bölüm şarkısı 1 (1978): son feci bisiklet- uyku
bölüm şarkısı 2 (1982): billie eilish - NDA*****************************************
1978, Kore.
oturduğum kayalıklarda derince bir nefes aldım, denize üstten bakıyordum; yakındım hiç olmadığım kadar. yorgun hissediyordum biraz, on yedi yaşımda tatlı bir hayat yorgunluğu vardı üzerimde.
belki de tatsız.
saçlarım karışıyordu, uzun saçlarım gözlerimin önüne düşerken yumdum gözlerimi. yasladım ellerimi geriye doğru, destek aldım. deniz, dalgasını her kayalara savuruşunda soğukluk ve ıslaklık geliyordu tenime biraz biraz.
yaşadığım hayatın gerçekliğini, her şeyin capcanlı olduğunu hatırlatıyordu bana. 'ben burdayım, sen burdasın. her şey gerçek!' diyordu keskin dalgalarını oturduğum kayalara sertçe çarptırırken.
tek elimi kaldırdım ve gözümün önünden çektim saçlarımı, izliyordum karşımdaki manzarayı. berrak suyun içindeki balıklara kıvrılmış dudaklarımla bakarken selam veriyordum bakışlarımla.
derin bir nefesi içime çekerek kokuyu aldım. yosun kokuyordu, kum kokuyordu, deniz kokuyordu. her şeyden önce, hayat kokuyordu.
oturduğum kayalıklar, biraz alta doğru ilerleyince yerde duran kumlar, karşımdaki deniz, esintisini hissettiren rüzgar.. hepsinin kokusu karışmış bir şekilde benim hayatımı oluşturuyordu.
irislerim boylu boyunca denizi takip ederken arkamdan gelen sesle sırıtmadan edemedim. sessizlik hakimdi şu an. "kang taehyun." diye mırıldandığımda duyduğum ses beni daha da kendime getirdi.
"choi beomgyu, yakalandım." sırıtışım kıkırdamaya döküldü. şimdi o kokuların yanına bir de taehyun'ın kokusu eklenmişti.
"yakaladım." diyerek hafifçe ona doğru döndüm. dizlerini kendine çekmiş bir şekilde çaprazımda oturuyordu, arka çaprazımda. yakındık fakat bir o kadar da uzaktık sanki birbirimize.
kahverengi saçları alnına düşmüştü, onları düzeltme zahmetine girmedi. saçlarının ardından inceledi yüzümü, ardından hiçbir şey söylemeden denize baktı.
denize döndüğümde kısa bir süre iç geçirdim, fazla iyi hissetmediğim için gelmiştim buraya. bir şey de olmamıştı aslında, hissettiklerimin elle tutulur bir yanı yoktu bile. sadece iyi hissetmiyordum, sebebi yoktu bu hislerimin.
derin nefes alış veriş seslerimi duyan taehyun döndü bana "fazla iç çektin, bir şey olmuş. neden iyi hissetmiyorsun?" diye sordu. biliyordu sanki hissettiklerimi.
gözlerine baktığımda savunmasız kaldığımı hissettim. tüm çıplaklığımla karşısında kalmıştım sanki, gizlemeye çalışsam bile görüyordu beni. yansımamı gördüm iri gözlerinde.
omzumu silktim bilmiyormuşcasına. hoş, yalan değildi ki, bilmiyordum gerçekten sebebini. sıkılmıştım sadece, yorulmuştum. "yoruldum." diye mırıldandım kısık sesimle.
aslında çok şey yatıyordu bu cümlenin altında. insanlardan, hayattan, gördüğüm yüzlerden, gördüklerimden, işittiklerimden, şahit olduklarımdan, yaşadıklarımdan.. yorulmuştum işte hepsinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
this i love, taegyu
Fanfiction"aşk?" diye sordum rüzgarın dağıttığı saçlarına tebessümle bakarken. başını salladı olumlu anlamda, "aşk." burnumdan güler gibi bir ses çıkarttım, tozlu üstümü ve gemideki çuvalları işaret ettim. "ülke bu haldeyken?" -angst- kapak: atyunia