aşarız ve yaşarız*
.....
"Süsen! En yakın arkadaşım! Dostum!Sırdaşım!"
Oğulcan oturduğu çardaktan bana doğru atladığında arkaya doğru sendeledim. Otelin bahçesinde çok fazla yeşillik vardı ve bunu güzel kullanmışlardı.
Ben yumuşak minderlere otururken Oğulcan da bana yükleniyordu.
"Oğulcan altta kalanın canı çıksın mı oynuyoruz çekilsene!"
"Yok vallahi bırakmam."
"Oğlum kız boğulacak lan!" dedi Berk.
"Bana istediğim cümleyi vermediği sürece üstünden kalkmam!"
"Neymiş! istediğin cümle neymiş!" diye bağırdım.
"Ömerle barıştınız mı?"
duyduğum şeyle Oğulcan'ı üzerinden atmam bir oldu.
"Ne?"
"Ömerle barıştınız mı barışmadınız mı?"
"Ömer sana böyle bir şey mi bahsetti?"
"Yooo bahsetmedi ama ben anlarım. Dün gece mal mal sırıtıyordu."
"Sen bana mı mal diyorsun?"
Ömer yanımıza geldiğinde çıplak gövdesiyle tam yanıma oturdu.
"Günaydın."
dedi çekingen bir tavırla.
"Günaydın." diyerek karşılık verdim.
"Aha barışmışlar vallahi barışmışlar! Diye zıpladı Oğulcan olduğu yerde.
"Kim barışmış ne oluyor?" Aybikeler yanımıza gelip oturduğunda Oğulcan çoktan ayağa kalkmış halay çekiyordu.
"Süsiyle Ömer!"
"Ne!?" diye bağırdı Asiye ve Aybike sevinçle.
"Biliyordum!" Doruk gülerek bakıyordu.
"Ne?Hayır!..hayır barışmadık!" diye kızgın kızgın baktım Oğulcan'a.
"Barışmadık mı?" Ömer gözlerimin içine bakıyordu.
"Hayır. Seni bu kadar çabuk affedeceğimi düşünmüyorsundur umarım!"
Ömer kafasını çevirip Oğulcan'a döndü.
"Barışmamışız."
"Tüh be! Düğününüzde takmak için çeyrek alsam ne kadar kâra girerim onu düşünüyordum!"
"Boş konuşmaaa!" Ömer onun kafasına şaplak atınca Oğulcan sanki kalbinden vurulmuş gibi yerlerde süründü ve bir kaç metre ötede ki havuza yuvarlanarak kendini bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERZENİŞ||süsöm
Novela JuvenilSüsen hayatı boyunca ailesi tarafından bile benimsenmemiş bir kızdı. Ona her gülümseyen kişiden ilgi bekleyecek kadar mahrumdu aslında bazı duygulara.