözlerimi odada gezdirdim.

Duvarlar pembe renginde eşyalar beyaz renkteydi. İçinde bulunduğum oda bizim ev kadardı. Yataktan kalkıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açmamla değişik biri ile karşılaşmam bir oldu. Kulakları v şeklindeydi.

-Günaydın Akşin prensesim

-Prensesim mi? Ne diyorsun sen? Neresi burası neredeyim?

-Alozya'ya hoşgeldiniz. Kayra Prensim sizin içeride durmanızı. O gelmeden bir yere gitmeyeceğinizi söyledi.

-Kayra Prensim mi? O kim?

-Eşiniz

, demesi ile içimden sövdüm.

-Tanımıyorum Kayra falan evime gideceğim.

Öne doğru atıldım fakat kollarımdan nazikçe tutup odaya geri soktu. Kapıyı kapatıp üstüne bir de kilitledi. "Ya açsana kapıyı! Evime götür beni. Neresi burası? Alozya deyip duruyorsun", diyerek kapıya vurmaya devam ettim. Yorulmamla yatağa geri oturdum. Neyin içine düştüm ben!

Bir dakika bu an...

Bu an...

"SEN! HEMEN OLDUĞUN YERDE DUR!", duyduğum kalın sesle koşmaya başladım. Hızlı hızlı koşarken gördüğüm ilk odaya girdim.

Odaya göz gezdirip yatağın altına girdim.

Üstümdeki kıyafetle zor olmuştu. Kapı açıldı, gelen kişi sessizce adımlarını atarken etrafa baktığına emindim. Kapıyı kapatıp durdu. Bir anda eğilip göz göze gelmemle çığlığı bastım. Çıkacakken ayak bileğimden tutup beni yatağın altından çıkarttı.

Tipi çok değişikti. Elinden kurtulup kapıdan çıkacakken duvara yapışmam bir oldu. "Hayvan yavaş olsana", kaşlarını çatıp bana baktı. Arkasında duran oklar beni korkutuyordu. "Kimsin sen? Sarayda niye dolaşıyorsun?". Beni düşman falan mı sanmıştı?

-Bak ben neden burda olduğumu bilmiyorum. Buraya nasıl geldiğim hakkında da en ufak fikrim yok. Hatta bana yardım eder misin?

,içtenlikle gülümseyip gözlerine baktım. Gözleri beyazdı. Değişik biriydi. Kapıya itip ellerimi arkamda birleştirdi. Yüzümde ki sırıtış, acıyla silinirken bir yere gidiyorduk.

Rüyamdaki o çocuk ismi ismi neydi? Hadi hatırlamaya çalış! Arden evet Arden'di. Rüyamda gördüğüm çocuk tekrardan buradaydı. Rüyam gerçek olmaya mı başlamıştı? Böyle bir şey nasıl olabilirdi?

Yataktan kalkıp kapıya gittim. "Sen senin ismin Arden mi?", dedim. Cevap gelmesini bekliyordum. "Evet prensesim", demesi ile bir iki adım geri sendeledim. "Seni daha önce rüyamda gördüm. Beni Kral ve Kraliçenin yanına getirmiştin. Rüyamda gördüğüm birini nasıl şuan görebilirim?",dedim. Kısa bir sessizliğin ardından cevap verdi. "Prensesim bunun için prensimden izin almadan size açıklama yapmam doğru olmaz. Açıklamayı size o yapar", dedi.

-Prensin dediğin şahıs ne zaman gelecek?

Başka bir ses "Geldi", demesi ile kalbim güm güm atmaya başladı. Kapı kilidi açılırken karşımda Kayra denen çocuğu gördüm. Gözleri normaldi.

-Beni evime götür.

Bu sözüme güldü. Komik bir şey dememiştim.

-Evin artık burası.

-Dizi felan mı çekiyoruz? Kamera nerede el sallıyacağım.

-Dizi falan çekmiyoruz Akşin. Bir diğer adınla Çisil.

Çisil mi? Rüyadaki ismimden bahsediyor.

-Rüyamı nereden biliyorsun?

-Sana o rüyayı gösteren bendim. Rüyada yaşadıklarını unutmaman seninde hiç dikkatini çekmedi mi? Saçmalık diye geçtiğin şeyler ilerki yaşamından örneklerdi. Sorguladın, düşündün bu hoşuma gitmişti. Sonra hiç umurunda değilmiş gibi davranman ise sinirimi bozdu.

-Kusura bakma hayatımda hep böyle şeyler yaşadığım için sürekli düşünmem gerektiğini unutmuşum. Senarist kim bari isim verde çıktığımda boğacağım.

-Senarist falan yok. Arden'in dedikleri doğru eşinim senin. İdrak etsen iyi olur!

-Zorla güzellik mi? Hiç sevmem böyle durumları. Almila ve Umay nerede? Naptın kardeşlerime?

-Onlar Dünya'da iyiler.

-Dünya'da mı? Biz Dünya'da değil miyiz?

-Biz Alozya Gezegenindeyiz.

-Oksijen alıyorum şuan. Kekliyorsun kesin beni!

-Bizde insanlar gibi normal oksijen alabiliyoruz. Gezegenimiz ve gezegenin arasında pek fark yok. Tek fark bizim binalarımız yok. Hobbit evlerimiz var.

-Gezegenime götür o zaman beni!

-Yerin burası. Ait olduğun yer burası.

-Aot oldoğon yor boroso! Mal mal konuşma ve beni benim ait olduğum yere götür.

-Demekten vazgeçmem sabrım vardır. Ait olduğun yer burası.

Kayra'ya doğru yaklaşıp parmağımla iteklemeye başladım.

-Evime götür.

Bir milim bile yerinden oynamadı. Boyu uzun olduğu için başımı yukarı kaldırmak zorunda kaldım. Boyuma doğru eğilmesiyle burun buruna geldim.

-Evin burası.

Bir anda ayaklarımdan ve belimden tutup beni kucağına aldı. Üstündeki beyaz tişörtü soğuktu. İnmeye çalışmamla beni daha sıkı tuttu.

-Bıraksana beni!

-Arden kapıyı aç!

Demesiyle Arden kapıyı açtı. Şaşkınlıkla bize bakarken Kayra odadan benle beraber çıktı. Tutunacak alan arıyordum fakat beyefendi beni çok sıkı tuttuğu için kımıldayamıyordum. Koridorda ilerlerken karşımıza bir kız çıktı. "Prensesime böyle davranamazsın",diyerek abisine doğru kar tanesi fırlattı. Ne bu kız kartanesi mi fırlatabiliyordu.

-Rahat dur İlke, dedi.

İlke abisini dinlemeyerek önünde dikilmeye devam etti. Aferin kızım pes etme. Kurtar beni! Kayra gözlerini gözlerime dikip güldü. "Arden!", diye bağırması ile Arden yanımızda belirdi. "İlke'yi önümden al", emir verici cümlesi ile Arden İlke'nin kollarından tutup yana geçti. İlke Arden'in kollarından kurtulmaya çalışıyordu. Başarılı olduğu söylenemez.

Sarayda ki merdivenlerden inip kapıdan çıktı. Sarayın önünde bir sürü muhafız vardı. Muhafızlar başını eğmiş Kayra'ya selam veriyordu.

Sarayın dışına çıkmıştık
Ormana doğru ilerliyordu. Göldeki beyaz saçlı kızla göz göze geldim. Merakla bana bakıyordu. Bende şaşkınlıkla ona bakıyordum. Görünüşü normal insandan farklıydı.

-Nereye götürüyorsun beni?

-Uçuruma

, demesi ile korku ile ona baktım.

O kadar çok çırpınmıştım ki yorgunlukla kendimi serbest bıraktım. Uçuruma gelmiştik. Ve ben aşağıya bakamıyordum.

Uçurumun sonu denize çıkıyordu. "Evet kendine gelmen için güzel bir çözüm bularak seni uçurumdan atmaya karar verdim", demesi ile Kayra'nın omuzlarına tutundum. "Ciddi değilsin demi? Hani ben prensestim. Beni atarsan ölürüm", diyerek ellerimi sıkılaştırdım.

Beni kendisinden uzaklaştırmaya çalışması ile daha çok yapıştım. İnsan celladına can haliyle sımsıkı sarılıyordu işte. Kollarımı çözmesi ile beni uçurumdan aşağıya itti...

Beni Rahat Bırak MelekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin