Merhabalar sevgili Maysa okurları
Yepyeni bölümle karşınızdayım..
Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Profilimi takip ederek ailemizin büyümesine yardımcı olsanız çok mutlu olurum.
Neyse, fazla uzatmayarak bölümlü başbaşa bırakıyorum sizi;
Keyifli okumalar💛
*******************
Maysa'nın anlatımından:
••••••••••••••••••••••••••••••••"Yalanım gerçek çıktı yeminle, başım ağrımaya başladı." Dedim yüzümü Sanem'e çevirerek. Evlerinin koridorunda durmuş, Yiğit'in gelmesini bekliyorduk.
"Sakin ol biraz. Su akacak yolunu bulacak derdi hep anneannem. Bir şekilde her şey yoluna girecek. Sıkma bu kadar canını." Dediğinde başımı olumlu anlamda sallamak dışında bir şey yapamamıştım.
"Bak Yiğit de geldi galiba," dediğinde Sanem kapıyı açmak için hareketlenmişti. Ben de giyindiğim terlikleri çıkarmış, beyaz sporlarımı geçirmiştim ayağıma. Aşağı eğildiğimde başımın gerçekten de ağrıdığını bir kez daha hissetmiştim.
"Esat bey, hoş geldiniz..." arkadaşımın şaşkınlık barından sesiyle, dilinden dökülen isimle donakalmıştım. Esat mı gelmişti beni almaya? İyi de neden?
"Hoş bulduk, Maysa buradaymış, onu almak için geldim." Sertçe yutkunduğumda kalbimin yine dört nala koşar gibi hareketlendiğini hissediyordum. Tıpkı onu ne zaman görsem olduğu gibi.
Yavaşça eğildiğim yerden kalkarak kapının arkasından çıktım. Kara gözleri anında mavi gözlerimle buluşmuştu. Yine çok yakışıklıydı. Yine çok karizmatikti.
"Esat bey..." ne diyeceğimi bilemez biçimde mırıldandığımda gözlerimi kaçırmıştım.
"Hazırsan gidelim." Her zamanki taviz vermezliğini koruyan ses tonuyla konuştuğunda başımı olumlu anlamda sallayarak cevap vermiştim.
Ardından Sanem'e taraf dönerek sarılmıştım.
"Görüşürüz canım." Mırıldandığımda o da beni sarmalamıştı. Heyecandan dolayı ellerim buz gibi olmuştu. Niye beni almak için kendisi gelmişti, anlayamıyordum.
"Görüşürüz. Dikkat et kendine." Diyen arkadaşımla başımı belli belirsiz sallayarak tekrar beni bekleyen kara gözlü adama taraf dönmüştüm.
Eliyle işaret yaptığımda Sanem'lerin evlerinin giriş kısmındaki merdivenleri indim Esat'ın hemen ardından. Arabanın yanına ulaştığımızda benim için ön koltuğun kapısını açması beni bir kez daha şok etmişti.
"Ağzını kapat da bin arabaya." Dalgın halimden Esat'ın dalgavari ses tonuyla sıyrıldığımda ağzımın gerçekten de açık kaldığını yeni idrak ediyordum. Allah'ım bu adamın kalbimle kesinlikle zoru vardı.
Benimle dalga geçmesine karşılık vermeyerek arabaya binmiştim. Kısacık bir süre sonra sürücü tarafın kapısı açılmış, Esat tüm heybetiyle sürücü koltuğuna kurulmuştu. Kısa bir an gözlerimi üzerinde gezdirdiğimde arabayı çalıştırdığını görerek gözlerimi kaçırmıştım hızla. Neden beni almak için kendisi gelmişti sorusu hala aklımın bir köşesini kemiriyordu.
"İyi misin?" düşüncelerimden sıyrılmama neden olan şey Esat'ın otoriter ses tonuydu. Bir adam bir insana iyi olup olmadığını sorarken bile sesinin otoritesinden taviz vermez miydi yahu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAYSA
General FictionYaş farkı içerikli kurgudur. "Yani dün gece, uyumuşum ya ben, şey işte odama..." diyerek gerisini getiremediğimde dilimi ısırdım sertçe. Utanç ısısı tüm yüzüme büyük bir hızla yayılmaya başladığında niye onunla bunu konuyu konuşmak için çalışma odas...