dördüncü bölüm

735 26 13
                                    

Güzel seven bütün insanlar yine yanlış kalplere kanacaklar'

Güzel seven bütün insanlar yine yanlış kalplere kanacaklar'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

. . .
"Ben seni sevdim Süsen! Hayatım boyunca yanında olmak istediğim tek kişi sensin! Bunu anlamıyor musun? Söyle bana neden Sarpla olmayı tercih ettin!Söyle hadi!"

"Ömer çünkü ben senin abinin-"

"Süsen hadi halk."

Asiye'nin sesine uyandığımda saf saf etrafıma baktım önce.

İlk gördüğüm kişinin Ömer olması ve gördüğüm kabusun etkisiyle irkildim.

Uykulu gözlerle ona bakarken o da bana detaylıca bakıyordu.

"Ne oldu geldik mi?"

"Yola çıkalı daha yarım saat oldu."

"Oha!" dedim Asiye'ye bakarak.

"Ben iki gündür uyuyormuş gibi hissediyorum kendimi."

"Tabii yastık rahat olunca..."

Doruk gülerek bir bana bir de Ömer'in omzuna bakınca utançla yüzümü kapatmak istedim.

Onun omzunda mı uyumuştum.

Ama beni hiç kaldırmamıştı ki Ömerde?

Doruk'un dediği şeyi anlamamış gibi davranmayı tercih etmiştim.

"Acıkmışsındır diye düşündük."

"Yani en çok Ömer düşündü..." diye fısıldadı kulağıma Oğulcan.

"Yengem bir kaç bir şey yapmış yiyelim diye. Sende ye istersen."

Asiye'nin uzattığı sigara böğreyini havada kapmıştım resmen! Çok açtım!

Sigara böğreyine hayranlıkla bakarken bakışlarım Ömer'e kaydı...

"Şey...Ömer..."

"Tamam bende yiyorum merak etme. Hadi bak.."

Ömer elinde ki kurabiyeyi ağzına attığında gülümsedim. Unutmamıştı.. Yanımda biri yemek yemediği sürece yemek yiyemediğimi unutmamıştı...

Bunun verdiği mutlulukla ağzıma atmıştım sigara böğreğimi.

"Süsen sen diyette değil miydin? Bu aralar çok zayıflamıştın ne güzel." Diyen Yasmine çevirdim kafamı.

"Yok diyette değildim... bu aralar pek yemek yiyesim yoktu da ondan.."

Bir lokma bile geçmiyordu boğazımdan doğru düzgün. Yediğim şeyleri çoğu zaman çıkarıyordum. Midem bazı şeyleri artık kabul etmiyor ve ağrıyordu.

"Yersin o zaman artık. Varoş eskinle de aranı düzeltirsin." Sarp bize öfkeyle bakarken Ömer sabır diler gibi baktı yukarıya.

"Bugün seni dövmeyeceğim lan inat ettim dövmeyeceğim."

"Sen beni zaten dövemezsin oğlum!"

"Yok ya! Daha öncekiler neydi lan o zaman?"

yüksek sesle öğürdüğümde insanların bakışı bana kaydı.

Yine oluyordu.. bir şey yediğimde midem bulanıyordu.

"Süsen iyi misin?"

Aybike'nin sorusuna cevap vermeden hızla ayağa kalktım.

"Sanırım kusacağım!"

Ömerde ayağa kalkıp telaşla bana yol verdi.

"Arabayı durdurun bir şey yapın!" diye bağırdı şoföre.

"Al poşet var burada!"

Berk bana poşeti uzatır uzatmaz içimde olan ya da olmayan ne varsa kustum.

Saçlarımda bir hareketlilik hissetsemde aldırmadım ve rahatlayana kadar kustum.

Rahatladığımı tam olarak hissettiğimde tükürdüm ve başımı kaldırdım. Bir el bana ıslak mendil ve peçete uzattığında onları aldım ve ağzımı sildim.

Tamamen doğrulduğumda tanıdık bir ses duydum.

"Ne zamandır yemek yemiyorsun?"

Ömer saçımı tutmaya devam ediyordu. Sanki yüzümü daha net görmek ister gibi...

"Yiyorum.."

"Yemiyorsun Süsen.. Su kustun sadece görmedim mi sanıyorsun?"

Sadece ikimizin duyabileceği bir ses tonuyla konuşuyordu.

"Ömer başım ağrıyor kapatalım mı konuyu?"

"Yok öyle kapatmak fal-"

"Size o gece gelmiştim. O günden sonra kusmaya başladın farkında mısın?" Sarp sırıtarak bana bakarken yanında oturan Yasmin şaşkınlıkla baktı.

"Bi aptallık yapmadınız değil mi?"

Ne ima ediyorlardı be bunlar!

"Bilemiyorum artık!" sırf Ömer'e inat olsun diye bunu yapıyordu.

Böyle bir şey yaşanmadığını ikimizde çok iyi biliyorduk!

"Oğlum ne diyorsun lan-"

Ömer onun üstüne yürümesini engelleyip önüne geçtim.

"Bak Süsen!" dedi Ömer gözlerini kapatıp sinir püskürürken.

"Koruma şu piçi! Araya girip durma!"

"Beni korumana ihtiyacım yok."

dedim arkamı ona dönerken.

yavaşça koltuğuma geri oturduğumda kimseden ses çıkmıyordu.

Elimde olsaydı Sarp'ı burada mahvederdim. Ömer'e gerek kalmadan onu mahvederdim ama lanet olsun ki bir sırrımı biliyordu. Onun bu saçma hallerine ayak uydurmak zorundaydım!

"Süsen bir cevap vermiyecek misin?" diye baktı yüzüme Asiye.

İnsanlar gelip bir kere bile iyi misin diye sormaz sonra hakkımda kötü bir şey duyduklarında benden bir cevap beklerlerdi işte...

Ne duymak istiyorlardı! Kim ne öğrenmek istiyordu?!

"Böyle gereksiz konuları konuşmak için fazla halsizim."

"Oğlum saçmalamayın öyle bir şey olmamıştır." diye fısıldadı Berk Doruğa bakarak.

Olmamıştı zaten!

"Neyse kapatın konuyu!"

Ömer yanıma oturduğunda elini yumruk yaptığını görmüştüm. Dizlerini sürekli haraket ettiriyor stresle sallıyordu.

Özür dilerim Ömer...

Sana bu kadar stres yüklediğim için özür dilerim..

SERZENİŞ||süsöm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin