Uyanıkmıydın lan?-10

144 14 4
                                    

...

Hyunjin

Şuan kendimi bir yastığa sarılmış gibi hissediyorum. Ne yumuşak ne sert şahsen güzele benziyor. Dur bir dakika bu bir el bir yastığın eli olmayacağına göre bu bir insan. Evet bu insan Han Jisung. Dur ben şimdi Jisunga resmen kuala gibi sarılıyormuyum?.
Gözlerimi açtım evet Han Jisunga sıkıca sarılmış kafamı boynuna gömmüş haldeyim. Ne ara bu hale geldik bilmiyorum ama Jisung'a sarılmak hoş. Jisung'u daha sıkı kavradım gözlerimi yüz hatlarında gezdirdim bir gence göre çene hattı aşırı keskin. Hafif dolgun gibi aralanmış dudakları ile sincaba benzeyen tombul yanaklarıyla çok tatlı duruyordu. Biraz daha baktım yeterince güzeldi ya da ben onun yanında düz duruyordum ama yinede herkesten güzel olabilirdi. Elimi hafifçe yanağına koyunca gülümsedi dur Jisung uyumuyormuydu rezilsin Hwang Hyunjin.
Jisung gözlerini açıp bana bakmaya başladı. Utancımdan tekrar kafamı Jisung'un boyununa gömdüm. Jisung'un kıkırtısını duydum
"Uyanıkmıydın lan?"
Kafamı kaldırıp konuştum. Jisung kafasını salladı
"Baya oldu aslında-"
"Ne?!"
Hayır bunu tahmin etmemiştim. Evet kesinlikle düşünmemiştim gözlerimi bu sefer yumumup ondan uzaklaştım. Jisung dudaklarını büzüp konuştu
"Yaa ne güzel rahatım.."
Sesini incelterek bana aegyo yapıyordu yatakta ona inat oturur pozisyona geçtim. Jisung 'of'layıp yatakta doğruldu hala bana dudakları büzük bana bakıyordu. Bende ona karşı elim ile omzunu ittim
"Bana öyle bakma"
"Nasıl bakayım?"
"Öyle bakmak yerine başka bir şekilde bak"
Tekrar dudaklarını büzerek bana bakıp yaklaştı
"Ne yani böyle bakmayayım mı?"
Ellerimi önümde bağlayıp kafamı salladığımda gülmeye başladı.
"Siz nasıl isterseniz gelincik bey."
Hala gülüyorken kapıyı bir anda açan abime döndü gözüm bize karşı otuz iki diş sırıtarak konuştu
"Hadi aşk kuşları uyandıysanız kahvaltıya"
Ne aşk kuşlarımı biz saçmalıyor yine
"Abi!"
"Ne be!"
Jisung bunlara sadece gülmekle meşguldu.
"Hey sincap kılıklı"
Jisung bi anda abime baktı
"Ya ne sincapmış be sincap kadar başına taş düşsün"
"Hyungun ile düzgün konuş"
"Tamam bir hatırlatma benim adım HAN JISUNG HAN JI-SUNG okey."
"Tavırlara bak sincap kılıklı bey ayağını denk al- pardon J.i.s.u.n.g bey"
"Aish-"
Sabah sabah enerji nasıl beynim almıyor ama bunları durdurmam lazımdı
"Abii~ Jisungiee~"
İkiside bana dönüp aegyoma şaşırıp bakıyorlardı gülmemek için zor durdum. Bu sefer boğazımı temizleyip konuştum.
"Kapayın çenenizi"
İkiside kafasını salladı abim kapıdan çıkıp odadan ayrıldı. Jisung bana masumca bakıyordu ellerimi saçlarına götürüp kahverengi ipeksi telleri okşadım.
Bana tüm dişlerini göstererek güldü. Bende gülümsemeye başladım sonra telefon alarmımı duydum. Ne güzel bir an yaşıyoruz burda onunda içine sıçıyorlar okula gitme saatim yaklaşıyordu. Oflayıp saati yatakta oturan bedene gösterdim o da dudaklarını büzmüş bana bakıyordu. Zorla yataktan kalkıp banyoda üstümü değistirdim.

