Sırtımı sertçe kapıya çarpmamla inlememi tutamamış, Hyunjin'nin gözlerinin odağı oluvermiştim.
Merdivenden çıkartığımız masanın bi ucunu o bi ucunu ben tutuyordum, ama maalesef geri geri yürüdüğüm içinde hızı alamayıp kapıya çarpmıştım kendimi.
Hyunjin'nin arkasından çıkıp yanımda kapıyı açan Jeongin ise kendi kendine konuşuyordu.
"Yazık bana onca ömrüme neler sığdırdım"
Bize kapıyı açmasıyla içeri adımlayıp kenara bırakmıştım. Koltuğa geçip yanıma oturan Hyunjin'nin kolunun altına girmiştim bile.
Size kısaca özet geçmem gerekirse, biz turneden döneli çok olmamıştı dönerken Seungmin bi masa beğenip onu yurda almamız için yalvarmıştı.
Tabi Minho Hyung dayanamayıp salonumuzda masamızın eksik olduğunu söyleyerek, bize cevap verme şansı dahi tanımamıştı.
"Bebeğim yorulmuş mu benim?"
Bi yandan saçımı okşayıp fısıldıyordu.
"Biraz yoruldum ama güçlüyüm ben biliyorsun bir şey olmaz bana""Bilmemez olur muyum"
"O zaman bir ödülü hakketim"
"Tamam yarın yemeğe çıkarız"
"Ay çok yavan bi ödül bu" dememle yaklaşıp dudağıma peş peşe bi kaç öpücük bıraktı sanırım yetmemiş olacaktı ki tekrar yaklaşıp dudaklarımı kavradı.
O kadar yavaş ve narin öpüyordu ki, saç tutamlarının arasında parmaklarımı daldırarak dudaklarımı dudaklarına yaslı bırakmıştım.
Tadını çıkartarak öptüğüm dolgun dudaklardan nefesim tükenince ayrılmıştım.
Bedenimi geri çekip koltuğa geri yaslanınca gözlerimi kapadım."Dudaklarının tadını gene aldım ya bundan sonra daha uzaklaştıramazsın beni senden"
"Uzaklaşma hep yanımda kal"
"Hep yanında olucam tuvalete gitsen bile"
"Napıcan, elini tutup hadi Jisung inanıyorum sana sıçabilirsin mi dicen" mutfağa geçen Changbin, Hyunjin'e lafı atmıştı.
"Hee dicem hem bu arada diğerleri nerede""Chan stüdyoda, Jisung'u çağırdı Felix benim oda da, Jeongin ise uyuyor"
"Tamam giderim birazdan yanına" kolumdaki elle Hyunjin'e döndüm.
"Hiç gitme terk etme beni
Yorgunum çekemem hasretini
İstersen al sevinçlerimi
Sakın gitme; gitme...
Gitme, yanımda kal"
Söylediği şarkı sözüne gülümserken eşlik etmeden duramadım.
"Karlarda yankılanmasın ayrılığımız
Raylarda düğümlenmesin hıçkırığımız
Gitme, yanımda kal"
Yanağına tekrar bi öpücük kondurup ayaklandım, "ama cidden gitmem lazım Chan Hyung çağırdı akşama gelirim sevgilim."
Elimin üstünü öpüp o da ayağa kalktı "tamam yanına kalın şeyler al akşam soğuk olur" portmantoya giderken anladım dercesine mırıldanıp kalın montu kolumun arasına sıkıştırmıştım.
"Hadi ben gidiyorum""Tamam dikkat et"
"Ederimmm" derken kapıdan çıkıp merdivenden inmiştim. Kulaklığımı takıp, arabaya binmek yerine yürümeyi tercih ettim. Esen rüzgarın soğukluğu yüzüme vurdukça huzur doluyordum.
Binaya girip Chan Hyung'un olduğu odaya girdim.
"Hyung beni çağırmışsın?""Gel Jisung otur bayağıdır baş başa konuşmuyoruz senle. Benden mi çekiniyorsun, normalde bana anlatırdın ilk"
"Hyung öyle değil tabiki çekinmiyorum senden, sadece kendimden emin olmak istedim ama emin olduktan sonra da zamanda kaybetmek istemediğim için böyle oldu"
"Tamam tamam, ee anlat bakalım"
"Hyung işte bayağıdır hareketlerinin değişmeye başladığını anlıyordum zaten, kendimde olan hissi ise aslında kendi içimi çözünce anladım, aslında bu sevginin nefret olmadığını."
Tebessüm ederek dinlemesiyle devam ettim."Diyeceksin nasıl karıştırabildin. Bilmiyorum belki nefret bile değildi sadece gıcıklıktı."
"Jisung, bunlar çok güzel duygular özellikle senin için.
Birbirinizi sevdiğiniz yan yana gelince gözlerinizden okunuyor zaten, bunda hiçbir sıkıntı da görmüyorum ben ama sorun bizde değiliz illa bi gün açıklamak isticeksiniz, biz sizin yanınızda dimdik dururuz.""Peki siz bu kadar eleştiri almaya dimdik durabilecek misiniz. Jisung, sen ve hepiniz benim kardeşim, ailem, çocuğumsunuz. Birinizin bile kırılmasını istemem ben. "
Gözlerim dolu bi şekilde Chan Hyung'u dinliyordum.
"Hyung ağlatıcan mı sen beni hı? Canım babam benim" burnumu çekerek Hyung'un iki şişmiş göğsünün arasına kafamı gömdüm.
"Tabiki bizde bunları konuştuk. Bizi nelerin karşılayacağını önümüze çıkabilecek engelleri, hepsinin farkındayız ama onları o zaman düşünmek istiyoruz.
Hyung ben artık ileriyi düşünmek istemiyorum, anı yaşamak istiyorum. Hem bu sıralar ilhamım da var yeni bi şarkı yazıyorum."Beni omuzlarımdan tutup karşısına hizalayıp gözümden akan yaşları sildi. "Vayy yeni beste demek ha sözünü verdin şimdiden haberin olsun yakında isterim."
"Sen iste hemen şılak diye masaya koyarım Hyung şey yani besteleri yani yoksa Hyunjin dışında biri varsa koymam ay ne diyorum ben"
Kendime hafiften tokat atıp sustum"Tamam duymadım varsayıyorum ayrıca evde öyle sürekli oynaşmayın şikayet alıyorum."
"Hangisi şikayet ediyor! Jeongin kesin"
"İsim veremem ufaklık."
"İyi peki öyle olsun ben odama çıkıyorum bişey olursa ararsın."
"Tamamdır çıkışı konuşuruz hadi git çalış"
"Görüşürüz boss"
Kapıyı çekip dışarı çıkarken bi yandan Hyunjin'e kısa bir mesaj çekiyordum. Odaya varınca telefonu cebime atıp masaya oturdum.
Bayağıdır üstünde çalışmadığım şarkılar vardı bugün onları düzenleyip ayar yapsam iyi olurdu.Arkama yaslanıp gerindikten sonra parmaklarımı çıtlatıp klavyenin üstünde parmaklarımı gezdirmeye başladım.
__________________________
Selammm yeni bölümle geldimm anca ilham geldi
Cidden bazen Chansung mu yazsam diye düşünüyorum.Bu benim ilk kitabım ve okunma sayılarını görünce seviniyorum cidden yazım hatalarım yanlışsa kusura bakmayın pek iyi değilim bazı konularda.
Beğenip yorum yapmayı unutmayın lütfennn
Herkese iyi haftasonlarıııı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hyunsung İle Çıkışa Doğru
Novela JuvenilChangbin; Aferin ji bu tarz bak dediğim gibi bide tesbih almamız lazım ondan sonra çömelme pratiği yapıcaz Chan Hyung; Kekoya dönüştürme kokusu alıyorum geliyor mu size de Jeongin; Hyung galiba o Hyunjin'nin tavada yanan yumurtalarının kokusu