ikinci bölüm

898 24 1
                                    

"Sahiden kimsem yokmuş ben hep tek başımaymışım."

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

. . .

"Bugün Doruk'un yanına oturmayı deneyeceğim."

Dedi Yasmin heyecanla.

"Bırak artık Yasmin. Pes et. Görmüyor musun seviyorlar birbirlerini."

"Hadi ama Süsen. Kolay olanı herkes sever ben zor olan için çabalamak istiyorum."

Eren ailesi sınıfın kapısından girdiğinde oturduğum yerden doğruldum.

Direkt olarak onun gözleriyle buluştu gözlerim.

Yorgunluktan göz altıları yine kızarıktı. Kim bilir yine sabaha kadar hangi işte çalışmıştı.

Eskiden olsa gece saat kaç olursa olsun onu arar ve iyi olup olmadığını sorardım.

"Oğlum bizim problemlerimiz mi var biz neden okulun kapanmasına bir hafta kala okula geliyoruz! Sağa sola vahşice saldırmak istiyorum şuan kuzi!"

Oğulcan oflayarak sırasına oturuken yanına da tüm ihtişamıyla Ömer oturmuştu.

"Çok konuşma Oğulcan! Tüm sene devamsızlıklarını harcamasaydın gelmek zorunda kalmazdın!" Dedi Aybike.

Yanımda oturan Sarp yüzüme bakmıyordu. Nedenini az çok biliyordum. Benden hoşlandığını iddea ediyordu ama onun tek amacı Ömerdi. Ömeri sinirlendirmek için böyle yapıyordu ve bu yalana kendini bile inandırmıştı.

"Süsen sen Sarpla ayrılmadın mı ya? Şöyle Berk'in yanına otursana!" Arkadan gelen sesle kafamı çevirdim.

Asiye bana gülümseyerek bakıyordu. Aramızda ki buzları eritmeye başlamıştık onunla da sanırım.

"Evet Süsi gelsene ya?" Berk de aynı şeyi söyleyince ayağa kalktım.

"Israr etmeyin ya belki çiftimiz barışma evresinde falandır." Ömer'in kurduğu kelime ördüğüm duvarlarımı aşıp kalbime saplandığında onun gözlerine bakmamaya çalıştım.

"Ne saçmalıyorsun Ömer?"

"Niye büyük aşkınız bu kadar çabuk mu bitti?"

"Ömer şunu yapma!"

"Ne yapmışım ben?"

Sarp bana kötü kötü bakıyordu.

"Şu şerefsizi bu kadar konuşturuyorsun ya yazıklar olsun sana Süsen!"

"Sen kime şerefsiz dedin lan!"

Ömer ayağa kalkıp bir kaç adımda yanımıza gelmiş Sarp'ın yakasına yapışmıştı bile.

"Sana dedim lan var mı bir diyeceğin?"

"Ömer bırak! Tamam yapma ne olur!"

diye bağırdım ona.

"Ömer bırak! Ömer yapma! Ne olur Ömer!.. BİR KERE BENİ DÜŞÜNDÜN MÜ SÜSEN!" Diye bağırdı Sarp.

"ÖMERİN KÖPEĞİ OLDUN İYİCE!"

söylediği son şey sinirlerimi arşa çıkarırken tek sinirlenenin ben olmadığımı anladım.

"Onunla doğru konuş o ağzını yüzünü kırmak zorunda kalmayayım!"

Ömer eliyle Sarp'ın çenesine yapışmıştı!

Beni mi korumuştu o?

"Ömer tamam hoca geldi ayrılın." Doruk Ömer'i kendine doğru çektiğinde kapıdan içeri Burak Hoca girdi.

"Çocuklar ne yaptığınızı sanıyorsunuz! Sıkılmadınız mı kavga etmekten! Kardeşsiniz yahu siz!"

Doğru ya kardeşlerdi. Ne güzel! Kardeşleri bile birbirine düşürüyordum.

"Bir daha o kelimeyi kullanmayın hocam. Bu herif benim kardeşim falan değil!" dedi Sarp.

"Valla mı? Ben seni kardeşim diye bağrıma basmaya bayılıyordum ya zaten!"

"Susun artık! Ömer yerine geç! Süsen sende otur kızım!"

Berk'in yanına oturduğumda Burak Hocaya odaklanmaya çalıştım.

Onu düşünmek istemiyordum. Geceleri yeterince uykumu kaçırıyordu onu düşünmek zaten.

"Her neyse size bir şey duyurmaya geldim ben çocuklar. Birazdan gideceğim Filiz Hocanız gelecek."

"Okula bi daha gelmek zorunda değiliz onu açıklamaya geldiniz dimi hocam nolur öyle olsun!" dedi Oğulcan.

"Hayır Oğulcancığım. Daha güzel bir haber vereceğim size."

"Ay hocam heyecan yaptırdınız söyleyin ne olur!" Aybike ve Asiye heyecanla hocanın dudaklarından çıkacak şeyi bekliyordu.

"Ömer ben çok heyecanlandım lan kuzi! Sende heyecanlandın mı?" Oğulcan yine kafasını Ömer'in kafasına tokuşturmuştu.

"Umurumda değil dinlemiyorum."

"Heee senin düşünecek daha önemli işlerin var sanırım. Adı lazım değil Süsen değil mi kuzicim!"

"Oğlum sussana duyacak!"

Duymuştum bile...

Ömer karışık bir çocuktu. Onu anlamak zordu.

beni istiyor mu yoksa çoktan beni unuttu mu bilmiyordum.

"Söyliyeceğim şey yaz tatili hakkında."

"Hadi ama hocam ya!" dedi Tolga.

Burak Hoca bundan zevk alıyor gibiydi.

"Bu yaz son sınıf öğrencileriyle birlikte yaz tatiline çıkıyoruz çocuklar!"

"Son sınıflar mı? Yaz tatili mi? Hocam son sınıflar dışındakiler yaz tatiline girmiyor mu? Onlar kışta mı kalıyor?"

Oğulcan'ın dediği şeye gülümsedim.

"Yaz tatili derken ondan bahsetmedim Oğulcan.. Yani birlikte Bodrum'a gidiyoruz. Tatil yapmaya.. tüm yazı orada geçireceğiz. Sizlere sınav morali olsun diye."

"Hee öyle desenize hocam bende... NEE?"

Oğulcanın jeton sonradan düştüğü için ani bir tepki vermişti.

"TATİL Mİ? ALLLAAAAHHHH KUZEN DUYDUN MU BODRUMA GİDİYORUZ OĞLUM!"

Oğulcan Ömer'e sarılırken o da onu üstünden atmaya çalışıyordu.

"Tatlım harika bir şey değil mi bu? Tüm yaz birlikteyiz." Berkte Aybike'ye sarılmıştı.

Bundan geri kalmayan Doruk da kendi kız arkadaşını kolları arasına almıştı.

Ömer'e baktığımda bana baktığını gördüm. Ne ben ne de o çekmişti bakışlarını. Öylece bakmıştık gözlerimize.

O da gelecek miydi acaba? O gelmeyecekse oraya gitmemin bir manası yoktu ki benim için.

Keşke şuan tam da şuan bende ona sevgilim diyerek sarılabilseydim.

Nelerimi vermezdim ama...

SERZENİŞ||süsöm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin