"Ne işin var senin burada"
"Hani şirket ikimizin ya hani bende o şirketin sahibiyim ya acaba neden? "
"Sen davetlere asla gelmezsin"
"Gelesim tuttu"
"İyi tamam"
Havada sinir kokusu vardı.
O kadar çok gerilmiştim ki kasvetli ortamın son bulması için dualar ediyordum.
"Changbin senin ne işin var? "
"Ben çağırdım "
"Sen Changbin misin Chris? "
"Beni Chris Bey çağırdım efendim"
"Hm anladım Changbin"
Elinde tuttuğu içki dolu bardağını bir çırpıda içmişti.
Yanına gelen bir kaç kişi onunla konuşmaya başlamıştı.
Ben ise oturmuş etrafı izliyordum.
Önümde duran içkiyle bakışıp iğrenç olduğunu sayıklıyordum.
Masada sadece biz kalmıştık.
Bir sürü insan konuşma yapıyor biz ise anlamsızca alkışlıyorduk.
Chan Bey ise 4.bardağı kafasına dikmişti.
Uykumun gelişini saklamaya çalışırken kapanan gözlerime hakim olamıyordum.
"Gitmek ister misin binnie"
"Yok efendim"
"Changbin benimle gelir misin"
"Ned-"
"Sorma changbin yap"
Gözlerimi devirip ayağa kalktım.
Chan Bey önde ben arkadaydım.
Arabaya binmişti bende arabaya binmiştim.
"Neden Chris'in asistanı oldun? "
"İşe aldı"
"Neden geri girdin? "
"Ben girmek istemedim kendisi aldı ve onunla mutluyum"
"Benimle mutlu değil miydin? "
"Bunu neden duymak istiyorsunuz? "
"Cevap ver Changbin sadece cevap"
"İstemiyorum "
"Changbin cevap ver! "
"Bana bağıramazsın kendine gel! "
En nefret ettiğim şeyi ikinci defa yapıyordu.
Benden beklenmeyen bir performans sunduğum için şaşkın ve sinirli gözlerle bana baktı.
"Kilidi aç"
Gözlerim kapalı derin nefeslere boğulmuş bir şekilde konuşuyordum.
Hâlâ bana bakıyordu.
"Chan kilidi aç"
"Şu siktiğim kilidini aç artık"
Bana yaptığının aynısını bende ona yapıyordum.
Emir yağdırıyor, sesimi yükseltiyordum.
