ρяσנє¢т'нσσηкι

Ego Pile'⁹

Riki

Öylece durmuş, gözlerimin içine bakıyordu. Sanki o bir kaç saniyelik göz göze gelişimiz, saatler sürmüş gibiydi. Bakışlarımı ondan çevirip ön sırama oturan Yeonjun ve Soobin hyunglarıma baktım.

"Teşekkürler hyung."

"Ne demek Riki! Lafı bile olmaz. Hem sana birisini getirdik, projeler için konuları almaya geldi."

Bir süre Soobin hyunga baktım, ardından gelen kişiye doğru.

Ne zaman benden uzaklaşacakt bu çocuk?

Yanıma oturmasıyla hemen kenarıya kaydım, ama ne yalan söyleyeyim hiç bir fark olmadı. Çünkü kendisi öküz bir ego yığını olduğundan, bana yaklaşmıştı. Gözlerimi devirip önüme döndüm ve hocaların gelmesini beklemeye başladım.

"Pışt! Riki? Sana neden öyle davranıyorlar?"

Yandan ona baktım ama hiç bir cevap vermedim. Vermek istemiyordum çünkü, ne zaman birisine söylesem ya onlarda dalga geçiyordu ya da kendilerince bana yardım ediyorlardı.

"Riki sana diyorum. Duyuyor musun beni?"

"Önemli bir şey değil."

Tekrar önüme doğru dönüp kafamı sıraya yasladım. Kafamı sınıfa bakmak için çevirdiğimde onunda benim gibi yatıp bana baktığını gördüm. Gözlerimi kapatıp yüzümü saklamaya çalıştım, ama kızaran yanaklarım beni ele verdi.

"Kızarınca çok tatlı oluyorsun. Söylesene nasıl bu kadar iyi olabiliyorsun? Egoma yenik düştüm, seninle olduğum her zaman."

Bu duyduklarım gerçek miydi? Yok yok, ben yanlış duymuşumdur dimi?

Gözlerimi aralayıp ona doğru baktığımda onun benim dudaklarıma baktığını gördüm.

Hassiktir.

Ulan benim bu ego yığınından nefret etmem gerekiyor, utanmamam lazım.

"Sabah sabah ters tarafından kalktın sanırım."

"Riki-yah benim yatağım duvarla birleşik. Ters kalkma gibi bir durumum yok. Ama eğer diyorsan, 'Sunghooncum benim için bir duvarın içinden geçer misin?' yaparım yani."

"Ne saçmalıyorsun sabah sabah ya?"

"Hmm bilmem öyle takılıyordum."

İç çekip kafamı diğer tarafa çevirdim. Ne zaman gelecek bu hocalar?

"LAN! LAN BAKIN DERSLER FULL BOŞ HOCALAR HÂLÂ PROJELERI HAZIRLAMAMIŞLAR HAZIRLIYORLAR DİYE TATİLMİŞ!"

Kafamı kaldırıp bu mükemmel haberi veren Beomgyu'ya doğru baktım. Harika bir gün daha. Ona katlanamazdım daha fazla. Bu proje biter bitmez gidicem, engellicem bu ego yığınını.

Herkes apar topar eşyalarını toplarken ben hala sıramdaki çizimlere bakıyordum. Birisinin dürtmesiyle kafamı ona cevirdim. Lan sal beni amk çocuğu.

"Pişt kalk birlikte gidelim."

"Hayır."

"Heh tamam kabul ettiğine göre gidiyoruz."

Benden önce davranıp çantamı koluna taktı ve kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı.

"Yah! Çantamı ver çabuk."

Ayağa kalkıp hızlı bir şekilde çantamı alan ego yığınının yanına gittim.

"Lan versene ego yığını!"

"Neyi vermemi istersin hm?"

"Ya siktir git! Sapık ego yığını."

"Ben o şeyi ima etmedim, başka bir seydi. Bu durumda, burada sapık olan kim sence?"

Yüzüme doğru eğilip sırıtmaya başladı.

Ulan piç çekilsene yanlış anlayaaklar ya!

"Siktir git, uzak dur benden. Gider Sunoo'yu üstüne salarım senin."

"Şu cüce olan mıydı Sunoo?"

"O CÜCEYI SANA SOKARIM LAN YÜRÜYEN EGO!"

Gelen kişilere baktığımda, karşımda gördüğüm biricik kurtarıcılarım ile gözlerimin parıldadığına emindim.

Ya canım arkadaşlarım ya!

Hızlıca geri çekilip bir bebekmiş gibi Jungwon'a sarılıp ego yığınını şikayet etmeye başladım.

"Yah! Won-ie bu ego yığını benim çantamı aldı vermiyor."

"NE DEMEK RİKİ'NİN ÇANTASINI ALIRSIN SEN? SUNOO AŞKIM SALDIR."

Sunoo sanki bu anı bekliyormuş gibi aniden hızlı bir şekilde Hoon'un üzerine doğru koşmaya başlamıştı. Hoon bir süre Sunoo'ya baktıktan sonra Sunoo'nun tırnaklarını görmesiyle çoktan koridorda koşmaya başlamıştı.

Jungwon ile birlikte onlara gülüyorduk, o sırada ego yığınının benim üzerime doğru geldiğini gördüm geri çekilecekken aniden beni kucağına doğru alıp koşmaya başladı.

"LAN SİKTİR GİT!"

"Sikerim gideriz olur."

"YAH! BIRAK BENİ."

"GÖRÜŞÜRÜZ! KAÇIRIYORUM ARKADAŞINIZI! Bu arada Riki çok hafifmişsin."

"Ya sal beni."

"Hayır. Seni güzel bir yere götürücem."

~~~
En güzel kısımda bitirdim hahahah