fotoğraf

925 143 215
                                    

bölüm şarkısı 1 (1978) : adele- skyfall
bölüm şarkısı 2 (1982): lp- lost on you
bölüm şarkısı 3 (1982): teya dora - džanum
(ikisinden birini dinleyebilirsiniz 1982 yılındaa!!)

***************************************

1978, Kore.

boynuma asmış olduğum fotoğraf makinesinin ipiyle dolaşıyordum sahili, elimde tuttuğum kamera; manzaranın sessiz bir kanıtıydı. denizi fotoğraflarken aslında konuşuyordu bu fotoğraf.

kumlar da çıkmıştı fotoğrafta. deniz tüm berraklığıyla başlı başına fotoğrafın ana konusu olurken, gökteki beyaz bulutlar da yansıyordu sanki suya.

tek gözümü kısıp başımı kadrajdan çektim ve çekmiş olduğum fotoğrafın, kameramın üst kısmından çıkmasına müsaade ettim. birkaç saniyede çıktığında elime aldım ve parmağım hafifçe yapışsa bile umursamadan salladım görüntüsünü kazandırmak adına.

fotoğraf yavaş yavaş belli oluyordu, görünümünü kazanmaya başladığında dikkatimi oraya vermiştim. dalgalar, ara ara denizde duran kayalara vurduğu için ortası boş kalacak şekilde sağa ve sola doğru vuruyordu.

deniz biraz hırçındı bugün. sinirlenmişti sanki bir şeye, birine. bana soracak olursanız insanlaraydı bu hıncı, onu kirlettikleri için veya onu küçümsedikleri için olabilirdi.

fotoğraf makinemi bıraktım düşmeyeceğini bildiğim için korkusuzca. boynumdaki ip gerildiğinde ise derin bir nefes alarak rüzgarın saçlarımı dağıtıp alnıma dökmesine izin verdim. bir yandan da karşımdaki kıyameti seyrediyordum.

göğsüm, aldığım nefeslerden ötürü inip kalkarken; duyduğum kum sesleriyle tek kaşımı kaldırıp sol tarafıma döndüm. gördüğüm tanıdık sima dudağımın kıvrılmasını sağlarken, kıyametin ortasında aradığım o kıvılcıma varmış gibiydim.

kang taehyun.

bir şey söylememiştik henüz ikimiz de. parmak uçlarımın arasında tuttuğum, az önce çekmiş olduğum fotoğraf karesini ona doğru uzattım. bakışları aşağı kaydığında usulca aldı eline resmi.

tek gözünü kıstı ve kahverengi saçlarını geriye doğru tarayarak kaldırdı fotoğrafı. denizin yanındaymış gibi gözüküyordu şimdi de. fotoğrafı indirdi, ardından yine kaldırdı. dudakları usulca kıvrıldığında ise tekrardan indirerek konuştu, "ânı yakalamışsın."

başımı olumlu anlamda sallayarak gözümün ucuyla baktım taehyun'a, hemen sonrasında ise tekrardan denize bakarak gülümsedim. boynuma asmış olduğum makineyi elime alarak tek gözümü kırptım ve sağ tarafıma döndüm.

taehyun, gülümseyerek önündeki manzarayı izlerken tıkladım düğmeye. çıkan sesle taehyun usulca başını bana çevirdiğinde ise çoktan kareyi yakalamış olduğumun bilinciyle kıkırdadım. taehyun da güldü ve "beomgyu!" diye mırıldandı. aynı şekilde "taehyun!" diye karşılık verdiğimde ise keyifle gülümsedi.

omzumu silkerek fotoğrafın, kameranın üst kısmından çıkmasını beklerken bir taraftan rüzgarın tadını çıkarıyordum. bir tarafta deniz, diğer tarafta rüzgar, öbür tarafta ise kang taehyun.

denize bakıyordum fotoğraf çıkarken, tuzunu ezberlemiştim artık. tanıdık bir histi, gülümsedim buna karşılık.

fotoğraf, siyah olarak çıktığında usulca salladım ve sabırlı bir şekilde beklemeye başladım görüntüsünü kazanmasını. taehyun ise hiç oralı değildi, bana odaklanmıştı tamamen.

this i love, taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin