Oha hello iki hafta geçmedi bile ama benim canım Changlix yazmak istiyor o yüzden
Şimdi bi yarına uçakla kalkış yapıyoruz
Kollayın götleri✈️✈️✈️
Aha geldik🛩🛩🛩🧳🧳🧳××××××
Changbin telefonuna gelen mesaj ile bilgisayardan kafasını kaldırıp, eline telefonu aldı. Felix'ten gelen mesajı görünce gülümsedi mesaja tıkladı mesajda; Binnie işini halletiysen gelebilirsin. Okuduğu mesaj ile yerinden kalkıp kıyafet dolabından bir kaç tane kıyafet alıp üstüne geçirdi yorgun olduğundan, dağınık saçlarını eli ile düzeltti gözlüğünüde düzelti en son bilgisayarı kapatıp evden ayrıldı. Bildiği konuma arabası ile ilerlemeye başladı dakikalar sonra yeşil dış cepheli evin önünde indi. Beyaz demir kapının yanındaki zillerden ikinci olana bastı balkonda beliren sarı saçlı beden 'kim o?' diye sorusunu duydu. Kafasını kaldırıp 'benim civciv!' gülümsemesi ile içeri girdi kapı açıldı, Changbin adımlarla merdivenleri çıktı. Siyah kapının açık olduğunu gördü biraz daha adımlarını hızlandırıp bedenin karşısında durdu, ayakkabılarını çıkartıp hızla karşısındaki bedene sarıldı kısa süreliğine gözleri kapandı ve kokusunu içine çekti. Bedenler birbirinden ayrıldı Felix eğilerek siyah ev terliklerini önüne koydu terlikleri giydi Felix sevecen gülümseme ile "Hoş geldin!" dedi.
Changbin ve Felix içeri ilerledi.
(Birinci kişi anlatımına geçeceğim 3. Biraz zorladı burda Changbin'in ağzından olacak)
"Hadi odama geçelim"
Felix çok heycanlı ve sevecen konuşuyordu, onun bu saf enerjisi yorgun insanı bile dinç tutacak şekildeydi. Felix odasının kapısını aralamıştı gözlerim odada gezindi tavanda led ışıklar düzenlemiş, posterler vardı renkliydi ama perdeler siyahtı masada. İçeri tamamen girmiş yorgunca gri nevresimli yatağa kendimi attım, Felix benim halime kıkırdadı üstümdeki o yorgunluk olmasa Felix'e iltifat etmeden durmazdım.
"Yorgun musun?"
Sorusu ile kafamı salladım, yanıma oturdu yüzüme odaklandı gülümseme ile ellerini saçımda gezdirdi. Hoşuma giden şeyle yüzümdeki gülümseme yer oldu ve silinmedi.
"Ben sana çok yorma demedin mi kendini?"
"Dedin..ama işim vardı boş ver sen bunları~"
"Boş vermek istemiyorum Binnie"
"Beni bu kadar düşünme"
Alaycı bi tavırda konuştuğumdan kıkırdadı ardından tekrar yüzünü bana döndürdü.
"Bir şeyler hazırlamıştım onları getireyim bekle beni burda"
Yataktan ayaklanıp odadan ayrıldı, bende yataktan kalktım masasını inceledim. Üniversite kitapları doluydu kitaplardan anlaşılıyordu hukuk okuduğu havalıydı, bence. Ben konservatuvar okumuştum söz yazarlığı falan derken kendimi sahnede buldum işte kısası kısas. Masasında biraz daha göz gezdirdim bir kaç tane fotoğraf vardı ,Hyunjin ve diğer arkadaşlarının olduğu. Hepsi kol kola ve gülüyorlardı. Dikkatimi başka bir şey çekti Felix'in eski saçı siyah ve mullet kesimdi bu saç sanki onu daha çekici gösteriyordu, sarı saçları..peri gibiydi daha çok tatlıydı. Felix'in seslenmesi ile arkama döndüm yüzünden hiç düşmeyen gülüşü ile odasında duran küçük dikdörtgen masaya yerleştirdi elindekileri.
Onun yanına ilerledim.
"Ah! Sen otur bilgisayarımı getireceğim, en son salona koymuştum."
Oturmadan tekrar ayaklanıp odadan ayrıldı, heycan yapıyordu. Tatlı. Sebepsizce gülümserken gri bilgisayar ile içeri girdi masaya bilgisayarı yerleştirip, oturdu. Bilgisayarının kapağını açıp önceden açık kalan pdf'leri kapatıp Netflix'e girdi, kaşlarını çatıp mouse ile geziyordu. Onun tatlılığı yüzümde gülümsemenin büyümesine sebep oldu sonra bana döndü.
"Ne tür izlemeyi seversin Binnie?"
"Polisiye severim sen?"
"Sen o türü seviyorsun onu izleyelim o zaman"
Uzun bir ismi olan filme tıkladı ve izlemeye başlamıştık bile o, arkasına yaslanmış filme son odak bakıyordu. Arada ağzına yiyeceklerden atıyordu film şuan dikkatimden değildi yan tarafa dönmüş sadece onu izliyordum. Siyah çerçeveli gözlüğümü çıkartıp bilgisayarın yanına koydum kafamı Felix'in omzuna yerleştirdim, hafifçe kafamı kaldırıp çenesinin altından onu izledim. En sonunda bana döndü aramızda çok mesafe yoktu öpmek için can atıyordum ama o, dudaklarını saçlarımın arasına yerleştirdi bir kaç tane öpücük bırakıp gözleri kısılıncaya kadar gülümsedi.
"Binnie istersen yatağa yatabilirsin uykun varsa"
"Hmm..olur aslında"
"Sen geç hadii"
Yatağa boylu boyuna uzanırken Felix'in bilgisayarını, masanın üstüne yerleştirip sandalyeye oturacakken durdum onu.
"Yah! Sen gelmiyecekmisin?"
"Sen uyu binnie uyanıncaya kadar son testleri çözmem lazım"
"Kabul etmiyorum gel buraya"
"Binnie tek uyumak daha konfor- AAAA BİNNİE BU KOLLAR NE BÖYLE ÇIKAMIYORUM!"
"Hahahahaha bu kaslar ne güne var?"
O oturacağı zaman yerimden dikelip kollarımı beline sarıp, kendime çektim onuda yatağa dahil edip sarıldım. Bana saldırıyordu ama işe yaramıyordu sadece benim kıkırdamama sebep oluyordu, en sonunda kendini benim kollarımın arasına salmıştı. Huzurla gözlerini kapatıp bana söylendi
"Öcümü alacağım Binnie, kork benden.."
Sonra zaten yorgun olduğu için uykuya dalmıştı sadece, kısa bir süre yüzünü inceleme şansım oldu çünkü kafamı onun boynuna yerleştirip huzurlu bir uykuya daldım..
××××
Oha bunlar ne zaman sew bende bilmiyorum puahahaha
Neyseeee
Bunlar yumuş yumuş çift olmaya devam etsin bende diğer bölümde ne yapabilirim diye düşüneceğim
Umarım beğeniyorsunuzdur
Çünküüü finale daha çok var
Daha ne zaman biteceğini bile bilmiyorum
Ama kimin umurunda🤷♀️
Çok uzattım beEvet evet
Son sözlerimdeeChanglix'le kalın
Mutlu kalınn..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love me /Hyunsung
FanficÜniversiteli genç Han Jisung,Hwang Hyunjin'e mesaj atar.. #hyunsung etiketinde 77. 💪 #hyunsung etiketinde 39. 💪