yeniden

4.5K 369 792
                                    

hoş geldiniz, başlama tarihinizi alabilir miyim?

fic için pl yapmıştım, hesap ismi -azzrst this i love isimli pl, isterseniz fici okurken dinleyebilirsiniz.

umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar!!

***************************************

1978, Kore.

buradaydım, yine ve yine. arka sıraya oturup yerimi almıştım, uğultu kulaklarımın içinde dönerken usulca nefesimi alıp veriyordum. baygın bakışlarımı sıralarda gezdirirken gülen insanları gördüm. kendi aralarında sohbet edenler, uyuklayanlar ve kitaplarını önüne alanlar.

bir elimi kumaş okul pantolonumun cebine soktum ve diğer elimle kahverengi süveterimin içine sokmuş olduğum krem kravatımı düzelttim. derin bir nefes alıp bakınmaya devam ettim. gözümü kapatan saçımı hafifçe üfledim ve arkası uzun olan saçımı geriye doğru taradım.

kalemimi sırama bıraktığım sırada gözüm, çantasını iki omzuna takmış olan ve sakince sınıfa giriş yapan en yakın arkadaşım yeonjun'a ilişti. hafifçe tebessüm ederek baş selamı verdim. aynı şekilde selam verdiğinde ise sırasına çantasını bırakıp yanıma doğru ilerledi.

"günaydın beomgyu! nasılsın?" diye sordu her zamanki gibi canlı sesiyle.

yeonjun, mutlu çocuk. kahverengi saçlı, uzun boylu, sürekli gülen ve herkesle sohbet edip eğlendiren en yakın arkadaşım. onu seviyordum, her zaman yanımdaydı.

"günaydın yeonjun, iyiyim sen?" diye sordum nezaketen. o da başını sallayıp "iyiyim!" diyerek coşkuyla cevap verince sınıfımızdaki jeongin geldi yanımıza. "hey yeonjun günaydın, gelsene yanımıza!" diyerek omzundan tuttu yeonjun'u.

yeonjun bana baktı ve "beomgyu," diye cümleye başladı. reddedeceğini bildiğim için gülümsedim ve "sorun yok yeonjun, ben iyiyim. git sen." dedim. istediğini biliyordum.

bildiğimi biliyordu, bu yüzden yanağı al al oldu. "üzgünüm. geleceğim." diyerek jeongin'in onu çekiştirmesine izin verdi. arkasından buruk bir tebessümle bakarken başımı arkamdaki duvara yasladım ve gözlerimi yumdum.

gitmek istemesi normaldi, ben biraz ruh gibiydim. aynı değildik. benim yanımda sıkılıyordu, biliyordum. ben daha çok içime kapanıktım, o ise dışa dönüktü.

kapının açılma sesiyle ve herkesin birden ayaklanmasıyla öğretmenin geldiğini anlamıştım. ben de ayaklanarak üzerimi düzelttim ve baygın gözlerimle bakmaya başladım. gözlüklü, orta yaşlı ve asla gülümsemeyen hocamız "günaydın." dediğinde hepimiz bir ağızdan "günaydın." diye cevapladık.

verdiği baş komutuyla yerimize oturunca sandalyemi masaya yaklaştırdım ve edebiyat dersinin başlamasını bekledim.

bay kim ayağa kalkıp "dün yazdığınız şiirleri okudum ve derecelendirdim. en beğendiğim üç şiiri açıklayacağım." diye duyuru yaptı yüz ifadesini bozmadan. herkes merakla sırtını dikleştirdiği sırada sonuçları bekliyorduk.

herkes için önemliydi bu, sonuçta dersten geçmek çok zordu.

"üçüncü olan öğrencim, hwang hyunjin." dediğinde gözlerim ön sırada oturan uzun saçlı sarışına kaydı. gülümseyerek ayağa kalkıp bay kim'e selam verdi ve tekrardan sevinçle yerine oturdu.

bakışlarım tekrardan ayakta duran bay kim'e kaydığında boğazını temizledi, "ikinci olan öğrencim, choi yeonjun." dedi. sınıftan tebrik sesleri gelirken en yakın arkadaşım için gülümsedim.

this i love, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin