final

1.9K 178 1.1K
                                    

bölüm şarkısı 1: balmorhea- remembrance
bölüm şarkısı 2: guns n' roses - this I love

not: sizden ricam, önceki bölümlerde bölüm şarkılarını dinlememiş olsanız bile lütfen bu bölümde iki şarkıyı da dinleyin. eğer dinlerseniz, şimdiden teşekkür ederim!!

**************************************

1982, Kore.

"til, toplanın!" diye bağıran san dikkatimizi çekmişti. herkes anında ana güvertede buluşup bir çember oluşturduğunda sallanan til gemisiyle birlikte taehyun'a tutundum.

yanımda duran taehyun anında elimi tutarken içimi rahatlatacak bir şekilde gülümsedi. bakışlarımız buluştuğunda ise gülüşlerimiz birbirine karışarak belli etti kendini.

san bakışlarını hepimizin üzerinde dolaştırdıktan sonra yanında duran wooyoung'a kısa bir bakış atıp tekrardan bize çevirdi. boğazını temizledi ve konuşmaya başladı, "bugün çuval dizdiniz biliyorum fakat bir çağrı geldi. savaşın kaderini değiştirebilecek bir çağrı."

ciddiyetle söylediği şeyler hepimizi ciddiyete bürüdüğünde soluklarımı tutarak devam etmesini bekledim. "savaşın ana yerinden geldi bu çağrı, zamanında yetiştirmemiz gereken silahlar ve birkaç bomba var."

söylediği şeyle kaşlarım çatıldığında ise yeonjun atladı lafa, "iyi de bulunduğumuz yerden denesek bile yetişemeyiz ki, kıyılar mesafeli." san başını salladı yeonjun'un cümlesi üzerine. "bu yüzden yetiştirmek için bir tekne yanaşacak yanımıza. onunla birlikte ulaşacağız." dedi belirterek.

çatılı kaşlarım gevşediğinde san'ın bakışları bana döndü, "beomgyu, görev senin." başımı kararlılıkla olumlu anlamda salladığımda ise taehyun, sıkıca tuttuğu elimi sıkmıştı bırakmak istemezcesine.

"tekneye bineceksin, zaten içinde bir kişi olacak seni ulaştırmak için. gerekli şeyleri ulaştırıp geri geleceksiniz, zamanında olursa savaşın kaderi değişir. sana güveniyorum" diyordu san, tüm bakışlar bana döndüğünde ise sürekli olarak esen rüzgar gömleğimi savuruyordu.

saçlarım sertçe birbirine karışırken başımı sallamamla til gemisinin hareket etmesi bir olmuştu, yetişecektik. silahları zamanında ulaştıracaktım ve belki de savaşı kazanmamız adına bir hamle yapacaktık.

til gemisi, ismini bu savaşa kazıyacaktı.

hırçın dalgalar sertçe kendini gemiye vurduğunda, yetişmek adına hızlıca giden gemimizden dolayı da sular birbirine karışıyordu. akşam olmuştu, kararıyordu hava yavaş yavaş.

bulutlu bir havaydı, garip bir atmosfer hakimdi. mevsimler birbirine karıştığı için umursamadan derin bir nefes aldım ve herkes görev dağılımı için geminin bölümlerine dağıldı.

taehyun'a döndüğümde gülümsedim, o ise benim aksime gülümsemiyordu. bakışlarını yüzümde dolaştırdı ve bir şey söylemedi. bozmadım gülümsememi, ellerimizi sıkıca kavuşturdum.

birbirimize kenetliydik şimdi, "başaracağız taehyun." diye fısıldadım kendimden emin bir şekilde. taehyun da hafifçe gülümsediğinde göğsümün sol yanında açan bir çiçek belli etmişti kendini.

başını salladı usulca, "başaracağız." sözcüğü döküldü iki dudağının arasından. karşımda sevdiğim oğlan, inancımız tam. gözü gözümde, elleri ellerimde. birbirimize bakıyorduk.

this i love, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin