bölüm şarkısı: son feci bisiklet- bikinisinde astronomi
*********************************
1978, Kore.
pantolonuma kumların yapışmasını umursamadan oturduğum sahilde elimde topladığım papatyalardan taç yapmaya çalışıyordum. papatyaları bükerek sap yerinden birbirlerine bağladığımda biraz biraz oluyordu.
öyle odaklanmıştım ki kaşlarım çatılmıştı. sınıf arkadaşlarım kendi aralarında eğlenirken ben kendi halimde takılıyordum, hoş davet etmemişlerdi ama.
sınıftan yeji'nin topladığı deniz kabuğunu sevgilisine göstermek için koşa koşa, gülerek "sevgilim!" diye bağırmasıyla kaldırdım kafamı. hevesle zıplayarak tatlı tatlı bulduğu kabuğu gösteriyordu sevgilisine.
gülümseyerek onu izleyen mark ise "çok güzel, bi' ara boyamak ister misin?" diye sordu. yeji hevesle başını sallayıp gülerek sevgilisinin boynuna atladığında tekrardan yapmaya çalıştığım taca döndüm.
hafifçe nefesimi dışarı verdim ve düşündüm,
belki bir gün beni de seven biri çıkardı karşıma.
kuma koyduğum papatyayı yerden alırken rüzgar hafiften esiyordu ve saçımı önüme döküyordu. başımı yana doğru savurup saçlarımın o tarafa doğru yön almasını sağlarken önüme gelmediği için gülümsedim.
papatyanın sapını diğer papatyayla birleştirince huzurla bir nefes alıp elimi tekrardan kuma koydum. elim boşluğa düşünce kaşlarımı çattım ve kuma baktım.
papatyalarım bitmişti!
oflayarak gözlerimi yumdum, şimdi baştan toplayacaktım. hafifçe dudağımı dişledim ve gözlerimi açtım, "yeter diye düşünmüştüm." dedim ve hafifçe nefesimi verdim.
tam ayağa kalkacağım sırada görüş açıma giren ayakkabıyla gözlerimi kısarak başımı yukarı kaldırdım ve bana elinde papatyalarla gülümseyerek bakan kang taehyun ile karşılaştım.
gözlerim şaşkınlıkla elinde tuttuğu papatyalara iliştiğinde ise bunu anladı ve "sabahtan beri taç için uğraşıyorsun. papatyaları toplarken görmüştüm seni, sonra buraya oturdun." dedikten sonra usulca sağ tarafıma yerleşti.
başımı sol omzuma yatırıp ona bakarken bana döndü ve lafına devam etti, "taç yapmaya başlayınca anladım. ama papatyaların yetersiz olacağı belliydi. ben de bunları topladım, tamamlarsın."
gülümseyerek papatyaları kuma koyunca hafifçe kıpırdandım ve "teşekkür ederim." diye mırıldandım, gülümseyemiyordum.
o ise benim aksime kocaman gülümsemesiyle bana bakıyordu. "rica ederim beomgyu." diye karşılık verdi bana. gözlerimi kırpıştırıp kumdan papatyayı aldım ve son taktığım papatyaya bağladım sapını.
bakışlarını üzerimde hissediyordum, yine de tacı yapmaya devam ediyordum. arada rahatsız edici bir sessizlik vardı.
bunun sebebi taehyun değildi, ben kimseyle yan yana olmayı pek sevmezdim. ki şu an yanımda oturan kişiyle fazla konuşmuşluğumuz da yoktu, bu yüzden daha fazla gerilmiştim.
aradan geçen birkaç sessiz dakikanın sonunda sanki bir şey soracakmış gibi kıpırdandı, bunu anlamıştım. yine de kendimi bozmadım ve getirdiği papatyayı kumdan alıp tacımı yapmaya devam ettim.
"beomgyu." diyerek başladı lafa, cevap vermedim. fakat pür dikkat onu dinliyordum, bunu biliyordu. devam etmesini bekliyordum. ardından devam etti cümlesine "neden onlarla değilsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
this i love, taegyu
Fanfiction"aşk?" diye sordum rüzgarın dağıttığı saçlarına tebessümle bakarken. başını salladı olumlu anlamda, "aşk." burnumdan güler gibi bir ses çıkarttım, tozlu üstümü ve gemideki çuvalları işaret ettim. "ülke bu haldeyken?" -angst- kapak: atyunia