...

Kahvaltı yapıyordum bir yandan abimin ve Jisung'un kavgasını izliyordum.
"Hyung bir söz vardır bilirmisin?"
"Neymiş?"
"Yumurta götten çıktıktan sonra tekrar geri sokamazsın"
Kavga devam ediyor ben sadece gülüyor ya da arada katılıyordum. Uzun süreden sonra en iyi kahvaltımdı galiba iyi geldi. Abimde sinirli gibi gözükse mutluydu sanki Jisung herkese bir peri dokunuşu yaptı sanki. Bencede böyle daha iyi oldu. Bir anda telefonum titremeye başladı biri arıyordu. Telefondan arayana baktım Minho Hyung arıyordu
"Alo Hyung?"
"Hyun hazırsan seni ben ve Chan alıcağız olurmu?"
"Hm peki hyung olur"
"On dakikaya ordayız görüşürüz"
"Görüşürüz Hyung"
telefonumu kapatıp cebine attım. İkili o sırada kavgayı bırakmıştı ne oldu bakışları ile karşılaştım.
"Kimmiş?"
"Minho hyung"
"A minho- evet evet"
Abim kaşını kaldırıp baktı
"Ya abi sadece okula götürecek hem onun sevgilisi var"
"Peki peki"
Gıcıklık yapıyordu bana Jisung öylece bakıyordu. Sonra telefona bakmaya başladı
Abim ona karışmak için konuşmaya başladı
"Sincap kılıklı"
"Ya deme öyle"
"Sus"
"Efendim noldu huysuz Hyung?"
"Bana yardım et"
"Ya sen kendin halletsen"
"Büyüklere yardım lazım"
"Hah benim işim var be"
"Banane"
Bunların kavgası tekrar uzayacaktı bende araya girdim
"Abi rahat bırak şu çocuğu"
"Yoo"
Gözlerimi devirdim abime dışardan korna sesi gelince kapıya koştum. Jisung ve abimde beni takip etmişti. Galiba kim diye emin değilim kapıyı açtığımda Minho hyungu araba başında sevgilisi ile bekliyordu. Jisung arkamdan Minho ve galiba Chan? Onu görünce gözleri faltaşı gibi olmuştu. Chan'ında olmuştu niye şaşırdılar gram bilmiyorum Chan konuşmaya başladı
"Lan sincap burda ne yapıyorsun?"
"E olamazmı hem sen bana- neyse olabilir o benim arkadaşım"
"Bir de dün seni o kadar evinin kapısına dayandım evde değilmişte burdaymışsın tanına bilirdin manyak"
"Hyung Hyunjin biliyor zaten maskeliydim o kadar takma"
Tartışmaya Minho araya girdi. Girmeden önce Chan'ın omzuna vurdu Chan yüzünü buruşturduğu belliydi.
"E Hyun geliyormusun?"
"Ah evet hyung"
Ben ayakkabılarımı giyerken Jisung'un somurttuğunu gördüm. Ayakkabılarımı giydikten sonra Jisungla konuştum.
"Noldu Neden somurtuyorsun?"
"Gitmeni istemiyorum"
Cidden benim gitmemi istemiyormuydu. Bi dakika harbi lan bende istemiyorum aslında bi söylesem keşke.
"Ne yapalım zorunluyuz"
"Galiba evet"
Bunu dedikten sonra bana sarıldı. Bende ona sarıldım ellerini saçlarıma götürmüş okşamaya başladı. Hassas noktama dokunuyordu ama umrumda değildi
"E biz bu çocuğu askere götürmüyoruz merak etmeyin ne bu özlem sevgi?"
Hepimiz Minho hyungun dediğine güldük. Bende en son abime sarılıp hepsine el sallayıp arabaya geçtim. Yola çıkmadan önce camdan gördüğüm son görüntü, abimin Jisung'un kafasına hafifçe vurup içeri almasıydı. Umarım evi başlarına yıkmazlar diye düşündüm.

Love me /Hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin