bölüm şarkısı: billie eilish (w/ khalid) - lovely
bölüm şarkısı 2: kahraman deniz - suç mahalli***************************************
1978, Kore.
yürüyordum ulaşacağım yeri bilirmişcesine, yönlendiriyordu ayaklarım bedenimi. atıyordum adımlarımı sakince, güneş kavuruyordu bedenimi.
yaz günüydü, oldukça sıcak bir yaz günüydü. diğer günlerden farklı olarak, bugün güneş ayrı bir yakıcıydı sanki. çok nem vardı, tertetiyordu beni.
giymiş olduğum şortum bugün kurtarıcım olmuştu. beyaz tişörtüm ise tamamen güneşin çekmesini istemediğim içindi, lakin fazla bilgim yoktu bu konularda. bu yüzden öylesine giydiğimi de söyleyebilirdim.
sabah uyanmıştım; baktım hava güzel, sahil yolu görünmüştü bana. denizle birlikte açıyordum bu sıcak günü. denize girip ıslatır mıydım kendimi bilmiyorum ama, serinlemek için ayaklarımı sokacağım kesindi.
kumsal girdi görüş açıma, aynı zamanda giriş yapmama yardımcı olacak merdiven. gülümsedim birazdan ulaşacağım yerin güzelliğiyle, iyi hissediyordum.
bugün hafiftim. his olarak yani, bir kuş misali. merdivenlerden indim süzüle süzüle. hoş, acelem yoktu sonuçta. günümün tadına varacaktım.
kumları gördüğüm gibi eğildim ve çözdüm ayakkabımdaki gelişigüzel bağlanmış bağcıkları. ayakkabının ayağımdan kayıp gitmesine izin verdim. çıkarttım ayağımdan, elime aldım.
çıplak ayaklarım, yakıp kavuran güneşin vurmuş olduğu sıcak kumlara değerken hafifçe yüzümü buruşturdum. yine de devam ettim adımlarıma, bu bile güzel geliyordu bana.
yerimde saymadan ilerledim usulca, gittim ta denizin kıyısına. denize yaklaştıkça dalgalar kıyıya vurarak belli ediyordu kendini. ilerledim o yöne doğru, denizin soğukluğunu hissettim.
ayaklarıma çarpan su beni kendime getirirken solumuş olduğum deniz kokusuyla kavrulmuştum adeta. denizin tam kıyısında, giriş yerindeydim. kumlar bu sefer güneşin sıcaklığını değil suyun soğuklunu almıştı içine.
dalgalar her kıyıya çarpışında ayaklarıma değiyordu ardında bıraktığı suyu. yüzüme çarpan güneşin sıcaklığı ve denizin soğukluğu dengeleniyordu vücudumda.
deniz kabukları vardı ayak bastığım her yerde. rahatsız hissettirmiyordu, aksine karşımda gördüğüm manzaranın gerçek ve tüm çıplaklığıyla karşımda olduğunu kanıtlıyordu.
biraz daha ilerledim amaçsızca, o sırada gözüm kaydı kumlara, bir havlu ve çanta duruyordu. havlu kumların üzerine bırakılmıştı, onun üzerinde ise çanta. tanıdık bir çantaydı bu, ısırıyordu gözüm bir yerden.
çatıldı kaşlarım usulca, çıkartmaya çalışıyordum kendi kendime. havlu beyazdı, çanta gri. sonrasında hafızam yardımcı oldu bana, hafifçe iç çektim.
kang taehyun, gerçekten her yerde karşıma çıkıyordu.
çantası ve havlusu burada olduğuna göre kendisi de buralardaydı, yine karşılaşacaktık. omuzlarımı dikleştirdim güçlü dururmak istercesine. anlamsız hareketim karşısında yüzümü buruşturdum hemen ardından, neyi kanıtlamaya çalışıyordum ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
this i love, taegyu
Fanfic"aşk?" diye sordum rüzgarın dağıttığı saçlarına tebessümle bakarken. başını salladı olumlu anlamda, "aşk." burnumdan güler gibi bir ses çıkarttım, tozlu üstümü ve gemideki çuvalları işaret ettim. "ülke bu haldeyken?" -angst- kapak: atyunia