twenty-five | the end

721 75 75
                                    

Jungkook son okuduğu mektubu fırlatıp kalktı yerinden. Okuduğu mektupla yüreğini korku kaplarken ayakkabısını bile giyemeden binmişti arabaya.

Dua ediyordu geç kalmamış olmak için. Yanlış anlaşılma yüzünden kaybederse eğer sevdiğini, kendisini affedemezdi. O da giderdi arkasından. Dayanamazdı onun yokluğuna. Hele ki mektuplarını okuduktan, Jimin'in aşkının ağırlığı yüreğine bindikten sonra.

Hazırlamıştı bugün kendini Jungkook. Jimin'e teklif edecekti. Hazırlığı bitmiş, eve dönerken karşılaşmıştı Seojun ile. Onun kendisini takip ettiğinden habersiz evine giderken ne olduğunu anlamadan dudaklarına yapışan bedeni zaman kaybetmeden itse de geçti her şey için. Jimin görmüştü göreceğini. Yorumlamıştı kendince.

Jungkook kızdı Jimin'e. Ama en çok kendine kızdı. O güveni ona aşılayamadığı için, böyle bir şerefsizliği yapabileceğini düşündürecek kadar gözünden düştüğü için hem kızdı, hem nefret etti kendinden.

Dolu gözleri zaten görüşünü engellerken sanki kendisini daha çok sinir etmek istiyormuş gibi tıkanan trafikle bağırmıştı. 2. kez düşünmeden ise çıkmıştı arabadan. Arkasından gelen kornaları duymadan yalın ayak koşmuştu Jimin ile olan özel yerlerine.

Kaç saat koştu, bilmiyordu. Nefesi boğazına tıkanıp kalbi neredeyse duracağı zaman gelmişti o yere.

Arkası kendisine dönük bir şekilde uçurumun dibinde gördüğü Jimin ile bağırmıştı korkuyla.

"JİMİN!"

Jimin duyduğu sesle irkilirken dönmüştü arkasını hemen. Karşısında Jungkook'u beklemiyordu. Onun gün boyunca Seojun ile olacağını ve mektubu gördüğü zaman her şeyin çok geç olacağını düşünmüştü.

"Neden geldin? Ölümümü izlemek mi istedin? Senin için bir daha nasıl acı çekeceğimi mi görmek istedin? Hangisi?"

Jimin kısık ve kırgın sesiyle konuştuğunda hızla başına iki yana sallamıştı Jungkook. Bununla beraber tutunamayan gözyaşları dökülmüştü birer birer yanaklarından.

"J-Jimin yapma n'olur. Yanlış anladın. Açıklamama izin ver."

Jimin başını sallamıştı iki yana. Yeniden kandırılmasına izin veremezdi.

"Beni yeniden kandırmana izin mi vereyim? Daha ne kadar parçalayacaksın beni hm? Ben artık huzurla uyumak istiyorum Jungkook. Uykularım bana zehir olmasın, bir daha bu iğrenç dünyaya uyanmayayım; aşkının ağırlığı kalbimi daha da parçalamasın istiyorum. Neden izin vermiyorsun? Neden beni özgür bırakmıyorsun?"

Daha yeni kurumuş gözyaşları yeniden dökülmüştü Jimin'in yanaklarından.

"Yemin ederim kandırmıyorum seni! Lütfen dinle beni nolursun! Anlayacaksın sen de beni. Sonra mutlu olacağız. Söz veriyorum Jimin, kollarımda huzurla uyuyacaksın. Lütfen yapma, beni bırakma."

"Ben artık dayanamıyorum. Neden anlamıyorsun beni?"

"Anlıyorum seni, bu kadar geç anladığım için nefret ediyorum kendimden. Ama artık her şey çok güzel olacak. İnan bana, biz çok güzel olacağız."

Jungkook Jimin'e doğru bir adım attığında Jimin hemen elini öne doğru uzatmış ve bağırmıştı.

"YAKLAŞMA SAKIN!"

✓ letters | jikook  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin