Merhabalar hem wattpad te hem de yazarlıkta yeniyim.
Hem okuldan hem de KPSS den boş bulduğum zamanlarda yazarak deşarj olmak istiyorum.
Hikayenin kısa bir bölümünü yazarak siz değerli okurların fikirlerini almak istedim.Beğenileriniz, fikirlerimiz, olumlu olumsuz geri bildirimleriniz benim için çok kıymetli. Sizlerden aldığım destekle yazmaya devam edeceğim inşALLAH. Desteklerinizi esirgemediğiniz için şimdiden teşekkür ederim.
Kaldı işte
Çayımız bardakta
Çocukluğumuz sokaklarda
Mutluluğumuz kursağımızda
Sevdiklerimiz uzaklarda
Gülüşlerimiz fotoğraflarda...
***
" Bak annem bana ne aldı?" elindeki melek figürlü kolyeyi göstererek karşısındaki çocuğu kıskandırmak istemişti küçük kız.
Çocuk ise oralı olmamıştı. Sadece " Git başımdan limon kız" demişti.
Küçük kız ise onun aldırmaz tavırlarına sinirlenerek "Uyuzuf işte ne olacak" deyivermişti.
Kendisinden neredeyse beş yaş büyük çocuğa meydan okumuştu adeta. Yeşil gözlerinden öfke dolu bakış gönderirken bir yandan da " Annemin babama söyledikleri doğru galiba. Erkekler gerçekten öküz." diye homurdanmaya başladı.
Karşısında minik pembe dudaklarını büzerek konuşan küçük kıza baktı. Bu kızı üzmeyi hiç sevmiyordu. Neden onu başımdan savmak istedim diyerek kendisine kızıyordu.Bir yandan da kızın gönlünü nasıl alabilirim diye düşünmeye başlamıştı.
Küçük kız ise öfkeden renk değiştirmiş bir halde çocuğa bakmaktaydı.Sarı saçlarını savura savura önünden geçip gitmeye niyetlenmişti ki bir el tarafından durdurulduğunu hissetti.
" Ya bıraksana kolumu. Canım yanıyor. Ya bırak anneme söylerim yoksa."
" Özür dilerim limon kız affet beni."
" Affetmeyeceğim işte banane." diyerek omuz silkti küçük kız. Başını ondan aksi yöne çevirerek çocuk masumluğuyla ona kırılmış olduğunu söylüyordu.
Kızın bu sevimli hallerine dayanamayıp bir an önce gönlünü almak istedi.
" Sana çikolata versem beni affeder misin?"
" Banane affetmeyeceğim işte."
İki elini olabildiğince açarak " Ama çok çikolata versem yine de affetmez misin?"
Duyduğu sözlerle afallayan kız çikolataya asla hayır diyemezdi. Anlaşmayı kabul eden taraf edasıyla,
" Tamam ama çikolatayı ben seçeceğim." diyerek minik elini çocuğa uzattı.
Tam o esnada annesinin sesini duydu çocuk.
" Yusuf ,Elif neredesiniz. Yusuf Sevgi teyzenler kalkacaklarmış. Elif' i de al gel. Hadi acele et."
" Tamam anne geliyoruz." Annesinin sesini duymasına rağmen hemen gitmek istemedi.
Elif'in gönlünü aldığına sevinmişti Yusuf. İşte tam da o anda Elif'i küstüğü için cezalandırmak istemişti.Çünkü nedense Elif' i üzmek ondan ayrı kalmak acı veriyordu. Bu yüzden etkili ama aynı zamanda canını yakmayacak bir ceza düşünmeliydi. Yavaş yavaş düşünceleri şekillenmeye başladı. Aklına gelen hin fikirleri bir önce uygulamak isteyerek harekete geçti.
O anda kızı kendine çekerek gıdıklamaya başladı. Bir yandan da " Bir daha küsecek misin ha" diyerek kızı yaptığına pişman etmeye çalıştı. O da tamam bi daha küsmem dediyse de çocuğun elinden kurtulamadı.
Elif ,Yusuf'un bir anlık boşluğundan yararlanarak elinden kurtuldu ve koşmaya başladı. Düşmesinden sakındığı kolyesini sıkıca tutuyordu.
Minik adımlarına yetişmekte zorlanmayan Yusuf, Elif'in kör kuyuya doğru koştuğunu görünce olanca hızıyla koşup bir an önce kızı durdurmak istedi. Aradaki mesafeyi kapatıp kızı tam da kuyunun yanında yakaladı. Kızı sıkı sıkıya sarıp sarmalarken bir yandan da kızmaya başladı.
" Sen deli misin? Nereye koştuğunu görmüyor musun az kalsın düşecektin."
" Düşmeyecektim işte. Yaa bırak beni" diyerek Yusuf' un kollarından kurtulmaya çalıştı. Ama bu defa başarılı olamayarak sadece ellerini kurtarmayı becerebildi.
Kurtulma ümidiyle çırpınmaya devam ederken kolyenin elinden kayıp düştüğünü hissetti.
Gözlerini kolyenin düştüğü kuyuya çevirdiğinde hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Minik elleriyle Yusuf' un göğsünü yumruklarken hissettiği acıyı dindirmeye çalışıyordu. Ama dinmiyordu işte.
***
Bundan tam 20 yıl sonra bir uçak yolculuğunda buruk bir tebessümle kaybettiği kolyesini ve Yusuf' u hatırlayan Elif, kaybettiklerinin gelmeyeceğine o kadar emindi ki.
Hayatın ona getireceklerinden habersiz kalbinin sızlamasına engel olamayarak
" Ah Uyuzuf'um neredesin sen?" demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuyu
RandomO yeşil gözlerin gri harelerinde kaybolmuştu Yusuf... Çaresizlik denizinde boğulurken şefkat limanına sığınmıştı Elif.. Aşkı arayan bir adamla aşk hikayelerinden nefret eden bir kadının öyküsü... Bir kuyu hayal edin. Kuyudan çıkmak mı yoksa kuyuya h...