1.BÖLÜM: ARİN

244 20 5
                                    

13.05.2023

Hoş geldiniz.

...

En mukaddes iki "Var"a böyle söversen,
Toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
İleriye bakamazsın, gözün kamaşır.
İstikbali kucağında bu mazi taşır...

Hüseyin Nihal Atsız


Ben Eylül Arin. Bu vatanın öksüz, yetim evladı. 

Savaş meydanında açtığı gözlerini savaş meydanında kapamaya yemin eden bir Türk subayı. 

Ben Eylül Arin. Bu toprakların Asena'sı. Bu dağların cesur kadını.

Ben Kıdemli Yüzbaşı Eylül Arin. Alaca Timinin yardımcı komutanı. Alparslan Bozok'un kardeşi, Oğuz ve Tuncay'ın ablası. 

Ben Eylül Arin, intikam uğruna sevdiklerini geride bırakan bir kadın.

15 Ocak 2022 Irak

"Heval seni çağırıyor Sayha" diyen adamla oturduğum yerden kalkıp örgütün toplantı odasına ilerledim. Kapıyı tıklatarak gel demesini beklemeden açtım. "Beni çağırmışsın başkan." 

"Otur Sayha, sana anlatacaklarım var."

Oturmamla önüme koyduğu kağıtlara bakmaya başladım. Tugaydan alınan mühürlü belgeleri görmemle bakışlarımı başkana çevirdim. Yüz ifademi inceleyerek gülmeye başladı.

"Şaşırma Sayha, o itler nasıl bizim içimize adam sokuyorsa bizde onların içlerine adamlarımızı sokuyoruz. Ah Türkler, kendileri gibi herkesi salak sanıyorlar. Sana neden bu belgeleri gösterdiğimi öğrenmek ister misin Sayha?" 

Oturduğum yerde bedenimi dikleştirerek başımı onaylarcasına salladım. Oturduğu koltuktan kalkarak dibime kadar giren adamla derin bir nefes aldım. "Sen benim güvendiğim tek kişisin Sayha. Yapacağım planlarda kurnaz aklını kullanarak bana yardım etmen gerek."  Elleriyle yüzümü avuçlayıp beklentiyle bakmaya başladı. "Yardım edeceksin dimi?" 

"Elimden geleni yaparım başkan" dememle bana içten bir şekilde gülümseyerek daha da yakınıma girmeye başladı. Başını boynuma eğmesiyle dişlerimi sıktım. Midem bulanıyordu. "Bu koku Sayha, bana yaşadığımı hissettiriyor." Başımı geri çekerek ona baktım. Ejder, bana takıntılı olan soysuz it. Tekrar bana yaklaşacağı zaman dışarıda duyulan çatışma sesleriyle masadaki kağıtları toplamaya başladı. 

"Başkan, Türk askeri geldi" diye bağıran soysuz itle daha hızlı hareket etmeye başladı. Kağıtları bir çantaya koyarak yanıma geldi.

"Bunlar sana emanet Sayha burada beni bekle güzelim. Geleceğim" kapıdan çıkan adamla tutuğum kahkahamı serbest bıraktım. Kurda, kuzuyu emanet etmişti. Elimdeki çantayı omuzuma takarak temkinli adımlarla dışarıya çıkmaya başladım. Yerde gördüğüm leşlere keyifle bakarken "Kımıldama yoksa beynini dağıtırım" diyen adama baktım. Yüzbaşı Boratav karşımdaydı. Onu görmeyeli kaç sene olmuştu? 

Değişmemişti. Bakışlarındaki intikam ateşi yerini koruyordu. Beni kolay bir şekilde tanıyamazdı. Onun aksine değişmiştim. Sarı saçlarım artık siyahtı. Yeşil gözlerimin yerini kahverengi lensler almıştı. Bana yaklaşmasıyla geriye doğru adımladım.

"Sana kımıldama dedim" 

Üzgünüm Boratav seninle gelemem. Daha intikamımı alamamışken vatanıma dönemem. 

"Uzak dur Yüzbaşı" alayla gülümseyerek bana doğru gelmeye başladı. Üstüme atılmasıyla kondisyonumu koruyup kasıklarına kuvvetli bir tekme attım.

"Hay sikiyim" kalkmasına izin vermeden ensesine sert bir darbe indirdim. Dengesini kaybedip yeri boylarken hızla bu iğrenç yerden uzaklaşmaya başladım. 

Bu dağlarda yıllarım geçmişti. Gideceğim yeri avcumun içi gibi biliyordum. Hızlı adımlarla kamptan uzaklaşmaya başladım. Ejder'i almaya geleceklerini biliyordum ama benim dönmem için erkendi.

Yüzbaşı Alp Boratav

Temkinli adımlarla odaları kontrol ederken gördüğüm kadınla silahımı mevzilendirdim. "Kımıldama yoksa beynini dağıtırım" diyerek onu uyardım. Gördüğüm yüzle afalladım. Bu kadın tanıdıktı. İnsanlar gerçekten çift mi yaratılırdı?  Gördüğüm sima yıllar önceki kadını bana hatırlatıyordu. Ruhu paramparça olan kadını. 

Ona adımlamamla geriye doğru gitti. "Sana kımıldama dedim" emrime uymazsa onu vurmak zorundaydım. "Uzak dur Yüzbaşı" ses tonu aynı değildi. Karşımdaki kadın yıllar önce omzumda gözyaşı döken kadın değildi. Üstüne doğru atıldığımda kasıklarımı yediğim tekmeyle sarsıldım. "Hay sikiyim" bu nasıl bir güçtü. Kalmama izin vermeden enseme indirdiği darbeyle gözlerimin karardığını hissettim. Dengemi kaybedip yere düşerken koşarak uzaklaştığını fark ettim. Kulaklığıma dokunurken konuşmaya başladım. 

"Alparslan kadın kaçıyor"

Ayağa kalkmamla boynumdaki kolye kopmuştu. Elime aldığım künye bana ait değildi. Şehit olurken intikam sözü verdiğim kadının künyesiydi. Avcumu ateş gibi yakan künye Kıdemli Yüzbaşı Eylül Arin'ine aitti.


Merhaba, olaylara yavaş yavaş giriş yapıyoruz. Fazla gizemli bir şekilde ilerlediğimizin farkındayım. İlerlediğimiz bölümlerde her şey açığa çıkacak. 

Beğenmeyi unutmayın :)

Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın <3

Gelir Ve Yakar EylülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin